16.Allah'ın Kazasına Rıza Göstermenin Mânâsı, Rıza'nın Hakikati ve Fazileti Hakkında Vârid Olan deliller

Rıza, sevgi meyvelerinden bir meyvedir. Mukarreblerin makamlarının en yücesidir. Onun hakikati çok kimselere kapalıdır. Ona bir çok benzerlik ve belirsizlik karışmıştır. Ancak Allah Teâlâ tarafından tevil ilmi öğretilen, din hususunda kesin anlayışlı bir kimseye bu hakîkat keşfolunur. Bu bakımdan münkirler, hevâ-i nefse muhalif olmaktan ibaret olan rızayı inkâr ettiler. Sonra dediler ki: 'Eğer Allah'ın fiilidir diye her şeye razı olmak mümkün olsa o zaman küfre ve günahlara razı olmak da gerekir!'

Bu düşünceden hareket eden bir grup aldanarak fısk ve fücura razı oldular. Fısk ve fücurda bulunan kimseye itirazı terketmeyi, Allah'ın kazasına teslim olduğunu iddia ederek savundular. Eğer bu sırlar sadece şeriatın zâhirlerini dinlemekle iktifa eden bir kimseye keşfolunsaydı Hz. Peygamber İbn Abbas için 'Ey Allahım! Onu dinde fakih kıl ve ona tevili öğret!' diye duada bulunmazdı. Bu bakımdan biz rızanın faziletinden başlayalım. Sonra olanların hikâyelerini nakledelim. Sonra rızanın hakikatini, hevaya muhalif olan yerde nasıl tasavvur olunduğunu zikredelim. Tıpkı duayı ter-ketmek ve günahlara karşı sükût etmek gibi...