Dinsiz Bir Hayat Beladan Başka Birşey Getirmez

Dünya üzerinde yaşanan ahlaki dejenerasyon, savaşlar, cinayetler, kötü alışkanlıklar, sefalet, yoksulluk Kuran ahlakının yaşanmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü dinin hüküm sürdüğü bir ortamda Allah'ın razı olduğu, yani cennet benzeri bir hayat yaşanır. Kuran'da tarif edilen tüm güzel ahlak özellikleri en üst seviyede görülür. Din yaşanmadığında ise güzel ahlak, dürüstlük, samimiyet, vicdan, doğruluk, iffet gibi erdemler rağbet görmeyeceği için kişiler arasında ahlaksızlık, yalan, dolan, iftira, zulüm gibi pek çok kötülük hakim olacaktır. Ancak bu iki yaşam tarzından birini seçmek tamamen insanın kendi elindedir. Vicdanının sesini dinleyip, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tüm ayetlere uyan bir insan Allah'ın izniyle dünyada da, ahirette de güzel bir hayat yaşayabilir. Allah Nahl Suresi'nde iman edip salih amellerde bulunan kullarını güzel bir hayatla yaşatacağını bildirir.


...Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 95-97)

Ancak aksinde dinsizliğin getirdiği tüm olumsuz özelliklerin insanın hayatının her alanında hakim olduğu görülür. Bu kişiler ahirette ise sonsuz azapla karşılaşacaklardır.

Her insanın hayatını düzenlediği kuralları, prensipleri, ölçüleri, doğruları ve yanlışları vardır. Kimine göre doğru olan, kimine göre tamamen yanlış olabilir. Veya yüzyıl önce insanların asla kabul etmedikleri bir şey, yüz yıl sonra hayatın doğal akışı içinde çok makul hale gelebilir. Ancak şu çok açık bir gerçektir ki, insanların hiçbiri kendi koydukları kurallar içinde mutlu olamazlar. Çünkü kendi aralarında sürekli çatışmalar yaşamaları, herkesin kendi istediğinin olmasını istemesi kaçınılmazdır.

Örneğin ahlak kuralları bir toplumun varlığı ve geleceği için çok büyük önem taşımaktadır. İnsanlar arasındaki ilişkiler, hakkaniyet, adalet, dürüstlük, saygı, sevgi, başkasının hakkına riayet etme gibi pek çok ahlak özelliği bir toplumun tüm fertlerini ilgilendiren kurallardır. Bu kuralların dejenere edilmesi, insanların zaman içinde ahlaksızlığı makulmüş gibi görmeye başlamaları arkasından her türlü ahlaki yozlaşmanın kapısını açacaktır.

Uyuşturucunun, rüşvetin, fuhşun, zinanın, kumarın, dolandırıcılğın, cinayetlerin yaygınlaşması, sadece paranın geçerli olması bu yozlaşmaların sadece birkaçıdır. Bütün bunların tek sebebi ise insanların dini gereği gibi yaşamamalarıdır. Ölçü Kuran'ın hükümleri ve Allah'ın rızası olmadığı zaman insanların bu ahlaksızlıkları yapmalarını engelleyebilecek hiçbir güç kalmamaktadır.

Oysa dindar bir insan ahirette yaptığı küçük büyük her türlü fiilin hesabını vereceğini bildiği için kesinlikle rüşvet almaz, yalan söylemez, herhangi bir ahlaksızlığa tevessül etmez. Ama dinin yaşanmadığı bir ortamda insanlar tüm bu ahlaksızlıkları kolaylıkla yapabilirler. Bir insan "ben dinsizim, ama kesinlikle rüşvet almıyorum" diyebilir. Ama Allah korkusu olmayan ve yaptıklarından kıyamet gününde hesap vereceğine inanmayan bir insan durum ve şartlar gerektirdiğinde kolaylıkla rüşvet alabilir hale gelebilir. Çok ihtiyacı olduğu bir anda, ya da kendi doğrularına göre meşru bir neden oluştuğunda rüşvet alabilir. Oysa dindar bir insan şartlar ne kadar değişirse değişsin, ne kadar zor bir durumda kalırsa kalsın asla böyle bir ahlak göstermez.

Allah Kuran'da adaletten sevgiye-saygıya, merhametten miras hukukuna, fiziksel temizliğe kadar bir insanın dünya hayatında karşılaşacağı her türlü konunun ölçüsünü bildirmiştir. Bununla birlikte Allah'ın rızasına uyan bir insan için aklı ve vicdanı da çok önemli ölçülerdir. Fakat hak olan bu ölçüleri göz ardı edip, kendi mantıkları ve ölçüleri doğrultusunda Allah'ın hoşnut olmadığı bir yaşantıyı tercih edenler, dünyada da ahirette de sıkıntılı bir hayat sürerler. Kuran'da inkar edenlerin hayatlarını nasıl geçireceklerine dikkat çekilir:


"Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." (Taha Suresi, 124)

Dinin yaşanmadığı bir ortamda ise ilk olarak aile kavramı ortadan kalkar. Çünkü aile kavramının özünde sadakat, dostluk, vefa, sevgi, sorumluluk sahibi olmak ve saygı gibi üstün meziyetler yatmaktadır. Fakat dinsiz insan herhangi bir kimseye karşı sorumluluk duymak istemez. Vefa, sadakat ve saygı ise dinsiz bir toplumda asla bulunmaz. Toplumun güçlü bir yapıya sahip olmasındaki en önemli unsur olan ailenin zarar görmesi ise asıl olarak toplumun kendisine zarar verir.

Dinsiz toplumlarda bu kadar çok savaşın, cinayetin, katliamın, sefaletin yaşanmasının tek nedeni yine dinsizliktir. Çünkü Allah'a ve ahiret gününde hesap vereceğine inanmayan bir insan gözünü bile kırpmadan bir insanın canına kastedebilir. Hiçbir rahatsızlık duymadan binlerce savunmasız insanın yaşadığı bir yere bomba atabilir, bebeklerin, yaşlıların ölmesine göz yumabilir. Çünkü insan sevgisi, merhamet ve saygı ancak Allah korkusu ve sevgisiyle oluşan değerlerdir. Ancak Allah sevgisini bilmeyen bir insan saldırgan olabilir, cinayet işleyebilir.

Dinsiz toplumlarda herkes sadece kendi çıkarlarını düşünür. Kendi rahatı, konforu ve ihtiyaçları herşeyin önüne geçer. Bu nedenle de ihtiyacı olan bir kişiye yardım etmeyi, ihtiyacını gidermeyi, işlerini kolaylaştırmayı asla düşünmez. Zaten merhametin ve şefkatin yaşanmadığı bir ortamda bu güzel ahlakın yaşanmasının da imkanı yoktur. Dinin yaşanmadığı bir toplumda genellikle sevgi veya saygı göstermek için en önemli ölçü, karşı tarafın maddi yönden güçlü olmasıdır. Eğer bir kişi çok zenginse, bütün insanlar onun etrafında pervane olurlar. O kişinin karşısında el pençe divan durmayı herkes kendisine görev edinir.

Bütün bunları yaşamamanın yolu Allah'ın rızasına uymaktır. İnsan belki bugüne kadar Kuran hükümlerinin ve Allah'ın rızasının dışında bir hayat sürmüş de olsa, bundan sonraki hayatında tevbe edip Allah'ın dilediği tarzda bir yaşam sürmesinin önünde hiçbir engel yoktur. Yeter ki samimi bir şekilde Allah'a yönelsin, tek dost ve vekil olarak Allah'ı bilsin.


SERAP AKINCIOĞLU

1 yorum

Dinsiz Bir Hayat Beladan Başka Birşey Getirmez

tesekkürler kardesim.

06.06.2008 - talib

Konular