Allah’ın Rızası Hiçbir Şeye Değişilmez

İnanan insan, Allah'ın varlığının ve gücünün bilincinde olduğundan, neden yaratıldığını ve Rabbinin kendisinden neler istediğini bilir. Bu nedenle de dünya hayatında belirlediği hedef, Allah'ın hoşnut olduğu bir kul olmaktır; her durumda çabası bu yöndedir. Kendisini hedefine ulaştıracak her yolu dener, bunun için ciddi bir şekilde gayret eder. Böylece inanmayan kimseler için kesin bir yıkım olan ölümün sırrını görür: Ölüm yok oluş değil, gerçek hayata geçiştir.

İnkar içerisinde yaşayanlar, hayatlarının ‘rastlantılarla ve kendiliğinden’ meydana geldiğini zannettikleri gibi, ölümün de ‘kendiliğinden’ oluştuğuna inanırlar. Oysa hayatı da ölümü de yaratan alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Ölüm, tesadüflerle ya da kazaen meydana gelen bir olay değil, Allah'ın özel olarak yarattığı, kaderde zamanı, yeri ve şekli belirlenmiş bir olaydır.

Mümin, mal-mülk, makam, kariyer, saygınlık ve fiziki güzelliğin geçici olduğunu ve dünya hayatında sahip olunan hiçbir şeyin kendisini kurtuluşa götürecek yol olmadığını bilir. Hepsi yalnızca, Allah'ın yarattığı kusursuz imtihan mekanı olan dünyadaki ‘sebep’lerdir.

Bütün kainatın mutlak hükümdarı olan Allah'ın yaratmış olduğu dünya hayatındaki bu sistemin anahtarı ise, Allah'ın rızasıdır. Allah, bu amaçla yaşayan kullarını doğru yola iletir:

Allah, rızasına uyanları bununla Kuran'la kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)

İman sahibi insan, Allah’a güvenip dayanır; her işi düzenleyip kontrolü altında tutanın, gizlinin gizlisini bilenin Allah olduğunu kavramıştır. Yaptığı her işte Allah’ın üstün aklını, hayranlık uyandıran benzersiz yaratma sanatını ve O’nun sonsuz gücünü görüp, üzerlerinde derin düşünür. İnsan için tüm bunları görebilmek, tefekkür etmek, dile getirmek de büyük bir nimet ve ibadettir.

Samimi müminler, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmayı dünyevi hiçbir çıkara değişmezler, çünkü dünya üzerindeki -küçük ya da büyük- hiçbir çıkar, O'nun rızasını kazanmaktan daha önemli değildir. İnanan insan dünyadan vazgeçer Allah’a yönelirse, o zaman kurtuluş bulur. Samimi mümin için Allah’a yönelmek ve hayatını O’na adamak çok önemlidir. Allah’a için yaşamak, insanı tüm kötülüklerden arındıran, insanın kalbine güven duygusu ve huzur indiren, sonsuz yaşamında da –Allah’ın dilemesiyle-kurtuluşa ulaşmasına vesile olacak olan en önemli yollardan biridir.

İnanan insanın yüreği Allah sevgisiyle doludur. Sevgisini en iyi ifade ettiği an da, dünyadaki imtihan gereği yaşadığı zor zamanlardır. İmtihan, mümin için Allah’tan rahmettir. Allah’ın hoşnutluğunu kazanma yolunda çekilen çileler insana sağlık verir. Allah’ın gösterdiği yollarda yürümeyen insanlar ise türlü hastalıklar yaşarlar; sürekli bir azap ve sıkıntı içinde ömürlerini geçirirler.

Allah, müminlere güzel bir hayat vaat eder. O güzel hayat, müminin, Rabbinin rızası için çalışarak sürdürdüğü huzurlu hayattır. Yalnızca Allah’a kulluk eden, yalnızca O’nun için yaşayan müminleri sonsuz barınma yurdu cennette benzersiz mutluluklar beklemektedir.

Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir, (o gün) yakınlaştırılmıştır. Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah'a) yönelip-dönen (İslam'ın hükümlerini) koruyan, Görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalp ile gelen içindir. "Ona 'esenlik ve barış (selam)la' girin. Bu, ebedilik günüdür." Orda diledikleri herşey onlarındır; Katımız'da daha fazlası da var. (Kaf Suresi, 31-35)


Süheyl Okur


2 yorum

haklisiniz

hersey gecici Allahin rizasini kazanmak tek hedefimiz olmali ancak bunu zeki bir insan gorebilir.....

08.09.2011 - kül kedisi

Harika yorum

Harika yorum gerçekten.. Zeki insanlar görür... Allah bizleri zeki ve görebilen kullarından eylesin. Şunu da eklemek isterim Allah'ın büyüklüğü o kadar fazla ki anlatılamaz.. Beyin ile idrak edemezsek bile güzel duygu ve temiz kalple Allah'a ulaşabiliriz. Allah bütün müminlerin yardımcısı olsun. Amin.

20.09.2011 - ramazan özbakır

Konular