Gençliğin İntihar Koşusu

Birçok Türk aydın, düşünür ve yazar gençliğin içinde bulunduğu durumu, bu durumun getireceği sonuçları ve bu sonuçların olmasına neden olacak faktörlere karsı alınması gereken önlemleri gazetelerde, televizyonlarda ve kitaplarında ifade ediyorlar. Onların ifadelerinin, düşüncelerinin ve çözüm için yaptıkları önerilerin yanında benim yazacaklarım pek bir anlam ifade edemez ama yinede gençliğin sürüklendiği yada daha doğru bir ifadeyle sürüklenmeye çalışıldığı ucunda ne olduğunu kestiremediğimiz karanlık yolda tehlikeyi bizzat yaşayan bir üniversite öğrencisi olarak bende düşüncelerimi aktarma gereksinimi duydum.

Şu anda gençlik hem fiziki görünüş hem de kişilik olarak, iyi terbiyeyle yetişmiş ve eskiden Türk gençliğinin yaşantısını bilen kişiler tarafından “ bu gençlik nereye gidiyor” denilecek bir halde. Bu hale gelmek bir anda olan bir değişimin ürünü değil, aslında yüzlerce yıldan beri Türklerin aile yapısı, gençlerin milli şuuru ve vatan sevgisi Türk düşmanı devlet ve kurumlar tarafından yok edilmeye çalışılıyor. Ama yüzlerce yıldır yaptıkları etkinin on katı daha ciddi ve ağır etkiyi 1992 yılında özel televizyonların kurulmaya başlamasından günümüze kadar olan dönemde yapmayı başardılar.

Yeni doğan bir çocuk daha adını ezberlemeden TV programlarını ezberleyecek kadar, ev hanımları kocaları eve geldiğinde onların geldiğini fark edemeyecek kadar ve gençler magazin programlarında ki manken ve şarkıcıların şeceresini sayabilecek kadar televizyona bağlı bir yaşamın esiri olmuş durumda. Bu durum doğal olarak yalnızca gençliği değil, bütün insanları olumsuz yönde etkiliyor. Her gün yayınlanan bu programlarda bekâret önemli mi? Namus diye bir şey var mı? Şeklinde tamamen milli ve ahlaki değerlere aykırı konular tartışılacak kadar ileri gidilmiş durumda. Bazı kanallarda Toplumu bilinçlendirmek, gidilen karanlık yola ışık olabilmek için, belgesel, film ve haberler yayınlanıyor. Fakat bu kanallar maalesef zararlı programlarla dolu olan büyük kanallarla yarışabilecek maddi olanağa sahip değiller. Sonuçta gençler reklâmlardan da etkilenerek belgeseller ve aydınlatıcı tartışma programlarını izlemek yerine rap star, pop star ve dans et benimle gibi insanı aptallaştıran programları izliyorlar. Yayınlanan klipler adeta bir erotik filmi andırıyor. Dizilerde gerçek Türk toplumunun değil dönüştürülmek istenilen Türk toplumunun yaşantısı anlatılıyor ve sonuçta bu anlatılanlar toplumun kafasında yer ediniyor. Bu duruma gazetelere yansıyan bir kıssayla misal verelim

Habere göre ilköğretim 5. sınıfa giden bir öğrenci yanında oturan kız öğrenciye sana şu kadar para vereyim benimle ilişkiye gir şeklinde ahlaksız bir teklifte bulunmuş ve kızın durumu öğretmenine anlatması sonucun da öğrenci hakkında okul disiplin kuralları çerçevesinde işlem başlatılmış. Burada bana göre bu ahlaksız teklifi yapan daha ergeniğe bile girmemiş öğrencinin hiç suçu yok. Bence bütün suç bin bir gece adındaki birçok evde bir aile dizisiymiş gibi izlenen dizinin yapımcılarında ve bu türden dizileri çocuklarına izleten ailelerde. Ülkede bu tür programları denetleme yetkisi radyo televizyon üst kurulunda(RTÜK) fakat gerçeği söylemek gerekirse onlarında eli kolu bağlı durumda, ne zaman RTÜK bir programa yasak getirse o televizyon kanalında RTÜK aleyhinde haberler ve programlar yayınlanıyor doğal olarak RTÜK yetkilileri de eleştirilere dayanamayarak kanallara gereken şekilde müdahalede bulunamıyorlar. Olan yine topluma ve toplumsal değerlere oluyor.

Ülke gençlerinin gelecekte izleyecekleri yolun haritasını görmek istersek bulunduğumuz konumdan pek fazla uzaklaşmamıza gerek yok her mahallede bulunan liselerden birine giderek bu isteğimizi gerçekleştirebiliriz. Yada oda arkadaşımın yaşadığı şu olay hakkında bir yorum yaparak gidilen yolun haritasını zihnimizde de çizebiliriz. Arkadaşım okuldan çıkıp İETT otobüsüne binmiş ve bir yere oturmuş birkaç dakika sonra bir lisenin önünde 2 kız öğrenci ve arkalarından bir de erkek öğrenci otobüse binmiş. Kızlarla erkek öğrenci samimi bir şekilde muhabbet ettikten sonra birkaç durak ötede erkek öğrenci otobüsten inmiş, çocuğun otobüsten inmesiyle birlikte kızlar çocuk hakkında yorum yapmaya başlamışlar. Kızın biri “bu Serkan’da amma süt” deyince diğeri hiddetli bir şekilde “o süt değil, hem süt olsa sigara içmez, bara takılmaz, partilere gitmezdi” diye aklınca çocuğu savunmaya geçmiş. Diğeri de “bence yeterli değil ben onu hiç kızla görmedim, hem derste çalışıyormuş” deyince çocuğu savunan kız daha da hiddetli bir şekilde “yanılıyorsun o kızla da çıktı, derslere de hiç katılmıyor” demiş İşte toplum gençliğinin bataklığa saplanmış iki öğrencisinin arasında geçen konuşma bu. Görüldüğü üzere Artık sigara içmeyen, ders çalışan, kızla çıkmayan öğrenciler süt çocuğu tanımının yapılmasında kullanılıyor. Bu yapılan tanıma göre benimde tam bir süt çocuğu olduğumu, bu sütlükten dolayı da gurur duyduğumu belirtmek isterim.

Gençlerin saplandığı bir diğer bataklıkta internet. Gençlerin büyük bir zamanı ya televizyon karşısında yada bilgisayar başında geçiyor. Ve gençler internette bulunan yüz binlerde zararlı site arasında sanal sörf yapıyorlar. Buradaki cinsel boşluğa kapılan gençler internetten bir arkadaş aramaya başlıyorlar sonunda biriyle tanışılıyor. Bu arkadaşlık sevgi, saygı değil tamamen cinsel arzular üzerine temelleniyor. Bazen alan memnun veren memnun oluyor ama çoğu zaman bu tanışmalar büyük yıkımlara gebe oluyor. Gençliğin ufkunun kararmasında kullanılan en büyük silah şüphesiz ki cinsellik. Bizim örnek almamız gereken atalarımızın taşıdığı namus bilinci şu anda Türk toplumunun genelinde mevcut olsa bizi kimse tutamaz. Onların namuslarına ne derece önem verdiklerini bir örnekle açıklayalım. İstanbul’un fethinin kahramanlarından olan Ulubatlı Hasan bir gün bir dağ yolunda giderken uzaktan bir köylü kızının çeşme başında su doldurduğunu görür. Biraz sonra kızın yanında iki adam belirir. Adamlar kızı çevreler kız kaçmak ister ama yapamaz. Durumu gören Ulubatlı Hasan hemen çeşmenin başına koşar ve kızı bırakmalarını söyler. Adamlar “defol git buradan istiyorsan sıranı bekle” diye adi bir teklifte bulununca Ulubatlı Hasan kılıcını çıkarır ve iki adamı da yere serer. Daha sonra kıza suyunu doldurmasını ve önüne düşmesini söyler. Kızı köyüne götürmek için giderken kızın arkasında olmaktan rahatsızlık duyar ve kendi kendine şöyle der “ o tazecik bir Anadolu kızı bende genç bir erkeğim benim onun arkasında gitmem bana yakışmaz” sonra kızın önüne geçerek kızı evine kadar götürür. İşte bu olaydaki kahraman Ulubatlı Hasanın taşıdığı şuur İstanbul fethinde mücadele veren Fatihin bütün neferlerinde vardı. Biz gençler Brad pitti, madonnayı yada diğer geleneksel Türk ve İslam toplum yapısına aykırı insanları örnek almak yerine gerçek birer kahraman olan dedelerimizi, atalarımızı örnek almalı ve onlar gibi milletimiz için, vatanımız için, namusumuz için mücadele etmeliyiz.

Eğer televizyonlarda ve dergilerde örnek almamız gereken kişilerin değil de millet için birer utanç kaynağı olan kişilerin yaşamları anlatılmaya devam ederse toplumda bu karaktersiz insanların yaşantısını örnek alacaktır. Bu bozuk düzene bir an önce dur denilmezse Türkiye’de vatan sevgisi, toplumsal ahlak, güvenilir gelecek ve milli kültür gibi Türk toplumunun temelini oluşturan konulardan söz etmek imkânsız bir hal alacak. Ben umuyorum ki toplumumuz oyunlara gelmez, milli birlik ve beraberlikten ayrılmaz.




Salih SEZEN


19 yorum

:(:(:(

cevap verin banada gerçekten çok bunalımdayım intiharı düsünüyorum

02.05.2010 - yakamozçm

bunalımdayım

selam merhaba ben 20 yaşında bir kızım hem okuyorum hem çalışıyorum yalnız hayattan çok yoruldum çalıştığım iş çok yorucu eve geldiğim zaman dizlerim şişmiş oluyor evdede oturamıyorum ailemle birlikte yaşıyorum ailede tek çalışan benim ailem evde oturuyor hiç biri iş yapmıyor eve gelince temizlikte yapıyorum hiç tatilim yok ne yapmam gerekiyor hem ruhen hem bedenen çok yoruldum kaç sefer konuştum beni anlamıyorlar yaşlıyız diyorlar benim gücüm kalmadı ve çokta huzursuz bir ailem var dayanamıyorum ne önerirsiniz

27.04.2010 - yakamozçm

Bunalımlarınız hayatınızı bulanıklaştırır.

Kardeşim şu dünya sahnesi ve meydanında kimisine saltanat,kimisini zillet,kimisine kölelik kimisine saadet ve kahkaha,kimisine acı keder yumakları kimisine debdebeli ihtişamlı bir hayat kimisine belalı çileli bir hayat veya rol düşer.ama hiçbir saltanatlar acılar kederler ihtişamlar sıkıntılar kalıcı olmaz.kiminin saltanatı yere batar,kimisinin saadeti kıyamete kadar sürer.bu dünyada paşa olanlar orda geda olurlar.burda geda olanlar orda paşa olurlar.Hz Hüseyini cennetin efendisi yapan sahne kerbeladır. Hz İbrahime peygamberlik ve kulluk nemruda zillet düştü.şu sırrı imtihan dünyasında tecrübe meydanında hayat maratonunda herkese farklı bir imtihan düşer,kimine bela düşer, kimine nimet düşer, kimine saadet düşer kimine felaket düşer,kimine fedakar baba düşer, kimine zalim bir anne düşer,ama bu düşen sahneler kalıcı olmaz.sahneler bir gün kapanır.kapanan sahnelere mevcudattaki mahlukat ya yuh çeker yada bravo çeker.

Kardeşim her hayat maratonunda bir son vardır.finiş vardır.maratonun inişli çıkışlı engelli yolları vardır.bu maratonda önemli olan kulluk ile finale varmaktır.finale varmak için ise hızlı koşmak yerine ölçülü dengeli koşmak icap eder.gücü kuvveti sabrı dirayeti inayeti ölçülü sınırlı idareli kullanmak gerekir ki finale varılsın.eğer güç, kudret, irade, sabır ölçüsüz ve gereksiz olarak tüketilirse finale varılamaz.insan teklemeye tökezlemeye başlar.rabbim elimize sihirli değnek vermemiş ki her şeyi kolaylaştıralım.elimizde sihirli değnek olmazsa da elimizde niyet ve nazar değneği vardır.o niyet ve nazar değnekleri ile hiç olmazsa olayların ve hadisatların manalarını ve renklerini değiştirebiliriz.gözlük şeffaf olursa her şeyi şeffaf ve net gösterir.gözlük siyah olursa her şeyin rengi siyah görünür.bizler hayata olaylara hadisatlara bakış açımız değiştireceğiz.bulunduğumuzu hayatın nimetlerini olmayanlarla kıyas edeceğiz.bizim musibet bildiğimiz nice nimetler vardır ki içerisinde onlarca nimet gizlenmiştir.nice nimet zannettiklerimizde belki şer gizlenmiştir.insan olmak bir tesellidir.görmek işitmek duymak imanlı olmak Müslüman olmak sağlam olmak ve buna benzer nice trilyonlarca nimetler birer tesellidir bizlere.hiç olmazsa bunları düşünerek acıları ve kederleri aza indirebiliriz.

Yoruldunuz çünkü hayat maratonu yorucudur. insan o maratona daha alemi ervahta başladı,anne karnında bir parkuru aştı, dünya parkuruna geldi,çocukluk ,gençlik ve ihtiyarlık parkurlarından geçip kabir parkuruna girecek oradan berzaha oradan haşire, haşrin çileli parkurlarını aşıp sıratın parkurlarından sonra cennet yada cehennemde son bulacak bir maratondadır.daha ne oldu ki şekvaya başladınız.daha kaçıncı parkurdasınız.senin o bebeklik ve çocukluk döneminde annene ve babana çektirdiğin zahmetlerin ve çilelerin karşılığını ödemek için 100 sene çalışsan bile azdır.onlar belki tembellik ve atalet ve boş vermişlik sendromuna düşmüşlerdir.belki onlarda artık yorulmuşlardır.belki şekva etmezsen onlar senin definen olacaklar.sen onlar sayesinde onlara of bile demeyerek yüzlerce senelik sevap kazanacaksın.belki yarın yevmi mahşerde çok insan onları razı edemezken sen razı edeceksin.belki o zaman oh çekeceksin.vicdanın rahat olacak.onlara karşı vazifemi yaptım diyeceksin.

Kardeşim nasıl ki okuluna işine patronuna ve insanlara karşı tahammül ediyorsun katlanıyorsun sabrediyorsun onlara karşıda bunu yapacaksın. belki ebedi onlarla kalmayıp bir gün evlenip gideceksin.belki onlarda yorulduğu için mecalleri yok çalışmaya.belki onlar senin kadar merhametli değiller.cenabı hak peygamberlerine sabrı tavsiye ettiği gibi peygamberlerde getirdikleri kitaplarda ve yaşadıkları hadisatlarda sabrı tavsiye etmişlerdir insanlara.bakın kitaplara o yaşamlara hep sabır ile örülmüştür her şey.tevekkül ile donatılmıştır onlar.teslimiyet ile bezenmiştir onlar.Hz Zekeriya Aleyhisselamın teslimiyeti bizlere yüklenmemiştir.kör testereler vücudunu ikiye keserken sesini çıkarmaması istenmiştir.kazanma ve kaybetme kuşağında ölçülen sabra bakın. Evet insanın elindeki her şey kısıtlı ve sınırlıdır imtihan gereği olarak..her sıkıntının ardından mutlaka bir inşirah ferahlık vardır.belki bu zamandaki çektiğin sıkıntıların neticesi olarak evlilik hayatın rahat olacak.paranın hatırı için okulun hatırı için nasıl patrona hocalara kişilere karşı tahammül edip sabrediyorsan hakkın hatırı ve ailenin hatırı içinde sabredeceksin.o hatırlardan daha yücedir bu hatırlar.demek ki manevi huzurları yok ki öyle huysuz öve huzursuzlar.demek o kadar acizler ki, senin umuduna kalmışlar.

Çalıştığın iş zor ise zahmetli ise kendine daha az yorucu olan bir iş bulabilirsin.aslında rahat yer ortam pek yoktur.adamın işi rahattır ama ruhu aklı fikri huzursuzdur.bir çok malayani vehmi farazi şeyler yüklenmiştir.adamın işi zordur anma belki tevekkül sayesinde aklı fikri rahattır bir manada.hakikatte bu dünyada rahatını arayan ahmaktır diyor.Abdulkadir Geylani Hazretleri.sanma ki her kes rahattır.zahiren öyledir bu hakikatte böyle değildir.nice yüzler vardır,bahar havası eser,ama o kalplerde nice soğuk elem keder fırtınaları kopar.nice insanlar vardır ki saltanat debdebe içerisinde acı çeker endişe çeker,nice ruhlar ve akıllar vardır ki kuşatma altındadır.o kalpler ruhlar elemin kederini acının şehvetin hırsın kinin ve adavetin kuşatması altında perişan olur.şu dünyada rahatlık olsaydı cennet olmazdı.cennet şu dünyadaki zahmetin çilenin karşılığının verildiği mükafat yeridir.insan 30 sene çalışır emekli olur.emeklinin tadını çıkaramaz.çünkü yaş 65 tir.ölümün keşif kolları olan hastalıklar başına çöreklenmiş,saçının üçte ikisi beyaz kefene girmiş,beli bükülmüş,ele baston düşmüş,bir ayak çukurdadır.ölüm sendromu ona gelmiştir.halbu ki rabbimin kullarına şu dünya memuriyetindeki başarısı ve emeği neticesi verdiği mükafat daha güzeldir.33 ünde emekli ediyor onu cennette.kaygısız tasasız.endişesiz hastalıksız belasız korkusuz bir emeklilik yaşayacak.sonsuz bir cennet emekliliği veriyor.kulların verdiği emeklilik nerede rabbimizin vereceği emeklilik nerede.

Belki şu durumda şartlarınız müsait değildir ama belki ileride tatiliniz olur,rahat hayatınız olur.fatırı hakim kullarına öyle hisler latifeler vermiş ki o hisler onu dünyanın boğucu ve sıkıcı haletlerinde boğulmaktan ve sıkıntıdan manen bile olsa kurtarır.nefes aldırıp bütün bütün boğulmasını engeller.o duygular işte tefekkürdür.hayaldir.umuttur.insan düşüncesi ile ve hayali ile nerelere gider gezer gelir.dua ile elini hangi alemlere uzatır.umut ile hangi yerlerde gezer.hayal ile nice güzelliklere girer çıkar.az ve küçük bile olsa insana bazen yeter.ümitsizlik hayatın katilidir.mutluluğu parçalar tahrip eder.sabır zırhını giyene ümitsizlik okları keder elem kurşunları pek zarar vermez.sende bunlarla kuşan.bazen kul ibadetle amelle muvaffak olmadığı şeylere anne ve babasının duasıyla hizmetiyle erer.gece nasıl ki yorgunluğumuzu alıp sabaha bizleri sıhhatlı ve dinç olarak çıkarır,öylede bazen tevekkül ve teslimiyet sabırda öyle insanı hayatın o yorgunluk gecesinden çıkarıp dinç ve rahatlık sabahına ulaştırır.bu deveranlar birbirini hep takip eder,şimdi anne baba iş temizlik yorgunluğu yarın eş kendi evin çocuk yorgunluğu olacaktır.Hz peygamber kendisinden hizmetçi isteyen can paresi kızı Hz Fatmanın bu isteğini geri çevirmiş ona daha hayırlı olan sabrı ve duayı tavsiye etmiştir.O sabırla ve tevekkülle cennetin 4 büyük hanımlarından birisi olmuştur.sizde onları taklit ederseniz bunalımlara düşmezsiniz.denizin yüzü masmavidir ama içi bulanıktır.bazen yüzüne bakmak dalmaktan daha iyidir.sizde hayatın güzel yüzüne bakın ama içine dalmayın.çünkü bulanık olan şeyler hiçbir şeyi net göstermez.Bunalımlarınız hayatınızı bulanıklaştırır.intihar gibi bir şeyi sakın düşünmeyin çünkü 124 bin peygamber ve 125 milyon evliya intihar edenlerin öyle sanıldığı gibi pek de kabirde rahat ettiklerini söylemiyor,hayattasınız ve rabbinizin merhameti üzeresiniz rabbin merhametinden gazabınamı kaçacaksınız.sabır kuvvetini ölçülü kulanın iktisatlı kullanın,kendiniz ve aileniz için hayır dileyin,diliyorum ama olmuyor demeyin okçunun hedefe kilitlenip tam onikiden vurduğu gibi sizde duaya tevekküle kilitlenerek odaklanarak duanın kabülüne tam onikiden mazhar olabilirsiniz.sizi intihara sürükleyecek şey yatakalaklığınız değil,300 kiloya varıpta artık tahammüle takatiniz kalmayan haliniz değil,bütün sevdiklerinizi bir anda yitirmeniz değil,gözünüz kör ,kulağınız sağır,ayağınız topal ,beliniz tutmamamısı haliniz hiç değil,ana baba kardaşın size verdiği geçici ezalardır.sabır edin sabredinlerle beraber olan allahtır.yanınızda allah varken onun rahmeti ve hikmeti varken böyle bir abes işe nasıl girişebilirsiniz.rabbim yarın intihar etsen sana demez mi ben hep senin yanındaydım.allah sabredenlerle beraberdir dememişmiydim kuranımda.o zaman işte mazeratin kalmaz.iman insanı tevekküle tevekkül teslimiyete teslimiyet ise insanı saadeti dareyne mazhar eder.


Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

05.05.2010 - tahkik

tahkik bey'e

Çok teşekkür ediyorum yorumunuz için evet haklısınız bu dünya gelip geçici herşey geçiyor imtihan için geldik bunlarıda bılıyorum ama zoruma giden sey cok zor ıste calısıyorum 14 saat ayaktayım hafta sonum yok bunlarada tamam aılem ıcın yapmıycagım sey yok bırde eve gelıp calısmak onada tammam ama cevremdekı ınsanlar o kadar kotu olmuslarkı ınanın mıdesı bulanıyor ınsanın benım canım dostum dedıgım ınsanlar zamanım olmadıgı ıcın gorusemedıgımden kımse kapımı acmıyor hiç bir arkadasım dostum yok bı aılem bı ben kaldım akrabalık desenız ne sız sorun ne ben solıyım herkes menfaat pesınden bırının sıze ıhtıyacı varsa canım cıcım yoksa eyvallah ben asla bole bırsey yapmadım hep kotu durumda olanların yanında oldum ama suan yalnızım bi ALLAHIM bide AİLEM ne arkadas ne akraba kımse yok o kadar zor bir durumki Alllahım kımsenın basına vermesın kimseyı yalnızlıkla sınav yapmasın helekı bsuru ınsanın arasında yalnızlık bu dahada zor :'( yardım et Allah'm

06.05.2010 - yakamozçm

Doğru söze ne hacet

Gerçekten doğru bi konuya değinmişsiniz.Ama namaz kılan bir gençin ayıplandığı bi ülkede sigara içmediği, partilere gitmediği yada derslere katılımından dolayı sütlükle itham edilen gençlerin namaz kılıyorum dediklerinden adının hoca ya çıkıp bir çok arkadaşının onun ile artık muhabbet bile etmediği bir zamanda artık Allah'a sığınmaktan başka bir şey kalmadığını düşünüyorum.Ezan sesinden rahatsız olanların yetiştirdiği genç nesilleri nasıl olacakta imana yaklaştıracağız bence nesilin bi suçu yok imanını unutan Allah'ını unutan ve çocuğunu yaptıklarını ben onu sıkmam diyerek yetiştiren ebebeynlerin düşünce ve imanlarını düzeltmeliyiz diye düşünüyorum .

14.10.2009 - chartlak

tebrik

bu yazıyla bizleri bilgilendiren arkadaşımız gibi sheyda kardeşimizde okullarda ki kültürel yozlaşmanın farkına varmışlar bu onlar açısından iyi bişey. Çünkü okullarda eğitim gören gençlerimizin büyük bir bölümü ne yaptıklarının farkında bile değiller.Daldan düşen bir yaprak gibi rüzgar nereye doğru eserse oraya doru gidiyorlar.Ve bu gidişin sonunda büyük bir felaketle yüzyüze kalıyorlar.İşte bu nedenle islam terbiyesiyle yetişmiş olan genlerimizin edep, ahlak ve inanç dallarıyla donanmış olan islam ağaçından kopup rüzgara kapılmalarına mani olmak için ana ve babalara büyük görev düşüyor.sevgili sheyda ve salih sizleri tebrik ediyorum ve sizler gibi genlerimizin kendilerini en iyi şekilde yetiştirerek ülkelerine ve dinlerine en iyi şekilde hizmet etmelerini umuyorum.Allah muaffak etsin

02.06.2009 - alaiyeli

mükemmel bi konuya

mükemmel bi konuya değindiniz..
bende genç bir kızım ve geçen yıl muhafezakar bir okulda okuyordum bu yıl yeni bir liseye geçtim.. bir derste yabancı bi klip izletmişti hocamız ve klip okadar iğrençtiki kadın neredeyse çırılçıplaktı. ben hassasiyetle yüzümü yere eğdim arkamdan arkadaşlarım gülmeye başladı.. ders bittikten sonra bana güldüklerini anlamıştım.. açık saçık kliplei izlemediğim için gülünç duruma düşmüsüm.. ne kadar üzüldüğümü anlatamam..

14.05.2009 - sheyda.

sır

bana feraiz ilmini öğreten kimse yokmu

06.06.2009 - mucizefurkan

iyi etmişsin sheyda

sen sana yakışanı yapmışsın bırak onlar gülsünler
kendilerine ne kadar zarar verdiğini görmeyen bu deli gençliğemi bırakıyoruz bu güzelim memleketın geleceğini........................
soruyorum bugün ülkemizin gençleri çıplak olan birşeye sanki zorunluymuş gibi bakılmadığında buna gülüne biliyorsa apaçık geleceğimiz tehlılede değilmi?
ve bırakın gençliği tehdit eden bu konuyu bunları onlara izleten zihniyete ne demeli
o öğretmen acaba hangi düşüncelerle eğitim çerçevsesinde böyle şöyleri gençlere mübah gösterebiliyor değil mi?***********

15.05.2009 - KAR TANESİ

GENÇ NESİL

BU ZAMANDA GENÇLERİN İNTAHARLA SONUÇLANAN HAYATLARININ KÖKENİNDE DİNİ ARKA PLANA ATMAK VARDIR.DİKKAT EDİN ÜLKEMİZ TOPRAKLARI DEV OSMANLIDAN KALAN SON TOPRAKTIR.VE LAİK KURALLARLA YÖNETİLMEKTEDİR VE LAİK ANAYASAMIZDA DİN YOKTUR.LAİKLİK NEDİR DİYE SORANLARA BANA GÖRE DİNİ ARKA PLANA ATMAKTIR DERİM.DİNİ DESTUR EDİNMEK DURURKEN AMA BEN DAHA GENCİM ŞİMDİ NAMAZ KILAMAM BEN DAHA GENCİM EVLENİNCE ZİNADAN VAZGEÇERİM.BU ZAMANDA DEDİKODU YAPMAYANMI VAR BEN YAPMASAMDA BAŞKALARI YAPIYOR DEYİP DEDİKODUNU PEŞİNDEN GİTMEK ALKOL KULLANMANIN KALBE BÖBREKLERE CİĞERLERE KISACA TÜM HAYATİ ORGANLARIMIZA ZARAR VERDİĞİNİ SAĞLIKLI YADA HASTA BİR İNSAN OLARAK BİLMEMİZE RAĞMEN ÇEVRENİN BAKIŞ AÇISI YÜZÜNDEN BIRAKAMAMAYA( AMAN ELALEM NEDER ARKADAŞLARIM ALAY EDER)BU ZAMANDA KIZLARA LAF ATMAYANMI VAR BENDE ATARIM NE OLACAKKİ YADA BEN ATMASAMDA BAŞKASI LAF ATACAK BENDE ATAYIM BARİ DİYE HARCANAN HAYAT DİNSİZ HAYATIN TA KENDİSİDİR.BİZZAT BERAT YADA KADİR GECESİNDE ACABA BUGÜN SAPIK SOHBET SİTELERİ BOŞMUDUR DİYE KADIN RUMUZUYLA CİNSEL SOHBET KANALINA GİRDİM BİRDE BAKTIM SİTE TAM DOLU.BAYAN RUMUZUYLA GİRMEMLE BANA ARGO MESAJ GÖNDERENLER DAKİKADA 40I GEÇTİ.BUGÜN NE KUTLANIYOR DİYE SORUNCA BAZILARI HATIRLADI HEMEN ÇIKTI BAZILARIYLA SEN NE ARIYORSUN DEDİ.BAZILARI AZ BUZ DİNİ BİLİYOR AMA BAZILARIDA BİLDİĞİ HALDE UYGULAMIYOR.İŞTE BU DURUM YAVAŞ YAVAŞ İÇTEN İÇE SİGARANIN CİĞERİ KEMİRDİĞİ GİBİ GENÇLİĞİ KEMİRİYOR VE SANAL EROİNLE ZEHİRLİYOR.SONUÇ İNTAHAR.TELEVİZYON İZLEMEYİN DEMİYORUM AMA İZLENMESİ GEREKENİ İZLEYİN.SPOR KANALI EKONOMİ KANALI BELGESEL TARİH COĞRAFYA KANALI EĞİTİCİDİR.AMA SİZ KALKAR İBRAHİMLE HÜLYA AYNI OTELDE NEDEN AYNI NUMARALI ODAYI TUTTULAR ACABA ODADA NE YAPTILAR ACABA ŞÖYLEMİ YAPTILAR BÖYLEMİ YAPTILAR DİYE AHIRET HAYATINIZI ZEHİRLEYEN PROGRAMLARI SEYREDERSENİZ KENDİ KENDİNİZİ ZEHİRLEMKLE KALMAZ KAFİRLEREDE PRİM KAZANDIRMIŞ OLURSUNUZ.UNUTMAYINKİ BU ZAMANDA DEVLETLER SAVAŞMADAN ELE GEÇİRİLMEKTEDİR.OSMANLI SELÇUKLU DEVRİ TEKNOLOJİ ÖNCESİ SON HAYATTI.AMA BAKIN BU ZAMANDA ROBOT ASİMO BİLE BAŞBAKANLA KONUŞUYOR.EN BÜYÜK SİLAH PARA TELEVİZYON VE GAZETE OLMUŞTUR.YILBAŞI OLUNCA ÖMÜRDEN BİR YILLIK DEFTER DAHA ESKİRKEN BİZİM İNSANLARIMIZ YILBAŞINDA BEYOĞLU LALELİ BAKIRKÖY MERTER TAKSİMDE ECNEBİLERLE KADEH TOKUŞTURUYOR NEYMİŞ İSANIN DOĞUM GÜNÜYMÜŞ.PEKİ SİZE SORARIM HAZRETİ İSA DOĞUM GÜNÜNÜ ZİNA YAPARAKMI KUTLUYORDU YOKSA İNSANLARI DİNEMİ TEŞVİK EDİYORDU.VE YOLUNDAN GİDENLERE BEN ÖLÜNCE EROİN İÇİN BENİM İÇİN ZİNA YAPIN DİYE VASİYETMİ BIRAKMIŞTI.BİR BUNU DÜŞÜNÜN BİRDE ÜLKEMİZDE YILBAŞI OLUNCA YAŞANAN REZİLLİĞİ DÜŞÜNÜN.BİR YANDA İSANIN DOĞUM GÜNÜNÜ BAHANE EDİP PEYGAMBERLERİNİ UTANDIRAN ECNEBİLER BİR TARAFTA O YALAN İNANIP DİNDEN ÇIKIP ECNEBİLERİ DOST EDİNEN BİZİM HALKIMIZ.( YAHUDİ VE HRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİNİZ) AYETİNİ TAMAMNEN YA UNUTMUŞ YADA HİÇ ÖĞRENMEYEN ALKOLİK GENÇLER.SEBEBİ DİNİ ARKA PLANA ATMAK.AMAN ÇEVREM NE DER DİYE KENDİNİ ÇEVREYE GÖRE YÖNLENDİRMEK.YANLIŞ ANLAMAYIN YOK OLSUN LAİKLİK GELSİN ARTIK ŞERİAT DEMİYORUM.BENİM TOPLUMU BÖLMEK GRUPLANDIRMAK SINIFLANDIRMAK GİBİ BİR NİYETİM YOK.BEN SADECE DİNSİZ YAŞAMAYIN DİYORUM.GİDİN FİLAN İDOOLOJİYİ SAVUNUNDA DEMİYORUM.AMA LÜTFEN HAYATINIZDA DİNE BİRAZ YER VERİN.BEN ATATÜRK OKULLARINDA VE LAİK REJİMİN ÖĞRETİLDİĞİ OKULDA OKUDUM.ATATÜRKÜ VE ATATÜRKÇÜLÜĞÜ BEYNİME KAZIDILAR AMA BEN 1983DE 7 YAŞINDA OKULA BAŞLADIĞIMDA 80 İHTİLALİNDEN 3 SENE GEÇMİŞTİ VE KENAN PAŞA DİN DERSİNİ OKULLARDA ZORUNLU KILMIŞTI DİNSİZ BİR MİLLET OLAMAZ DÜŞÜNCESİYLE DİN DERSİ ZORUNLU OLMUŞTU.VE BEN DİN DERSİNİ LAİK OKULDA ÖĞRENDİM.HEMDE 4*4LÜK ÖĞRENDİM.2008-2009 YENİ ÖĞRETİM YILINDA İLKOKUL DİN DERSİ KİTABINDA FATİHA SURESİNİN MANASINDA KAFİR SÖZCÜĞÜ ÇIKARTILMIŞ SAHTE DİN DERSİYLE DEĞİL GERÇEĞİYLE EĞİTİM GÖRDÜM.5 VAKİT NAMAZ DUALARINI ÖĞRENDİM.DARISI DİNSİZLERİN BAŞINA.

06.04.2009 - temelistan

Muazzam!

Pusulasını şaşırmış gençlik hepimiz için tehlike. Muazzam bir yazı. Tebrikler!

13.03.2009 - iman7_24

gençliğin intihar koşusu

hislerime tercüman uldunuz allah cc sizden ve sizin gibi gençlerden razı olsun

23.10.2008 - haadime

yazıkk

kardeşlerim türkü ve müslümanı başka türlü yenemeyeceklerini anlayanlar artık Türk aile yapısna saldırıor araştırdım okudum midemi bulandırdı cinsel hikaye yazan sitelerde baş köşeyi ensest(aile içi) hikaye tutuo ne olur bir yerlere şikayette bulunalım telekominikasyon başkanlığına fln kapattırmaya yardım edelim bu siteleri

25.08.2008 - ölümvar

cok güzel ve cok dogru olmus

gercekten eline beynine yüregine saglık kardesim cok güzel olmus

12.08.2008 - asi_061

ALLAH Rızası İçin yardım, Doğrusunu Öğrenmek istiyorum

Belki doğru bi yere yazmıyorumdur ama; Ben yanlış birşey yaptım ve çok vicdan azabı çekiyorum, çok üzüldüm, Bilmiyorum söylemem doğrumu ama çok pişman oldum ve aklıma gelince gözlerim yaşla doldu.

yakın zaman önce bir kız arkadaşım vardı, niyetimiz de ciddi ve ikimiz de değerleri olan insanlardık, Fakat; Ben biraz fazla mataryale yönelmiş olacağım ki nefsime hakim olamaz durumdaydım ve değerlerimden ödün vermeye başlayacak şekilde, kı ona bu durumu açtım, hatta kendisine vbaşka kadınlara gideceğimi de söyledim eğer buna az da olsa bir orta yol bulamazsak, hatta sonra üzülerek söylüyorum, bir-iki defa aldatır gibi oldum (tabi cinsel bir aldatma değil, konuşma vs) sonra kızcağızın canına tak etmiş olacak ki beni kaybetmek istemediği için birtakım şeyler paylaşmayı kabuletti, hani ileri gitmedik, fakat; minimum seviyede ileri gitmemek kaydıyla küçük birşeyler oldu, Sonra bir süre sonra ayrılmak zorunda kaldık, Ayrılmamız biraz sıkıntılı oldu ve bu ayrılıktan kısa süre sonra bi akşam en yakın arkadaşımla oturuyoduk ve ben kızgınlık dahi var yok tartışmiycam, Bir anlık yanlışa düşüp, arkadaşımla yaşadıklarımızı paylaştım, ama hemen arkasından pişmanlık duydum dedim ki, kardeşim biz bunları konuşmamalıydık, Ben sana bunu anlatmamalıydım, gel tövbe edelim, Ben tövbe dedim, tövbe ettim ona söylediğim ve konuştuğumuz için O da tövbe dedi, iftira etmedim, Olmayan bişeyi söylemedim, ama yine de çok pişman oldum, bu yanlış davranışı kendime yakıştıramamak bi yana, kul hakkı yedim mi acaba diye de düşündüm çok üzüldüm, bu sabaha karşı stv.de izlediğim bi programdan sonra hatrıma geldi ve gözlerim yaşla doldu, çok pişman oldum, içim den sanki deniz dalgası gibi geldiğini düşüdürdü göz yaşlarım bana, içim çok burkuldu, söyledikten hemen sonra tövbe etmiştim ama çok üzüldüm gerçekten, sizler de bana mahşer günü şahid olun ki ben çok üzüldüm.

Şimdi hele bilgisi olanlar ALLAH rızası için bana yardım etsin, tövne mi etmeli, helallık mı dilemeli, ama açıkçası bunu ona anlatmaya yüzüm yok, çok gururlu bi insandır bunu ona anlatamam, açıkçası onu üzmek de istemem çünkü hala benim için değerli bir insan, deyin bana kardaşlar, hüküm nedir bu konuda, arkadaşım gidip birine anlatacak ya da o insanın bunları yüzüne vuracak bi insan değildir diye düşünüyorum, zaten bir daha karşılaşma imkanları da neredeyse yok ama ben çok pişmanım ve çok üzülüyorum anlattığım için.
Hüküm nedir kardaşlar deyin bana.

Bir de yaşadığımız şeyler için elimde imkan olsa onunla barışıp dest-i izdivacına talibolmak bu durumları ortadan kaldırmak isterdim fakat; bazı sorunlardan dolayı artık bu zor.

Umarım Üzüntümü Nacizane Sizlere ve Sizlerin Şahadetiyle, Yüce Mevlama Da ilettim.
Yardımlarınızı Umarım değerli gönül dostu, Mümin kardeşlerim.

ALLAH Şimdiden razı olsun.

Selam ve Dua ile.

02.07.2008 - Umit_Kapisi

Konular