YOLCULUĞA ÇIKACAK KİMSELERİN RİAYET EDECEĞİ İSLÂMÎ ÖLÇÜLER

İnsan, çeşitli sebeplerle yolculuk yapmak zorunda kalmaktadır. Bu seyahat, gerek ticaret maksadı ile olsun, gerekse hac vazifesini ifa gibi ibadet düşüncesiyle yapılsın, İslâmî ölçülere uygun bir şekilde devam ettirilmelidir. Bilgisiz davranışlarla ve ölçüsüz hareketlerle yapılan sefer, hayırdan uzak olur. Yolculuğumuzu Allah Resûlünün sünnetleri ile renklendirmeli, İslâmî ölçülerle ahenklendirmeli ve dualarla bereketlendirmelidir. Şöyle ki:

a) Yolculuğa çıkacağında iki rek'at namaz kılmalı:
Sefer hazırlığı tamam olunca iki rek'at namaz kılmalı; birinci rek'atte Fâtihadan sonra "Kâfirûn" sûresini, ikinci rek'atte sûrei ihlâsı okumalıdır. Güven içinde ve dinî ölçülere uygun biçimde gidip, salimen dönüş yapabilmek için duâda bulunmalıdır.

b) Hane halkı ile ve dostları ile vedalaşma:Gidip gelememek, gelip de bulamamak ihtimalini dikkate alarak arkadaşları ile, komşularla ve hane halkı ile vedalaşmalı ve "Sizi Allah'a emanet ediyorum" demelidir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), "Biriniz sefer (e çıkmayı) dilediği zaman (din) kardeşleri ile vedalaşsın. Yüce Allah, onların duaları sebebiyle, muhakkak hayır ihsan edicidir" (1) buyurmaktadır.

c) Yolculuk için yanında azık bulundurmalı:
Hayatımızın zarûri ihtiyaçlarından bulunan yiyeceklerden yolculuk sırasında da âzâde kalamayız. Yemek için müsait bir zaman veya mekân bulmak da mümkün olmayabilir. Bu gibi ahvalde yanında götür-düğü azıktan yiyerek açlığını giderebilir. Hac yolculuğu gibi uzun süren bir seyahatte daha derli toplu olmalı, hazır yiyecekleri veya hazırlan-ması kolay olan gıda maddelerini beraberinde götürmelidir.

d) Yanında ilaç, iğne ve iplik gibi şeyleri bulundurmalı:
Devamlı olarak veya arasıra kullandığı ilaçlarını yanına almalı; sökülen bir yeri veya kopan bir düğmeyi dikmek için yanına iğne ve iplik almalıdır. Vücudun mahremiyatını açığa koyan bir yırtık veya sökük ile Hakk'ın veya halkın huzuruna çıkamayacak duruma gelirsek iğne ve iplikle "setri avret" mükellefiyetini yerine getirmemiz mümkün olur.

e) Yolculuk için iyi arkadaş edinmeli:
Yol arkadaşlığı için en uygun sayı, dört kişidir. Bunlardan birini yol emîri tayin edip, onun tâlimâtı ile disiplinli hareket ederler, işlerini istişâre ile yaparlar. Biri imam olur, diğeri müezzinlik yapar ve üç kişilik bir cemâat teşkil ederek namazlarını toplu halde edâ ederler. Ecdâdımız "Selirrefîk kablettarik" (2) vecizesini dikkate alarak yoldan önce yoldaş tedarikine çalışırlardı. Toplu haldeki bu yolculukta arkadaşlar arasında iyi geçinmeye özen göstermeli, yol refikimizin bir kusuru olursa müsâmaha ile karşılamaya çalışmalıdır.

f) Vasıtaya bindiğinde dua etmeli:
Vapur ve benzeri vasıtalara bindiğinde Hûd sûresinin 41. âyeti bu-lunan "Bismillâhi mecrâhâ ilh." okumalı; hayvana bindiğinde "Elhamdü lillâhillezî sahhare lenâ hâzâ vemâ künnâ lehû mukrinîn ve innâ ilâ Rabbinâ lemünkalibûn" (3) duasını okumalıdır.

g) Yolculuk için zaman tesbiti yapmalı:
İhtiyârî yolculuklarda seyahatini ayın (4) son üç günü gelmeden yapmalı; gün olarak pazartesi veya perşembeyi tercih etmelidir. Peygamber (s.a.v.), bu günlerde sefere çıkmayı severdi (5).

h) Yolculuğunu hayırlı işlerle sürdürmeli:
Yapacağı seyahatin basit bir gezinti olmaktan çıkması için, gerek yolculuk sırasında gerekse vardığı yerlerde hayırlı işler ve faydalı sohbetler yapmaya azimli olmalı; fırsat bulduğu zaman bu düşüncesini tahakkuk safhasına koymalıdır.

i) Dilinden duayı eksik etmemeli:
İnsan, her zaman ve her yerde Allah'ın inâyet ve sıyânetine muhtaçtır. Bu ihtiyaç, yolculukta daha çok kendini hissettirmektedir. Yolculuk sırasında yapılacak dualara birkaç örnek vermek istiyoruz: Korkulu yerlerde onbir ihlâs sûresi ile bir âyet-ül kürsî okumalı; düşmanın zarar vermesinden endişelendiği zaman, "Allâhümme innâ nec'alüke fî nühûrihim ve neûzü bike min şürûrihim" duasını tilâvet ederek Cenâb-ı Hakk'a iltica etmeli; seyahat dönüşünde "Âyibûne, tâibûne, âbidûne, li Rabbinâ hâmidûn" duasını okumalı; memleketine geldiği ve karşıdan şehri gördüğü zaman "Allâhümme'cal lenâ bihâ karâren ve rızkan hasenen" diye niyazda bulunmalıdır.

(1)Ezkâr-ıNevevî,sh. 196.
(2) Mânâsı: "Yoldan evvel yoldaş iste".
(3) Ezkâr-ı Neveviyye, sh. 197.
(4) Gök ayını kast ediyoruz.
(5) Şir'atül-İslâm, sh. 368.