Hz. Musa (a.s.) 'ı Isıran Karınca

Hz. Musa köy köy, şehir şehir dolaşıp insanlara Allah'ın dinini öğretirken, bir gün yolu Allah'ın, ceza olarak bütün halkını yaktığı bir köye düştü;

- Ey Rabbim! Bu köyde yaşayanlar arasında çocuklar, günahsız, suçsuz kimseler ve hayvanlarda vardı. Sadece suçluları ve günahkarları cezalandırabilecekken böyle yapmayıp tüm köyü cezalandırmışsın. Senin şefkatin ve acıman sınırsızdır ve Sen tüm canlılara bu şefkatinle davranırsın. Sen işlerini de bizim aklımızın eremediği yüksek bilginle yaparsın. Buna olan inancım tamdır. Fakat ben merak ettim günahkarlarla beraber masum insanları niçin yaktın? diyerek fazla oyalanmadan, yoluna devam etti.

Bir müddet sonra hem bir şeyler yemek, hem de yol yorgunluğunu biraz olsun üzerinden atmak için bir ağacın altına oturdu. Ağacın az ötesinde büyük bir karınca yuvası vardı. Karıncalar harıl harıl çalışıyordu. Bu karıncalardan bir tanesi gelip dinlenmekte olan Hz.Musa (a.s.)'ı ısırdı. Hz. Musa karıncaya öfkelendi, yerdeki kurumuş odunlardan birini ateşle tutuşturdu, geldi. Tüm karınca yuvasını ateşe verdi. Tüm karıncalar yanarak öldü. Hz. Musa (a.s.)'a bildiren dini hükümler arasında karınca yakmak günah değildi. Bunun üzerine Allah (c.c.) şöyle seslendi:

- Ey Musa! Seni sadece bir tek karınca ısırmışken, sen bütün karınca yuvasını ateşe mi verdin? Bir karınca yüzünden koca karınca ülkesini, heran hamdeden, beni en güzel sözlerle öven bir toplumu yakıp yok ettin, öyle mi?

Hz.Musa gerek kendi gördüğü-söyledikleri karşısında, gerek yaptığı karşısında Cenabı Hakkın seslenişinden öğrenmiş oldu ki;

Suçlularla beraber olanlar, kendileri suçsuz olsalar dahi aynı cezaya uğrarlar. Ancak Allah hesap gününde onları birbirinden ayırır, her birine hak ettiğinin karşılığını fazlasıyla verir. Bizler de kötü insanlarla beraber olmamalı, onların yaşadıkları yerlerde bulunmamalıyız. Bulunmak zorunda kalırsak onları uygun bir lisan ile uyarmalı, oradan bir an önce uzaklaşmaya bakmalıyız.


Konular