Üniversiteli Kız Anneleri Aman Dikkat!..

Üniversite kayıtları yakında başlayacak. Yine binlerce lise mezunu kızımız üniversite okumak için gurbete gidecek. İstanbullu öğrenci kız, ta Van'a, Erzurumlu çalışkan öğrenci taa İzmir'e... Kızı olan ana-babalara sesleniyorum, aman dikkat.


Eliniz ve gözünüz yavrunuzun üstünden hiç eksik olmasın. Hatta mümkün ise beraber gidin. Eşiniz size mutlaka anlayış gösterecektir. Çünkü son yıllarda kulağıma Anadolu'dan çok kötü şeyler geliyor. İstanbul ve Ankara gecelerinde küçük öğrencileri görüyorum. Bazıları sanki zincirlerini koparmış gibi. Saçı, kıyafet, konuşması ve yaşamı... Sanki kırk yıllık Avrupalı... Hele 'arkadaşlarla ev tutacağız' veya 'ben çalışıp okurum' diyenlere daha çok dikkat. Onların şeytana uyması daha yakın...
Maddi durumunuz yeterli değilse, kızınızı göndermeden önce çok düşünün. Hele hele İstanbul'a gelen kızınız varsa... Aman sakın, her kızı da 'potansiyel suçlu' gibi görmeyin. Aklı başında, helal süt emmiş kızlara her şey hava civa. Yeter ki arkadaş kurbanı olmasın. Kiminle arkadaş olduğunu mutlaka araştırın. Zaten benim duyduğum marjinal örnekler arkadaş yüzünden.
Size yemin ederim, hiçbir üniversiteye veya kente karşı en küçük ön yargım yok. Tesadüfen duyduklarımı sizinle paylaşacağım. En azından başka kentlere ders olsun.

Türkiye buna hazır mı?

Olay şu; Türkiye'de her gün yeni bir üniversite açılıyor. Çocuklarımız üniversite olsun da, nerede olursa olsun diye düşünmeden koşup gidiyor.
Kıbrıs'ta paralı üniversitede okuyan kızımız da var, İstanbul'a gelip çalışıp okumak isteyen de... Çok disiplinli yurtlarda kalan da var, arkadaşınla ev tutan da... Ankara'da disko ve barlardan, Kuzey Kıbrıs'ta kumarhanelerden çıkmayan üniversiteli kızları yıllardır görüyoruz. Kimisi spor araba ile dolaşıp arkadaşlarına fiyaka yapmak için zengin iş adamının metresi olmuş. Kimisi de Kıbrıs'ta kumar oynayabilmek için babası yaşındaki adamın... Ne olduğunun farkında bile değil. 'Erkek arkadaşım' diyor...

Ana-babalar kızlarını sadece okula gidiyor sanıyor. İstanbul'da hayatı kayan binlerce kızı ise hiç saymıyorum. Ortaköy, Beyoğlu, Kadıköy'deki öğrenci barları dolaşın, bir tane İstanbullu kız bulacak mısınız? Tabii üç kuruş kazanmak için sabaha dek çocuk bakan, garsonluk yapan onurlu kızlarımız da var. Onları saygı ile anıyorum.

Peki biz ülke olarak, bu Avrupa sistemine henüz hazır mıyız? Kızlarımız 18 yaşında iken, başka kentte tek başına yaşayacak olgunlukta mı? Mantıklı veya doğru karar verebiliyor mu? Baba ocağından kopunca kendini çok özgür hissedip yoldan çıkması normal mi? Madem her kentte üniversite açılsın istiyoruz, madem kızlarımızı okusun diye başka kentlere gönderiyoruz... Galiba bu geçiş dönemini yaşamak zorundayız. Her şeye tamam da... Toplum ve aile olarak en az zararla kurtulsak fena mı olur yani?..
...

'Arkadaşlarımın ısrarı yüzünden bar sahibinin sevgilisi oldum'

Bursa'da otelcilik okuyan Berna ağlayarak şunları anlattı. 'Türkiye'de hiçbir baba kızını başka kentlere okumak için göndermesin. İsterse en disiplinli yurtta kalsın. Hiç fark etmez. Şayet eli ayağı düzgün ise beladan kurtulması çok zor.

Liseyi bitirip Bursa'ya Turizm ve Otelcilik okumaya gittim. Son derece düzgün bir genç kızdım. Okulun yanındaki barın orta yaşlı bir sahibi vardı. Adam peşime düştü. Uzun süre hayır dedim. Ama arkadaşlarım o barda bedava yiyip içmek için, o kadar baskı yaptılar ki. En sonunda adamın sevgilisi oldum. Okul bitene dek böyle devam etti. O günden sonra erkeklerden nefret ediyorum
...

Aykut Işıklar / Bugün Gazetesi


Konular