KULLUĞUNUZU İHLÂS VE SALİH AMEL İLE SÜSLEYİN.

Bediüzzaman Hazretlerinin sadık talebesi, hayrul halefi ve tevafuklu kuran kâtibi Ahmet Hüsrev ALTINBAŞAK Hazretleri bir kader sohbetinde talebelerine: Kardeşlerim bizler pazara gidince meyve ve sebzenin en güzelini seçiyoruz ama amele gelince ise çürüğünü seçiyoruz. Sözüyle güzel amel işlemenin kıymetine dikkat çekmiştir.

Evet, üstadımız hak söyler ve doğru söyler. Nasıl ki, bizler pazara ya da alışverişe gidince her şeyin güzel, temiz ve nezih olanını alırız. Çürük olan meyveyi alıp evimize eşimize ve çocuğumuza getirip yedirmeyiz.. Getirsek bile evdekilerin bizi bu çürük meyvelerden dolayı ayıplama ihtimali vardır. Yâda hediyelik bir altın veya mücevher alsak bile onu süsleyip paketleyip sevdiklerimize öyle sunarız. Süslenmese bile altın olması yeterdiyemeyiz. Dünyada nasıl ki her şeyin güzel, temiz, nezih ve süslüsünü seçiyoruz öylede dünyada yaptığımız ve yarın yevmi mahşerde ihlâs pazarında satışa çıkaracağımız amellerin de temiz, güzel ve süslüsünü seçmeliyiz. Hayatımızı iman ile nurlandırdığımız gibi amelimizi, dinimizi, ahlakımızı da güzel olan şeylerle süslemeliyiz. Bizi rabbimize yakınlaştıracak, onu hoşnut edecek amelleri zor bile olsa seçmeliyiz. Kuranı kerimi okuyacaksak tecvid ile süsleyerek güzel sesle besleyerek rabbimize hediye etmeliyiz. Şefkat Peygamberine salâtı selam okurken o salâvatları süslemeli ve en güzel şekilde ona takdim etmeliyiz. Namazı kıldığımız zaman namazlarımızı tadili erkân ve huşu ile süslemeli sarık ile taçlandırmalı öyle miraca göndermeliyiz..Tesbih ve Tazimimizi en yüksek seviyede yapmaya gayret etmeli.Şükür ve hamdimizi layıkıyla rabbimize sunmaya çalışmalıyız..Cumalara giderken temiz elbiselerle ve kokulanarak gitmeli.Oruçlarımızı takva ile takva ve sabır ile süslemeliyiz.Amellerimizi ihlas ve rızayı ilahiye ile süsleyip mücella,müstesna,mualla ve mukaddes bir hale getirmeliyiz.. Çıplak hükmünde olan imanımıza takva elbisesi giydirmeli, hayâ süsünü takmalı, ilim ile semereli hale getirmeliyiz. Bila ve musibete dahi giriftar olsak o bela ve musibetin mahiyetini tevekkül ve sabır ile değiştirip lehimizde zinetli bir getirmeliyiz. Nimetleri zikir, evrad ve şükür ile şenlendirip süslemeliyiz. Her gün yaptığımız adetlerimizi sünnet ile ibadete çevirmeliyiz.

Rabbimiz, kereminin ve rahmetinin iktizası olarak nasıl gönderdiği nimetleri süsleyip, o nimetlerle gözümüz, kulağımız ve hislerimizi okşayıp bizleri memnun ediyorsa bizlerde rabbimizi salih ameller işleyerek memnun ve razı etmeliyiz. Kendimizi, elbisemizi, evimizi ve çevremizi nasıl itina ile süslüyorsak ve gözümüze ve gönlümüzün ve başkalarının hoşnut olacağı hale getirmeye çalışıyorsak ve her şeyin güzel olmasına çalışıyorsak amelimizi de salihi amel ile süslemeliyiz ki rabbimizin razı ve hoşnut olacağı bir hale gelsin. Hz Süleyman asm Amelinin rabbinin hoşnut olacağı bir kıvama getirmesini istemiştir.

Çürük, bozuk ve kokuşmuş olan bir malın pazarlarda ve dükkânlarda kapış kapış satıldığı, çürük ve bozuk bir mala aklı başında insanların dünyalar dolusu paralar sarf ettiği görülmemiştir. Çürük ve bozuk malların insanların nezdinde kıymeti olmuyorsa Allah katında çürük amelin de değeri olmayacağı, olsa bile değerinin düşük olacağı düşünülmelidir. Kömüre elmas, cam parçacıklarına altın fiyatı biçilmeyeceği idrak edilmelidir.

İçerisinde salih amel, ihlâs, sadakat, teslimiyet, tevekkül olmayan amellerin Allah katında çürük ve bozuk ameller olduğunu bize en güzel gösteren Kur-an ı Kerimdir. Hani Hz Âdemoğulları Habil ve Kabilden Allaha adak sunmalarını istemişti. Habil Rabbine adakların en güzelini sunarken Kabil ise adağın en çürük olanını sundu. Allah Habilin adağını kabul ederken Kabilin adağını ise kabul etmemişti. Çünkü Habil amelini Allahın razı ve hoşnut olacağı hale getirip sunarken; Kabil ise amelini Allahın razı olmayacağı hale getirip sunmuştu. Bu hikâyenin Kurandaki asıl metin şöyledir.” Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş diğerinin ki kabul edilmemişti. Hac.5/27

Demek bizlerde amelimizi Allahın razı olacağı hale getirip sunduğumuz takdirde kabule şayan olacağı gibi amelimizi eksik, gedik, nakıs ve çürük yaptığımız zaman ise kabule şayan olmayacağı gibi belki azaba da ikap olacaktır. Her şeyi hakkıyla bilen, gören ve yapan rabbimiz ibadetleri ve kulluğu hakkıyla yapacak kullar isteyeceği bir gerçektir. Kuranı Kerim” Amellerini salihi amel ve ihlâs ile süsleyenler için ;"Kadın, erkek iman etmiş olarak kim salih amel islerse ona güzel bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz. " (en-Nahl, 16/97) müjdesini vermektedir. Bizlerde ilahi ve ebedi müjdelere nail olmak istiyorsak Hazreti Süleyman ( asm) dediği gibi “Rabbim... Hoşnut olacağın bir salih amel yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni salih kullarının arasına sok. Neml-19)diyeceğiz. Vesselam.


Konular