Ahlak

Evlilik ve Nikah

1- Allah’ın şahadeti, reddedilmesi mümkün olmayan tek şahadettir.
2- Allah’ın şahitliğine vurgu, insanı dürüst olmaya davet eden bir işleve sahiptir
3- Şehîd olan Allah samimi olana da, istismar edene de şahittir
4- Şahitlik, Yaratan ve yaratılanın buluştuğu ortak eylemdir. Zira var olmak şahit olmaktır.
5- İslam ahlâkı, eylem ahlâkıdır. Zaten ahlâk dediğimiz şey de eyleme dair bir niteliktir.
6- Peygamberlik bir şahitlik müessesesidir. Her peygamber şahit olarak gönderilir.
7- Şehîd olmak, insanlara model ve örnek olmaktır.

Güzel Ahlak ve Şefkat

Dünya hayatına sımsıkı bağlı olan insanlar birbirlerini tevazu, merhamet, şefkat, fedakarlık gibi güzel ahlakının kazandırdığı üstün özelliklere göre değil; geçici dünyevi kriterlere göre değerlendirirler. Bu bakış açısı sonunda insanlara karşı; yüz şekline, ses tonuna, bakışlarına kadar yansıyan, değişik kötü tavırlar sergilerler.

Hakiki Bayramımız

Bugün açlık, yoksulluk, parasızlık en önemli sorunların başında geliyor. Yönetimdeki ve ekonomideki aksaklıklar, savaşlar, baskıcı yönetimler insanların yoksulluk çekmelerine neden oluyor.

Bin Defa Mazlum Olsan Da...

Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma. Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir. Hz.Ali (r.a.)

Gerçek anlamda adalet insanlar arasında hiçbir fark gözetmeden hepsini kapsayan; ırk, dil, din gibi ayrımlar gözetmeyen, güçlülerin değil haklıların üstün olduğu bir sistemdir.

Güzel Ahlak Nasıl Olmalı?

Gerçek anlamda güzel ahlâk nasıl olmalı? Bu konuda yaptığım bir araştırmayı, Peygamberimiz (sav)'den ve büyüklerimizden derlediğim güzel sözleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır buyurur” Peygamberimiz (sav). Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlâktır. Güzel ahlak güler yüzlü olmak, cömertlik, kimseyi üzmemek, eziyet vermemek, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir.

Şeytan Sizi, Allahın Rahmetiyle Günaha Sokmasın…

“İnsanlar! Allah’ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr şeytan da Allah’ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın.” (Fatır suresi, ayet 5) vartalarına ve tuzaklarına çok düşmektedirler. Şeytanın bu ayette belirtilen telkinlerle, insanları aldatmasını allame Zemahşeri şöyle açıklar: Şeytan insanlara günah işlettirdikten sonra onlara :

Uyumlu İnsana Sevgi Duyulur

Nefsi insanı, olumsuz düşünmeye yönlendirir. Olaylara olumsuz bakış açısıyla baktığı takdirde daha tedbirli davranacağı ve daha akılcı adımlar atacağı yönünde telkinler verir. Dahası olumlu düşünmenin Pollyanna’cılık ve kendini kandırmak, olumsuz düşünmenin ise gerçekçilik olduğuna inandırmaya çalışır.

Şeytani Bir Özellik: Tartışma

Sohbet ortamlarında konuşanı dinlememek, aynı anda ve tartışır bir üslupla konuşmak, sıkça rastlanılan davranışlardır. Televizyonlardaki tartışma programlarında bunun örneklerini görmek mümkündür. Özellikle Ramazan'da ekranlarda din adamlarının saatlerce tartıştıklarına tanık oluruz. Her biri dalında uzman olan kişiler dahi zaman zaman birbirini dinlemeden, kaba ve saygıdan uzak bir üslupla konuşurlar.

Din Ahlakı Nasıl Yaşanmalı?

Kur’an bize nasıl bir ahlaka sahip olmamız ve nasıl bir yaşam sürmemiz gerektiğini ayrıntılarıyla haber verir. Allah'ın emirleri eksiksiz yerine getirilerek gerçek din ahlakı yaşanır.

Kur’an’da, "...Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?" (Maide Suresi, 50) buyrulur. İnsanların yaratılışına en uygun olan, Allah’ın dinidir. İnsanların kendi mantıklarına, kültür ve birikimlerine göre çıkardıkları sonuçlar, sıkıntılara sebep olur.

Öfke Aklı Örter

Öfke, insanı sıkıntı ve huzursuzluğa düşüren bir davranış bozukluğu. Günlük yaşamda hoşuna gitmeyen bir olay ya da davranışla karşılaşan bazı insanlar hemen öfkelenirler.

Kur'anî bakış açısına göre bu davranış yanlıştır ve şeytanın kışkırtmasıdır. Allah Kur'an'da, cennetini hazırladığı takva sahibi kullarını, "Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever." (Al-i İmran Suresi, 134) ifadesiyle tarif eder.

Yaşam Kalitesi Artarken Namus Standartları Düşüyor.

İnsanlar ticari, iktisadi ve idari noktadaki hayatlarının kalitesini artıttırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela kurumsal ve ticari noktada var güçleriyle, ellerindeki imkânları kullanarak topluma kaliteli mallar, hizmetler sunmaya karşılığında para ve itibar kazanmaya çılışıyorlar. Mesela devletler hayat standartlarını yükseltmek ve daha mutlu bir toplum meydana gelmesi için hayatın her alananda standartlar koyuyor. Ve koyduğu bu standartlara her kesimden kurum, kuruluşların uymasını istiyor.

ALLAH IM BIZI FITNE ERKEKLERDE KORU YARAPPIM

insanlarin hayat tercihine saygisi olmayan alinta art niyet arayip bulan erkeklerden..insani veya kadini Allah diye kendisi yargilayan yeren erkeklerden...insanlari umitsizlige sevk edip anlatiklari dogru dahi dogru olsa yaklasimi ve uslubu yanlis erkeklerden ... kadinlari ve insanlari asagallayan erkeklerden korusun ..bi insan dini nasil anlatmali ikna icin mucadele etmeli idallarla deil..islamin guzelliklerini anlatmak dogru olan yoldur... peygamber efendimiz kalp kirmamis gonullere hitap etmistir...GÜNÜMÜZ İNSANLARI MAALESEF DİNİ BİLMİYOR

Şems Suresi ve Şems-i Tebrizi

Kendi anlatımıyla Şemsi Tebrizi....!

"7 yaşlarında hafızlık eğitimine başladım....Sınıftakiler bir ayda Kurana geçememişlerdi ben ise ertesi gün Kur'an-ı Kerime başlamıştım. Hocam Şaşırdı. "Sen normal değilsin tarla kuşu " demeye başladı. O gece babam teheccüd namazı kılmaya kalkmıştı. Bende abdest aldım,arkasında namaz kılmaya başladım.

Babam, oğlum teheccüd cemaat namazı değildir....sen mükellef yaşta değilsin maa namaz kılmana sevindim diyerek yanağımdan öptü ve odasına geçti.

VESVESE VE İLACI

Aslında, vesveseden muzdarip olmayan ve zaman zaman çeşitli vesveselerinin tesiri altında kalarak, birtakım sıkıntılara, hatta ruhi bunalımlara düşmeyen insan, yok gibidir. Yani, hiç vesvesesi olmayan, veya kuvve-i hayaliyesi ya da vehminin, mantık ilmince değeri “sıfır” olan zanni ve hiçbir delile dayanmayan ihtimali fısıltılarını, kalbinde duymayan insan kesinlikle yoktur. Ve, asla da böyle bir insan olamayacaktır. Velev ki bu insan; alim de olsa, evliya da olsa, kutup da olsa bu böyledir...