MUTLULUK İMANDAN GELİR.

İnsanların mutsuz olmalarının en mühim sebeplerinden biriside dünyaya geliş amaçlarını,hayıtın asıl gayesini ve mevcudat ve eşyanın mahiyetini,camiyetini ve hakikatini onlara öğreten ve haber veren ilahi kaynak ve kişilerin getirdiği hikmetli ihtar,ikaz,uyarı ve nasihatlerden haberdar olmamalarından kaynaklanmaktadır.ilahi yol göstericilerden habersiz olanlar dünyaya geliş gayesini kendi mantığıyla yaşamaya çalışanlar,hayatın asıl gayesini kendi düşünce eksininde yaşamaya çalışanlar ve kendisinde olan sevgi,muhabbet,aşk varlığıyla alakadar olduğu her şeyin iç yüzlerini kavramayanlar bir kesmekeş,bir belirsizlik ve yanılgı içerisinde nereden gelip nereye gittiklerini ve ne için geldiklerini bilmeden yaşarlar.bu haleti ruhiye sahibi insanlar sırf dünya için yaratılmışlar gibi bir tevehhümle hareket ettikleri için bütün kuvvet ve gayretleri ile dünyaya dört elle sarılırlar.mutlu olmak için çırpınıp dururlar.arzu duyup ümit besledikleri ve fıtratlarının istediği her şeyi elde etmemenin elemini yaşarlar.mevcudatta var olan şeylerin mahiyetini ve hakikatini tam olarak bilmedikleri için ya kıymetinden daha çok değer verirler yada değerinin altında değer verirler.sevilmeye layık olmayanı sever onu tapınma derecesine getirir.sevilmeye değmeyen olan şeyleride severler.bela.musibet ve hastalıkların arkasındaki hikmet.hakikat ve rahmeti görmedikleri için çabuk isyana dalalete ve şekavete düşerler.hayatları onlara zindan olur.teselliyi haram yollar olan alkol.uyuşturucu ve fuhuşta ararlar.hayatları kasavetli.dağdağalı ve kesmekeş bir hale getirirler.nefis ve şeytanın elinde his ve duyguları oyuncak olur.hayatlarının dümeni hep haram denizlerinde yol alır.bu inanç ve düşüncenin zıddı olarak ilahi bir zata inananların kalplerine ilka edilen ve kainatın manasını değiştiren ve gizli sırlarını çıkaran ve eşyanın sırlarını izhar eden iman, kalp.akıl ve ruha girdiği zaman hassaları.kuvveleri ve azaları hassas hale getirip nazarı.aklı .fikri ve düşünceleri safileştirip hayatın.dünyanın ve eşyanın manasını ve anlamını değiştirir.insanın olay ve hadisata bakış açısı imani bir mizanla olur.insaf ve vicdan terazisi tartmaya ölçmeye başlar.zahiri ve batını manalar beraber yorumlanır.zahirde zulüm gibi görünen şeylerin arkasında hayır olacağı gibi hayır gibi görünen şeylerde şer olabileceği gerçeği bilinir.başa gelebilecek olan bela.musibet ve hastalıklarda kemali hikmet ve cemali adalet olduğu bilindiği için tevekkül gösterilir.mevcudattaki bütün olay ve hadisatlar tesadüf ve batıla değil hikmetle iş yapan bir zata verilir.sıkıntıların geldiği cihetin ilahi canip olacağı düşüncesi ile sabır ve tevekkül etme kemalatı gelişir.sevgi aşk ve muhabbetin ayarı değeri ve ölçüsü iman ile belirlenir.kime neye ne kadar nasıl değer biçileceğini bilir.sevgi ve muhabbete kimlerin ne kadar layık olacağını bilir ona göre kıymet ve değer verir.dünyanın iç yüzünü kıymetini ve mahiyetini iman ile anladığı için dünya ve hayata kıymeti nisbetinde değer verir.ne kazandığı şeyler için haddinden fazla sevinir nede haddinden fazla kaybettikleri için üzülür.bilir ki sevdiği yada üzüldüğü şeyler fanidir ve baki değildir.onlar için üzülmeye değmez.eşyanın ve dünya malının hakikatini bildiği için ne başkasının malına haset eder nede o mal sahiplerine adavet eder.iman şuuru ona nereden gelip nereye gittiğini ne için geldiğini bildirdiği için ruhu.aklı ve kalbi bir kesmekeşlik ve Kaos ve bilinmezlik içinde kalmaz.nuru iman ile geleceği karanlık ve ümitsiz görmez.ölüm ötesini zulumat ve vahşet olarak görmez.kabri bir çukur olarak telakki etmez.iman ile ölümün ötesinde ebedi hayatı görür.kabrin arkasında yeni bir hayatı görür.yaşlılığın ardında ebedi bir gençlik olduğunu bilir ve meyus olmaz.hastalıkların bir mükafatı olduğunu bilir.ölüm ile gelen ayrılıkların geçici olduğunu bilir.cennette tekrar beraber olabilecekleri ümidi taşır.İmanın ışığıyla hayatını yeis ve vahşetten kurtarır..imanın kuvvetiyle sıkıntılara göğüs gerer ve dayanır.imanın nuru ile her şeyin iç yüzünü görür. Bütün mutluluk ve saadetlerin imandan geldiğini anlar.iman hazinesinin kıymetini bilir.o hazineyi kaybetmemek için dünyasını bile feda etmekten kaçınmaz.imanın korumak ve kaybetmemek için hayatını ve canını veren müminler buna şahittir.

Evet iman öyle bir gıdadır ki, insan ona ekmek su gibi muhtaçtır.iman öyle bir ilaçtır ki hastalar o şifaya her an muhtaçtır.iman öyle bir ışıktır ki kalbi ve ruhu karanlıkta olanlar o nura her saniye muhtaçtır.iman öyle bir iksirdir ki her şeyin iç yüzünü açığa çıkartır.iman öyle bir kuvvettir ki, onu elde eden bütün baskılara ve zorluklara karşı mukabele eder.iman öyle bir intisaptır ki aczi ve fakr sahibi insanı bir kadiri mutlaka istinad eder.iman öyle bir sırdır ki sahibini hayır ve muhabbetlere mazhar eder.imanın bu ve daha nice güzellikleri olduğu için iman kainatın ve hayatın en mühim hakikati olmuştur.dünyada ve ahrette felaket ve helaketlerin kaynağı imansızlık olduğu gibi mutluluk ve saadetin kaynağı da imandır.bütün kötü hasletlerin kaynağı imansızlık olduğu gibi bütün güzel hasletlerin kaynağı da imandır.imanı olmayanların mutluluk ve saadetleri asla kalıcı değil geçici ve fanidir.elem.endişe.kaygı ve tasaları çok ama mutlulukları az ve kısadır.ölümün korkusu ayrılığın vahşeti karşısında manevi bir azap yaşarlar.imanı olanların saadeti ise baki ve kalıcıdır.kaygı ve endişelerin mahiyetlerini bildikleri için endişe ve kaygıları az mutlulukları çoktur.ölüm ve ayrılığın geçici olduğunu bildikleri için manevi azapları az manevi mutlulukları çoktur.

Not:imanın güzelliklerini anlatan risale nur külliyatından 23 söze müracaat edilmesi tavsiye edilir.


Konular