Eşinin Küfrüne,Dayağına ve Şiddetine Maaruz Kalan Bayanlar

Esim bana şiddet uyguluyor ve kötü küfür ediyor

Ziyaretçisi (üye değil)

Selamın aleyküm ,ben 14 yıllık evli bir bayanım ve söylediğim gibi esim bana çok şiddet uyguluyor ve çok kötü küfür ediyor,bu insan aşırı sinirli ve küfürbaz bir insandır,son birkaç yıldır ettiği küfürler çok acımasız ve ağır beni çok rencide ediyor,çocuklarımda ayni şeyleri yapıyor ve çocuklarım nefret ediyorlar babalarından,ama birde su var ki esim Allaha kitaba dine imana her şekilde küfür ediyor,onun zulümlerine dayanamıyorum artik herkesin yanında tanıyan tanımayan herkesin yanında bana çok küfürler ediyor hatta kafama yumruk veya yüzüme tokat atıyor,ben bu insan yüzünde karnımda 8 aylık bebeğimi şiddetten kaybettim,2 defa ağır felç geçirdim ama Allaha şükürler olsun ki hiç bir iz kalmadı tamamen düzeldi,ben artik bu insandan ayrılmak istiyorum ama bana diyorlar ki eğer ben ayrılırsam çok günahı varmış diyorlar acaba bu gerçeği lütfen cevabi bekliyorum,eğer ayrılırsam günahımı isliyorum ben,sunuda söyleyeyim benim günlerim ağlamakla geçiyor ama çocuklarım yanımda olduğu zaman zor olsa da gülmeye çalışıyorum ama benim büyük kızım her şeyin farkında olduğu bana kendimi zorlamamam gerektiğini söylüyor,ne yapmalıyım bilmiyorum 14 yıl sabrettim ama artik gücüm kalmadı dayanamıyorum,cevabinizi bekliyorum şimdiden sizlere teşekkür ediyorum Allah razı olsun

***************************************************************************

Kardeşim büyük hayaller,dolu umutlarla ve güzel beklentiler sonucu evlenen yada sevdiğine kaçan nice bayanların evliliklerinin bir zaman sonra kabusa, korkuya, mutsuzluğa, intihar,a bunalıma, cinayete ve son olarak da boşanmaya kadar gittiğini her gün görsel ve yazılı basından duyuyoruz..Hiç bir bayan büyük umutlar ve beklentiler sonucu yaptığı evliliğin kötü, feci, acı, sıkıntılı,hal almasını istemediği halde maalesef sonuçlar bazen kaçınılmaz oluyor.

Evet evliliklerin daha yolun başında şiddete,öfkeye,cinnete ve kavgaya dönmesine sebep olan etkenler pek çoktur.Evliliklerin bozulmasında evlenmeden önce birbirini iyice tanıyamama etken olduğu gibi evliliğin oldu bitti şeklinde gerçekleşmesi sürecinin kısalığı yüzünden düşünmeye taşınmaya fırsat olmaması da başka bir etkendir.Bazı evlilikler görücü usulü iki taraf istemeden yada bir taraf isteyip öteki taraf istemediği için zoraki olduğu için neticesi mutluluk olmuyor.Yada gelinlerin kaynana ile olan ilişkilerinin bozukluğu, aralarında kuşak çatışması, kaynanaların cahilliği yada gelinlerin kaynanalara kötü davranması sonucu da evlilikte şiddet meydana geliyor.Böyle durumlarda kaynana oğlunun gazıyla eşini döver evliliği şiddete döker.Yada annesine iyi davranmadığı için eşini döverek şiddete uygular.

Evlilikte bazı kadınların kaçarak evlenmesi ellerini kollarını bağladığı için yada uzaklara kaçtığı için arkasında duracak bir ailesi yok ise ve kocada serseri birisi çıkmış ise o kadın için hayat zehir e şiddete, gözyaşına dönüyor. Hele bayanın evlendiği insan işsiz, alkolü veya ahlaki değerleri olmayan birisi çıkarsa evlilik mutluluktan çok acı vermeye başlıyor.Kaçarak evlendiği için zumla maruz kalan bayanların sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur.

Saydığımız veya sayamayacağım birçok olumsuzluklara maruz kalan bayanların hayatları maalesef küfür, dayak, korku, endişe, dışlanma ve hakaret ile geçiyor. Kimisi bu durumlara dayanmayıp intihar ediyor. Kimisi evden kaçıyor. Kimisi başka bir erkeğe kaçıyor. Kimisi çocuğun hatırı, şu hatır diyerek katlanıyor. Kimisi ise kaderim diyerek yıllarca çekiyor.

Büyük hayaller umutlar ile kurulan evliliğin temelinde hele birde Allah rızası, saygı, sevgi, muhabbet, din, inanç, ahlak birliği ve Allah rızası yok ise evliliğin başlangıçtaki büyüsü çabuk gidiyor, bitiyor ve tükeniyor. Evlilik yerini hakarete, şiddete, zulme, iftiraya, dayağa ve hakarete bırakıyor. Tutunacağı bir dayanağı olmayan kadınlar zalim bir erkeğin eline düşmüş ise o bayanlar daha kötü ve acı bir hayata mahkum oluyorlar.

İşin başka bir acı tablosu ise sosyal geçinen devletin kadına hakkıyla sahip çıkmaması ve merhametsizlerin eline düşmesi sonucu yüz binler kadın perişan oluyor.Gelecek nesillerin evlatlarını yetiştirecek kadınlar ya hasta oluyor.Yada kötü yollara düşürülüyor..Psikolojisi, biyolojisi ve fizyolojisi bozuk olduğu için kimselere faydası olmuyor.Zalim, fasıl, Allah korkusu olmayan, merhamet, sevgi ve saygı fukarası, serseri ruhlu, geveze akıllı erkeklerin ellerinde mahvolup gidiyorlar.

Evlilikte kaderi ilahiyenin payı vardır inkar edilemez.Ama insan bütün bütün kaderin mahkumu değildir.Onun eline bir cüz-i irade verilmiştir.Büyük umutlar ile kurulan evliliklerinde büyük zulümlere uğrayan bayanlar hiçbir zaman bütün bütün kaderin mahkumu değildirler.Onların bu hallerinde sistemin de payı büyüktür.Onlara sahip çıkacak, koruyacak, yol gösterecek, namus ve şerefini koruyacak bir sistem olmayınca bu sefer zavallı kadınlar sistemin ,düzenin, çağdaş, hayatın kurbanı oluyorlar.Devletin ürettiği alkolü alan erkeklerin elinde kadınlar çile çekiyorlar.Devletin vergi alıp teşvik ettiği kumarcılar yüzünden kadınlar zulüm görüyorlar.İşsizlik belası çeken erkek gelip eşine zulüm ediyor.Çağdaş hayatın çıplaklığına bakıp çıplak hayasız kadınlara gönlünü nefsi kayan erkek eşinde aradığını bulamayınca gelip eşine zulüm ediyor.Televizyonlarda gördüğü yalancı hayatlarda yaşanılan rahatı, sevgiyi, yada güzel şeyleri sunamayan eşine şiddet uyguluyor.Aşüfte, pis, alçak, hayasız kadınlara gönlünü kaydırıp evindeki iffetli kadınına zulüm ediyor.Onlar gibi olmasını ister gibi hareket ediyor.Yani kadın kaderin değil daha çok sistemin mahkumu oluyor.Devletin ,düzenin zulmüne maruz kalıp, zalim alçak kocalarına boyun eğiyor.

Evliliklerde kadının farkında olmadan yuvasını evini bozmasında hiç mi kendi suçu yoktur. Diye bir itiraz gelebilir. Bu itiraza deriz ki, evet ister istemez kadının da kusuru vardır. Eğer bu kusurlarını bilip, fark edip, önlem alsa belki evlilik düzelir. Düzelttiği hareketleri ile erkeği insafa ve merhamete ve sevgiye getirebilir. Erkeğin üzerindeki baskısını ve şiddetini azaltabilir ya da bitirebilir.

Ama evliliklerde şiddete maruz kalmalarında kadınların şöyle bazı kusurları olabilir. Bu kusurların olması tabi ki erkeğin ona şiddet uygulamasını gerektirmez. Ama cahil, zorba, insafsız, merhametsiz olan erkekler şiddeti çözüm görürler. Ya da şiddete maruz kaldıkları için aynısını yaparlar. Ya da güya şiddet ile karısını sindirerek adam edeceklerini zannederler.

Kadının evliliğinde şiddete maruz kalmasında şu kusurları olabilir. Kadınların işten gelen eşlerine karşı ilgisizliği halini hatırın sormamaları. Ev temizliği ve yemek notasında tembellikleri, ya da eşinin annesine iyi muamele etmemesi, yada eşinin istediği gibi giyinme oturma kalkamaya dikkat etmemesi, veya evinde israfçı olması evine sahip çıkması vaktinde yemek yapmaması, ve en önemlisi eşi için güzel temiz giyinip onun gözünün dışarı kaymasına engel olacak tarzda süslenmemiş yada eşine karşı tatlı dilli olmayıp ona ters davranması ve çok konuşması ve söylemesi de önemli etkendir. Bu kusurlar yüzünden eşler arasında muhabbet bitip yerini nefrete bırakabilir.

Eğer kadınlarda bu kusurlar varsa ve devamlı olarak bunları yapıyorsa bir an önce bu kusurları ve hasletleri terk etmelidir. Bu kusurlar olmadığı halde eşinin zulmüne farklı sebeplerden ya da sudan hiçten sebeplerden dolayı maruz kalıyorsa, eşinin merhameti, insafı ve ahlakı yoksa ve ıslahı için o kadar dua ettiği halde ve ailesine sövmemesi, dayak atmaması için rica ettiği halde yine devam ediyorsa iş ciddidir. İnsanlığa sığmayan hareketler ve eylemlerde bulunuyorsa ve karşısında sanki hayat arkadaşı olan eşi değil de hayvan veya köle varmış gibi hareket ediyorsa evlilikte muhabbet kalmamıştır.Hele birde din, iman ve ahlaktan bi haber yaşayıp üstüne üstelik merhametsizlikte zalimlere taş çıkartıyorsa veya sabır, sukut ve dua ile düzelmiyorsa o zaman zulme,felaketlere, huzursuzluğa ,merhametsizliğe ve acılara dönmüş ise o zaman böyle bir yuvada veya böyle bir insanla aynı evi paylaşmanın ve manen ve maddeten yıkılıp gitmiş bir evliliği ayakta tutmanın hiçbir maslahatı yoktur.Bütün umutlar yıkılmış ve evlilik kabusa dönmüş ise, kadın artık intihar noktasına gelmiş ise bu zülme boyun eğmenin manası yoktur.

Evet Allah katında boşanmak en kötü helal sayılmıştır..Hatta boşanmalarda arş sarsılır denilmiştir.Allahın hoşnut olmadığı bir durum olsa da son çare olarak bu çaresiz çareye baş vurarak kadının kabusa ve acıya dövmüş hayatı bitirme hakkı vardır.Bu hakkı bir çok sahabi bayanlar dahi kullanmıştır.Bu hakkı erkek sahabiler bile kullanmıştır.Yukarıda saydığımız kadar zulüm olmadığı halde eşini sevmediği eşine ısınamadığı için boşanan nice kadanlar olmuştur.

İslamiyette evlenilecek kadınlar Allahın erkeğe bir emaneti olduğu ve kıyamette eşine kötü davrananlara efendimizin davacı olacağı düşünülürse evliliğin zulüm görmek, acı çekmek, perişan olmak,ve kabus içinde şiddetle iç içe yaşamak için olmadığı anlaşılır.Evlilik muhabbet,samimiyet,merhamet,saygı,sevgi ve hürmet normları taşımıyor ise o zaman bu saygısızlık,zulüm,şiddet ile yıkılmış yuvayı ayakta tutmaya çalışmanın faydası yoktur.Kimse kimsenin kölesi değildir.Boşanırsam günaha girerim demek mantıklı değildir.

Hele hele kadın eşini aldatıyorsa yada erkek kadını insan yerine koymayıp ailesine ve mukaddes değerlerine ve haşa kella Allaha küfür ediyorsa öyle evlilik zaten mutlan olmuştur.Zaten küfür yüzünden o nikah düşmüştür.Çünkü Allaha küfür eden kafir olur.Kafirliği severek tercih eden insanlarla evli kalmak zillet olur.Evine çoluk çoğuna zulüm eden, terör estiren, o çocuklarının psikolojisini düşünmeyen, hasta ruhlu zalim insanlarla yaşamak, çocuklara da kadına da zulümdür.İçerisinde Allah rızası olmayan bir evlilik hayvanlıktan ve dünyevi beraberlikten ve nefsani çıkarlarını tatmin etmekten başka bir şey değildir.Zulme, işkenceye, acıya, kedere dönen bir evliliğin bağını bitirmek günah ve haram değil bazen sevaptır.Bazen kurtuluştur.Bazen hür olmaktır.

Boşanma son çare olarak görülüp, bütün yollar denenip artık son çare olarak boşanma kararı verilecekse son kez çok iyi düşünülüp hesap etmek gerekir ki, ileride pişmanlık çekilmesin.Ya da çocuklar nezdinde suçlu duruma düşülmesin.Ama bütün imkanları şartları ve özveriyi yaptığı halde sorun büyüyüp artık acılar yumağına dönmüş ise en hayırlısı boşanmaktır.Boşanmak eskisi gibi artık ayıp görülen bir şey değildir.Artık zulüme, küfüre, şiddete tahammül etmeyen kadınların sayısı artmaktadır.Artık serseri ruhlu, akılsız,başıbozuk,divane, ahmak erkeklerin kölesi olmadığını göstermek adına bir çok bayan istemese de hukuklarını korumak için boşanıyor.

Netice itibariyle bir taraf için kurtuluş,rahatlık ve huzur getirse de hakikat cihetiyle nesebi kurutan ve toplumun temel dokusuna zarar veren, aileyi parçalayan boşanmaların önünün alınması için siyası, iktisadi, idari ,içtimai, alanlarda dinin nurani hükümlerinin yerleştirilmesi gerekir ki,milleti ayakta tutan en sağlam ve temel kurum olan aile korunsuz.Muhafaza edilsin ve devam edebilisin.Yoksa medeniyet terbiyesi alan insanlar evliliği sadece dünyevi bir birliktelik olarak göreceği için evlilik bağları çürük bozuk basit pamuk ipliğine bağlı olacağı için çabuk parçalanacak.İçerisinde Allah rızası, dinin tekamülü ve eşini ebedi hayatta hayat arkadaşı olarak görülmeyeceği için dünyevi evlilik noktasında değersiz, kıymetsiz ve akibetsiz olacaktır.Bu benim ebedi hayatta arkadaşıdır diyemeyen bir fikir, kafa ve zihniyet ona hürmet, merhamet, saygıyı hakkıyla göstermeyecektir..Gösterse de menfaat ve çıkar icabı yapacaktır..Muhabbeti nefsani yapacak..Sevse de mecazi olarak sevecektir.

Ama bu benim ebedi hayatımda arkadaşımdır. Burada çirkinleşse veya yaşlanıp bozulsa da ebedi hayatta ebedi güzelliği olacak bütün hurilerden daha güzel ve üstün olacak derse.Eşinin Allahın emaneti olduğunu bilse, ona göre muamele edecek Allah için sevecek.Allahın emanetidir diyecek emaneti iyi koruyup ve kollayacaktır..Olumsuzluklar sıkıntılar ve kavgalar ve restleşmeler ve nefsani arızalar olsa da Allahın hatırı çocukların hatırını ve imtihanın hatırını gözetip sabır içinde tahammül ve hoşgörü gösterecektir.

Böyle düşünen ve yaşayanlara sorulsa “Hiç eşinize bugüne kadar eliniz eşinize tokat atmak için kalktı mı.Ya da diliniz ona kötü ve ağır şeyler söyledi mi.Değerlerine ve mukaddesatına ağır sözler ettiniz mi”O insaf ehli insanlar asla ve kati olarak diyeceklerdir.Çünkü Allah sevgisi korkusu olan kalpler nefretini ve şiddetini eşine boşaltmaz.Bu hayatlarda mübarek bir emanet olarak görülen eşlerine karşı şiddet ve hakaret olmaz.Bu hayatlarda boşanma ,kötülük şiddet ve küfür olmaz.

Allah zalim eşine zulüm eden onların hakkını gasp eden kocalara insaf iman ahlak merhamet versin.Zulme maruz kalanlara ise sabır versin.Ya da ayakları üzerinde duracak cesaret versin.Zorlukları aşma kuvveti versin.Devlete ise zaif, şefkate muhtaç,fedakar ve cefakar kadınlara sahip çıkma, onları koruma basireti versin.Amin.tahkik.org


1 yorum

hep erkekler suclu

hoca hep erkekleri suclamısssın bazen kadınlar oyle cene yapıyorlarkı insanı kıskırtoyorlar bıtane vur dıye
hoca sımdı isten gelıyon yorgun ac bakıyon yemek yapmamıs temızlık yok ne yapacaksın
sen emanetsın karıcım otur hıc kalkma olemı

26.08.2014 - Zehirliok Ziyaretçisi

Konular