Mehmet Oruç

1953 yılında, “Akşemseddin hazretlerinin diyarı” olarak anılan Bolu’nun Göynük ilçesinde doğdu. Ortaokulu Adapazarı’nda, liseyi Ankara’da okudu. Bu arada, Hafız İsmail Efendi, Hafız İbrahim Efendi gibi hocalardan eski usulde tahsil gördü. “Hakikat Kitabevi” yayınları, dini inancının ve yaşayışının sağlamlaşmasında etkili oldu.

Liseyi bitirdikten sonra, eğitimi, öğretmenliği çok sevdiği için, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdi. Askerliğini Manisa-Kırkağaç’ta yaptı. Manisa, Konya, İstanbul’da görev yaptıktan sonra 1987 yılında 12 yıllık resmi görevinden istifa ederek, ilk okuldan beri meraklı olduğu gazetecilik mesleğine geçti. Daha önceleri de zaman zaman çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri yayınlanmaktaydı.

Uzun yıllar Türkiye Gazetesinde, “Günün Sohbeti” ismi ile günlük yazı yazdı. Daha sonra aynı gazetede, “Gönül Bahçesi” ve “Hikmetler” köşesinde, günlük, aktüel konuları; dini, tarihi, sosyal yönden ele alarak yorumlayan yazılar yazmaya devam etti. Türkiye Gazetesi’nin okuyucularına hediye olarak verdiği 8 cildlik “Anadolu Evliyaları” nı hazırlayan tertip heyetinde bulundu.

Yazarın "Kâinatın Efendisi", "365 Gün Dua", "Dinlerarası Diyalog Tuzağı" ve "Huzurun Kaynağı Aile" isimli kitapları yayınlanmıştır.

Yazılarında, Ehli sünneti savunarak, dinin naklî olduğunu, vahye dayandığını, dinde şahsî yorum yapılamayacağını, Ehli sünnet alimlerinin bugüne kadar bildirdiklerinin esas alınması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Günümüzde dinin, en doğru şekilde öğrenilmesinin ancak ve ancak, Ehli sünnet alimlerinin yazdığı fıkıh ve ilmihal kitaplarından mümkün olacağını; bunların devre dışı bırakılıp, doğrudan, meal, tefsir ve hadis-i şeriflerden din öğrenilmeye kalkışıldığında, açık olmayan konularda işin içine şahsi yorumların gireceği ve böylece müslümanların büyük zarar göreceğini yazılarında, kitaplarında ısrarla dile getirmiştir.

Gençlere çok değer veren yazar, gençlerin karşılaştıkları, dini ve sosyal problemlerin çozümünde, hayata hazırlanmalarında onlara rehberlik yapmayı kendine vazife addetmiştir. Onlara; İslamı ve İslamın bozulmadan, ilk zamanki saflığı ile bizlere ulaşmasına vesile olan İslam büyüklerini tanıtmayı, sevdirmeyi şerefli bir görev bilmiştir. Yıllardan beri, gençlere, ailelerinin bile göstemeyeceği samimi, sıcak ilgiyi göstermiş, dertleri ile dertlenmiş ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmamıştır. Bu yüzden, gençlerin her türlü meselelerini çekinmeden açabildikleri “Dert Babası’” olmuştur.

Evli ve iki çocuk babası olup, halen gazeteci- yazar olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

NOT: Yazarın, İzmir Yeni Asır Gazetesinde dini yazılar yazan ve 1995 yılında vefat eden Mehmet Oruç ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmadığı gibi inanç ve fikir yönünden de bir benzerliği yoktur. Çünkü İzmirli Mehmet Oruç, İslamiyette reformu savunan, dini kendine göre yorumlayan birisiydi.


Konular