ataturk

Hutbe denildiği zaman bundan birtakım kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatipdir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamberin hayatta olduğu mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve gerek 4 halifenin söylediği şeyler o günün sorunlarıdır, o günün askeri, idari, mali ve siyasi, sosyal konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri gerilemeye başlayınca, Cenabı Peygamberin ve 4 halifenin her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkan kalmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım şahısları memur etmişlerdir. Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen şahıslar idi onlar camilerde ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için bir şart lazımdı oda milletin lideri olan şahsın halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olacak şeyleri reddederek şunu veya bunu arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar. Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onlarında bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarına temas etmemesi, halife ve padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve yok gösterilmesidir, başka şey değildir. 100, 200 hatta 1000 yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisinde söylediğim bir nutukda demiştim ki “Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık kaynağı olmuştur.” Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gerçeklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır.



07 Şubat 1923 BALIKESİR – Zagiros Paşa Camii



Batıyı uyandıran aydınlatan ve onları Rönesansa ulaştıranlar, İslam alimleri olunca; İslam nasıl ileri ve ilerletici bir dindir, çok güzel anlamalıdır.



Balıkesir Hutbesinde dahi İslamın nasıl ilerici bir din olduğu ta 1923 lerde irad edilmiştir.



İslam’ın Kuran’ın her asra hitab ettiği ve ilerleten bir din olduğu Balıkesir Hutbesinde ifadesini bulunması; Kemalizmin kuruluş felsefesinin temeli olmalıydı.



Balıkesir Hutbesi gibi M. Kemal’in tarihi ve dini bir beyannamesi Kemalizmin ve her Kemalistim diyenlerin en büyük istinatgahları olmalıydı.



Balıkesir Hutbesi ve tesettürlü annesi, bir Osmanlı kadını ve tesettürlü annesi ile gene tesettürlü ve mecliste tesettürüyle yerini almış Osmanlı kadını Latife hanım efendi; Kemalizmin ve Kemalistim diyenlerin en çok sıkı sarılacakları esasları olmalıydı.





Balıkesir Hutbesi ve bir manifesto makbuliyetiyle tanınmalıydı ve her üniversite girişinde, hatta bütün okullarda girişlerde mutena yerini almalıydı!



Batıyı uyandıran ve aydınlatanların dini ile Mustafa Kemal’in uyandıran aydınlatan dini aynıdır, İslam’dır ve Kitabı Kuran’dır.



Bu din İslam ve Kitabı Kuran asla irtica değildir ve irtica sebebi değildir. Müslüman da mürteci değildir ve asla olamaz. Bütün bu hususları Kemalistler ve Atatürkçüler bayraklaştırmalıydılar. Tam tersine bir fikriyat ve görüntü içinde olmaları, nasıl düşündürücüdür, düşünmeyi davet ederiz.



Kemalizmi ve Atatürkçülüğü paravana edip din düşmanlığı intibaı, görüntüsü veriyorsun.



Şimdi çok güzel anlaşıldı ki , Kemalizmi de Atatürkçülüğü de kendi irticanı, mürteciliğini paravana olarak kullandın.. !


3 yorum

pekte öyle değil gibi

evet 1923 ten sonra dinde nasıl değişiklikler oldu bilirsiniz sanırım eğer m.kemal önem verseydi böyle şeyler olmazdı ezanın türkçe okunması gibi Kur'an ın yasaklanması gibi vede bilmiyorsanız söyliyim bunu bize üniversite tarih dersindede anlattılar m.kemal devlet kurulduktan sonra devletin diniyle ilgili bir madde yasa vb hiçbirşey yok mecliste kendisine karşı muhalefet partisi açılıyor (din tabanlı) halk destek vermeye başlıyınca partiyi kapatıyor.bide 70 - 80 yaşındaki büyüklerinizle konuşsanız (iç anadolu doğu anadolu veya güneydoğu insanlarıyla) daha yararlı olacağını sanıyorum biraz pembeleştirmişsiniz hayal dünyanızı.müslümanlığı yavaş yavaş kaldırmayı isteyen insanları ne kadar da çok seviyormuşsunuz bende sizi gerçekleri yazanlar olarak görüyordum.Ahirzaman alametlerinden biriside artık bilmeyen insanında fetva vermesi görüyoruzki bazı yorumlarda çok rahatlıkla bilmeden yorum (fetva veriyor)yapıyor ve sizde bunlara izin vermekle mükellefsinz...(bu konuda konusmak isteyen varsa msn adresimden bana ulaşabilir bu tür konularda haksız olduğunuzu ispatlayabilirm elhamdülillah)

20.07.2011 - Ziyaretci1911

katiliyorum sana

bu konuda gercekten katiliyorum sana

17.07.2011 - kül kedisi

Allah razı olsun vakit

Allah razı olsun vakit ayırıp okuduğunuz icin

17.07.2011 - ledun

Konular