Para insanı ibadetden alıkoyarmı

Basra'nın kurraları Basra valisi İbn Abbas'ın huzurunda toplanıp şöyle dediler: 'Bizim bir komşumuz var. Gündüzleri oruçlu, geceleri âbid-dir. Herbirimiz onun gibi olmak istiyoruz. Bu kişi kızını kardeşinin oğluyla evlendirdi. Fakat yeğeni fakirdir. Kızının çeyizini yapacak gücü yoktur. Onun için yardım et!' Bu söz üzerine İbn Abbas kalktı. Ellerinden tutarak onları evine götürdü. Bir sandık açtı. Sandıktan altı yığın (kese) para çıkardı. Onlara 'Bunları götürün!' dedi. Onlar da parayı alıp götürdüler. Daha sonra İbn Abbas 'Biz o kişiye iyilik yapmadık. Onu oruç ve ibadetinden alıkoyacak şeyler verdik. O malı geri getirin. Biz kızın çeyizini temin etmekle ona yardımcı olalım. Dünyanın, Allah'ın kullarından birini, Allah'a ibadetinden meşgul edecek kadar değeri yoktur! Allah'ın velî kullarına hizmet etmekten bizi alıkoyan kibir ve gurur da bizde yoktur' dedi. İbn Abbas da, kurralar da dediklerini yaptılar.

Hikâye olunuyor ki Mısır'da halk kıtlığa yakalandı. Onların emîri Abdülhamid b. Sa'd idi. Abdülhamid dedi ki: 'Allah'a yemin ederim! Ben kendisine düşman olduğumu şeytana bildireceğim!' Bu bakımdan gıda maddelerinin fiyatları normale dönünceye kadar Abdülhamid, Mısırlı fakirleri kesesinden besledi. Sonra emirlikten ayrıldı. Borçlarının karşılığında hanımlarının ziynetlerini rehin bıraktı. O ziynetlerin kıymetleri beş milyon dirhemdi. Ziynetleri tüccarların elinden borçlarını ödemek suretiyle alması zorlaştığı zaman ziynetleri satmalarını, haklarından fazla kalan parayı daha önce ikramına mazhar olmayan fakirlere dağıtmalarını yazdı.

Konular