Dünya ve Ahirette Telafisi Olmayacak Büyük Pişmanlıklarımız...

Nasıl ki insanın istemeden, hatayla veya gaflet sonucu yaptığı bazı hatalar ve yanlışlar vardır onların telafisi olmaz. Bu telafisi olmayan hataların cezasını, feryadını ve pişmanlığını insan bir ömür boyu çeker. Her hatırladıkça her aklına geldikçe keşke şöyle yapsaydım, şöyle davransaydım böyle söyleseydim, oraya gitmeseydim şu yasağı işlemeseydim, şu alkolü içmeseydim, şu arabada hız yapmasaydım, şu yola çıkmasaydım, buradan gitmeseydim vb. gibi pişmanlık gösteren ifadelerle kendisini teskin etmeye çalışır. Telafisi olmayan hataların ve yanlışların sıkıntısını çeker. O anları geri getirip yaşanılan felaketlerin, acıların ve hataların yok olmasını işlenmemesini arzu eder. Kimseleri dinlemeden içtiği alkolün, sigaranın sonucu kanser olunca ya da siroz olunca hatasını anlayıp pişmanlık gösterir ama iş işten geçmiştir. Trafik kurallarını hiçe sayar hız yapar hatalı araba kullanır sevdiklerini öldürür ya da başkasını öldürür ya da sakat bırakır ve bunun acısını ve keşkesini bir ömür boyu çeker. Haram olan Allahın yasak kıldığı bir günahı işler ve telafisi olmayan yaptığı hataların azabını bir ömür boyu çeker. Bir anlık öfke ile bir insanı öldürür ya da sakat bırakır, ya da malını çalar, ya da hız sonucu kaza yapar bir ömür boyu keşke öldürmeseydim, sinirlenmeseydim, yapmasaydım, keşke içmeseydim, keşke, gitmeseydim, uymasaydım vb gibi pişmanlık gösterir. Milyonlarca keşkeler hatta trilyonlarca keşkeler ve pişmanlıklar çekilir. Ne kadar pişmanlık çekerse çeksin ne kadar ağlarsa ağlasın ne kadar feryat edip ah edip acı çekse de olan olmuştur. Giden gitmiş, biten bitmiş ölen ölmüş, yaşanan yaşanmıştır. Artık zamanı geri getirmek ve o anı yeniden hayırlı bir şekle çevirmek hataları yapmamak yanlışları uygulamamak imkânı yoktur. Zamanı getirmeye iktidar güç ve imkân yoktur.

Nasıl ki, insanın dünyada yaptığı hata ve kusurları ve yanlışlarının telafisi mümkün olmuyor.Öylede insanın varacağı son menzil olan ahirette de öyle bir gün ve zaman vardır ki o günde ve zamanda geriye dönüp dünyada yaptığı yanlışların ve hatalarını telafi etme, düzeltme ve kusurlarını değiştirme imkanı olmayacaktır.

İnsanın hata ve gafletinin telafisinin olmayacağı yerlerin başında insanın ecel aslanını gördüğü an gelir…Eğer Allahtan gafil yaşamış ve ahreti hesaba katmadan ömür sürmüş ise gafletin uykusundan ecelin tokadıyla uyanınca gerçekleri görecek ve o zaman pişmanlık çekecek ve. ”Rabbim, beni geri çevirin. Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım.” Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir… (Mü’minun Suresi, 99-diyerek pişmanlık gösterecektir.

Eğer o insan kulluğu ve ubudiyeti terk edip dünyaya dalmış ve dalalet üzere yaşamış ise bunun pişmanlığını kabirde ” Beni dünyaya geri gönderin de güzel işler yapayım, iman edeyim diyecektir.

Yevmi mahşerde Allahın huzuruna çıktığı zaman ise: Der ki: “Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.” (Fecr Suresi, 24)”… Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım.” (Kehf Suresi, 42)”… Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,”

Hesap Günü yine gittiği yolun yanlışlığını görünce: O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: “Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım, vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur’an’dan) saptırmış oldu.” Şeytan da insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır. (Furkan Suresi, 27-29)diyerek feryat edecektir.

Hesabı görülüp işi bitince kitabı sol eline verilenlerden olduğu zaman ise: “Bana keşke kitabım verilmeseydi.”
“Hesabımı hiç bilmeseydim.”
“Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi.”
“Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı.”
“Güç ve kudretim yok olup gitti.” (Hakka Suresi, 25-29)
Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: “Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim” (Nebe Suresi, 40) diyerek pişmanlık keşkeleri çekecektir.

Ateşin üstünde durdurulduklarında ise; “Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık.” pişmanlığını çekecekler.

O gün, cehennem de getirildiği zaman ise: “Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.” (Fecr Suresi, 23-24) pişmanlığını çekecek.

Cehenneme girdiklerinde ve yüzlerin ateşe çevrileceğinde: “Eyvahlar bize, keşke Allah’a itaat etseydik ve Resûl’e itaat etseydik.” Ve dediler ki: “Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.” “Rabbimiz, onlara azabtan iki katını ver ve büyük bir lanet ile lanet et.” (Ahzab Suresi, 66-68) diyerek pişmanlıklarını gösterecekdir.

Kulluğu unutup Allaha asi olup, peygamberi tanımayıp, imandan kaçıp, cenneti umursamayıp ve günah ve haramlarda giderek cehennem ehli olanların hallerini ve pişmanlıklarını gösteren ayeti kerimelerin gösterdiği keşkeleri, pişmanlıkları ve ahları çekmemek ve telafisi olmayacak durumlara düşmemek ve cehennemde birbirleriyle çekişip tartışarak “Andolsun Allah’a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,”
“Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk.
“Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı.”
“Artık bizim için ne bir şefaatçi var,”
“Ne de candan-yakın bir dost.”
“Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.” (Şuara Suresi, 96-102) diyenlerden olmamak için kulluğumuzu, ibadetimizi, Kuranımızı ve peygamberimizi tanımaktan ve itaat etmekten başka çaremiz yoktur. Dünyada bile telafisi olmayan işlerimiz için duyduğumuz pişmanlıkların sınırı ve ölçüsü varken, orda çekilecek olan pişmanlıklar ve keşkelerin sonu olmayacaktır.Sonsuza kadar keşkeler ve pişmanlıklar çekilecektir.Cehennemde ne azaplarına,ne feryatlarına,ne ahlarına,ne şekavetlerine nede keşkelerine acıyacak ve meded edecek hiç kimseleri bulamayacaklar.Allah muhafaza.


Konular