Süheyl Okur

Allah, Karîb

İnanan insanlar, gördükleri tüm güzelliklerin ve tüm nimetlerin Allah'a ait olduğunu bilirler ve bu nedenle de kalplerinde Rabbimize karşı derin bir saygı ve sevgi duyarlar. Tüm sevgilerini kendilerini yaratan, Kendi ruhundan üfleyen, yarattığı tüm nimetleri hizmetine veren, onları her an gözeten ve koruyan Allah’a yöneltirler. Tüm varlıklar ancak O'nun dilemesiyle hayat bulmuştur ve yine O'nun emriyle bir gün mutlaka yok olacaktır. Kuran’da, “Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır.” (Rahman Suresi, 27) ayetiyle haber verildiği üzere her şey yok olucudur, kalacak olan yalnızca Allah’tır.

Nefsin Tutkuları

Nefis kelimesi ‘insanın kendisi’ anlamına gelir ve ‘benlik’ olarak düşünülebilir. Kur’an ayetlerine göre, insan nefsinin kötülüğü emreden bir yönü ve o kötülükten sakınmayı emreden diğer bir yönü vardır.
Nefse ve ona "bir düzen içinde biçim verene",
Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).
Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.
Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır. (Şems Suresi, 7-10)

Hakiki Bayramımız

Bugün açlık, yoksulluk, parasızlık en önemli sorunların başında geliyor. Yönetimdeki ve ekonomideki aksaklıklar, savaşlar, baskıcı yönetimler insanların yoksulluk çekmelerine neden oluyor.

Nefis

İnsanı, "işittik ve itaat ettik" demekten alıkoymaya çalışan etkenlerden en önemlisi, ‘heva’, yani insanın bencil tutku ve istekleridir. Hevanın kaynağı ise insanın içindeki ‘nefs’idir. Nefis, Kuran'da bildirilen ifadesiyle "... var gücüyle kötülüğü emredendir..." (Yusuf Suresi, 5) Şeytanın kontrolü altındaki nefis, hiçbir zaman insanın iyiliğini istemez. Bu nedenle insan, nefsinin kendisine vereceği emirlere karşı son derece dikkatli olmalıdır:

Kimin Kulusunuz?

İçinizde bir sıkıntı hissediyor, Allah’ın ilhamı olan vicdanınızın yaptığı Rahmani uyarıyı dinlemiyorsanız..

İçinizden Kur'an'a uygun olmayan düşünceler geçiyorsa...

Allah'ı anma konusunda gevşeklik gösteriyorsanız...

Allah'ın sınırlarını korumaya, buyruklarını yerine getirmeye özen göstermiyorsanız...

Planlarınız Allah'ın hoşnutluğu dışında farklı bir amaca yönelikse...

Kendi çıkarlarınız diğer müminlerin çıkarlarından daha öncelikliyse...

Kendinize ya da bir başka mümine yönelik kuşkunuz/kötü zannınız varsa...

Bin Defa Mazlum Olsan Da...

Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma. Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir. Hz.Ali (r.a.)

Gerçek anlamda adalet insanlar arasında hiçbir fark gözetmeden hepsini kapsayan; ırk, dil, din gibi ayrımlar gözetmeyen, güçlülerin değil haklıların üstün olduğu bir sistemdir.

Küfrün Her Anı Acıdır

İnkarcı için dünya ve ahiret hayatının her anı acıdır. Fıtrat olarak Rabb'ini bilip tanımaya ve imana yatkın yaratılan insan, şeytanın telkinlerine ve nefsinin tutkularına aldandığı, dünya hayatının çekici süslerinin ardında hırsla koştuğu için sıkıntı içinde yaşar. Allah ona yakınken o yüz çevirir; bu yüzden henüz dünya hayatında azabı başlar.

Güzel Ahlak Nasıl Olmalı?

Gerçek anlamda güzel ahlâk nasıl olmalı? Bu konuda yaptığım bir araştırmayı, Peygamberimiz (sav)'den ve büyüklerimizden derlediğim güzel sözleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır buyurur” Peygamberimiz (sav). Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlâktır. Güzel ahlak güler yüzlü olmak, cömertlik, kimseyi üzmemek, eziyet vermemek, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir.

Ümitsizlik Şeytandandır

Şeytan, insanlara her zaman güvensizliği fısıldar. Olaylara karamsar bir açıdan bakmayı telkin eder ve gelecekten yana ümitsizliğe düşürmeye çalışır. İnsanların Allah’a iman ve itaat etmelerini, sabırlı, tevekküllü ve ümitvar olmalarını istemez. Kadere teslimiyet, sabır ve tevekkül insanları Allah'a yakınlaştıran davranışlardır çünkü. Ve insan Rabb'ine ne kadar yakınsa Şeytandan o kadar uzak olur. Bu yüzden şeytan, insana ümitsizlik telkin etmeye ve çaresiz ve çözümsüz bir ruh haline sürüklemeye çaba gösterir.

Birçok insan yaşadığı zorluklar karşısında ümitsizliğe kapılır. Ancak derin iman sahibi insan, Allah'ın her işinde kendisine yardımcı ve destekçi olacağının bilincindedir. İnananların her işi Allah'ın koruması altındadır. Sonuç olumsuz gibi görünse bile lehlerindedir.

Kimi zaman insan, yaptığı bir hata ya da işlediği bir günah yüzünden imanından umudunu keser, asla bağışlanmayacağına ve azapla karşılık göreceğine kendisini inandırır. Kur'an dışı olan bu düşünce, şeytanın verdiği vesveselerden biridir. Allah'a yönelmek, O'ndan bağışlanma dilemek, tevbe edip O'nun rahmetine sığınmak konusunda ümit kesilmemelidir. Allah, "... Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir. " (Zümer Suresi, 53) buyurarak kullarına bu gerçeği müjdeler.

Nasıl Arkadaş Seçmeli?

Toplumda arkadaş seçmenin ölçüsü yaşanan çevreye ve kültür düzeyine göre farklılıklar gösterir. Her çevrenin kendine özel birtakım kuralları bulunur.

Mîmarî Şaheserler; Kar Taneleri

Elinize bir kar tanesi alıp baktınız mı hiç? Şekilsiz pamuk gibi görünür, hemen erir ve elinizde birkaç damla su kalır. Oysa kar tanelerini daha detaylı incelerseniz çok çeşitli şekillere sahip olduklarını görürsünüz.

"Ben İflah Olmam"

Hatalarından dolayı yaşadığı suçluluk psikolojisi içinde insan, " ben asla iflah olmam" der, kendini asla düzelemeyeceğine inandırır. Dahası tevbe de etse Allah'ın onu bağışlamayacağını düşünür.

İlkel Mağara Adamı Yalanı

Biz inanan insanlar için ölçü Kuran'dır. Allah Kur’an’da, insanı düzgün bir şekilde yarattığını bildirir. Ardından da Hz. Adem (as)'a kelimeleri öğretmiştir.

Dolayısıyla mağarada oturan, homurdanarak ses çıkaran, ilkel ve maymun benzeri insanlar asla yaşamadı. Bu, evrim teorisyenlerinin, iddia ettikleri evrim sürecini açıklayabilmek için dayattıkları delice bir düşüncedir.

Kur’an’dan Kaçanlar

İnsanların büyük bir kesimi dünya hayatına olan şiddetli bağlılıkları nedeniyle hayatları hiç sona ermeyecekmiş gibi davranır, Kur’an’ın bildirdiği gerçeklerden kaçarlar. Dünya hayatının ‘göz açıp kapama süresi’ kadar kısa olduğunu düşünmezler. Her insan, aniden ölüm melekleriyle karşılaşabilir, mezara giderken de dünya hayatında sahip olduğu hiçbir şeyi yanına alamaz. Yapayalnız bir şekilde Allah'ın huzuruna çıktığında ise, sadece dünyadayken yapıp ettikleri önüne getirilir.

Uyumlu İnsana Sevgi Duyulur

Nefsi insanı, olumsuz düşünmeye yönlendirir. Olaylara olumsuz bakış açısıyla baktığı takdirde daha tedbirli davranacağı ve daha akılcı adımlar atacağı yönünde telkinler verir. Dahası olumlu düşünmenin Pollyanna’cılık ve kendini kandırmak, olumsuz düşünmenin ise gerçekçilik olduğuna inandırmaya çalışır.