Gülleri hep sevdim

[b]Gülleri sevmeyen var mıdır? Güzel kokulu, muhteşem görünüşlüdürler. Sevilmeye layıktırlar. İnsanlığa, psikolojik, biyolojik ve ekonomik yönden faydalıdırlar...
Gülsüz bir dünya istenir mi?

Dünyaya ılık bir meltem gibidirler. Koklayınca kendimizden geçmez miyiz? İçimizde bir ferahlama, bir sevinç duymaz mıyız? Gerginliklerimizin gittiğini duyumsamaz mıyız? Sevginin, barışın, hoşgörünün ve tüm güzel duyguların ifadesi olarak birbirimize hediye etmez miyiz?

Gül gibi...
Bütün iyi niteliklerin kendisinde toplandığı insan...
Gül gibi olanları hep sevdim.
Sevmeyenlere hayyret ettim.

Bir yağmur bulutu gibidir çehrelerinde tebessüm. İyiliklere gebedir o yüzlerin sahipleri.
Hep taşlanırlar meyveli ağaç misali. Rabb’e sığınırlar sessizce kırgınlıklarında.Yalnız O’na kulluk eder, yalnız O’ndan yardım beklerler.

Onlar gül gibidirler.Kendilerine taşlayanlara da gül atar yürekleri, elleri. Hidayet dilerler onlar için.
Onurlu, alçak gönüllü ve yardımseverdirler.Maddi aleme gereğinden fazla önem vermezler. “Dünya iyilikler ekilecek bir tarladır.” onlar için. Bunun gerektirdiği biçimde yaşarlar.

Bakışlarıyla bile olsa, harama yönelmezler. El uzatmazlar. Kul hakkı, maddi ve manevi anlamda çok önemlidir onlar için. Sadece insanın değil, tüm yaratılmışların haklarına riayet ederler.
Sinirlendiklerinde konuşmazlar. Bilirler ki, öfke geldiğinde akıl gider. Sakinleşmeyi beklerler.
Bir canlıya zarar gelecek diye titrer içleri.

O kadar çoktur ki yüreklerinde sevgileri, cansızlara da taşar. Tüm yaratılmışlar için çarpar kalpleri. Bir taşın, sektirmek için bile rahatsız edilmesi, onlara ağır gelir. Bir sineğin öldürülmesi, o rikkat dolu yürekleri sarsar. Yangınlarda yanan ağaçlar, onların yüreğinde de bir yangın tutuşturur. Öncelikle bir canlıdır onlar için ağaçlar. Ve kaybedilen sadece onlar değildir.Hiç sözü edilmeyen otlar, çimenler, çiçekler ve belki de kaçamadan kanadından tutuşup yangının ortasına düşen, çırpınarak can veren bir kırlangıç, bir leylek, bir kelebek.... Nereye kaçacaklarını bilemeyen, bir tavşan, bir karınca, bir ceylan, bir sincap... Ve, Evlatlarını kaybetmiştir kararan toprak. Bağrında yetiştirdikleri yok olmuştur. Gül gibi olanların yürekleri, tabiat için de burkulur.

Yapıcı, barışsever ve uzlaştırıcıdırlar.

Haksızlığa ve zulme uğrayanlar için, her daim titrer yürekleri. Elleriyle düzeltmeye çalışırlar haksızlıkları, zulümleri , yapamazlarsa dilleriyle, o da olmazsa, haksızlık yapan insanları, kalplerinden çıkarma, onlarla ilişkileri kesme yoluyla gösterirler tepkilerini.

Çalışkan ve atılımcıdırlar.İleriye bakmayı severler. Geriye, hüzünlenmek ya da başkalarını karalamak için değil, ders almak için bakarlar. Günü, gelecek için hayaller kurmakla değil, iş yaparak geçirirler. Geçmiş bitmiştir, geleceği ise yaşayacağımız şüphelidir çünkü. Değerlendirmemiz gereken zaman bugündür. Bugün üstünde çalışırlar.

Güvenilirdirler. kendilerine verilen sırları, koşullar ne kadar değişirse değişsin başkalarına söylemezler.
İnsanların kusurlarını araştırmazlar. Rabb’lerinin Ya Settar ismi gereğince, kusurları örtücü ve gizleyicidirler.

Başkalarının arkasından, onların hoşlanmayacağı biçimde konuşmazlar.
Kendileriyle ve tüm yaratılmışlarla barışıktırlar.
Olaylar karşısında soğukkanlıdırlar.Öfkelendiklerinde bile kabalaşmazlar. İradeleri ve azimleri yaptıkları her işte görünür.

Saldırgan ve kırıcı değildirler. Kendilerini korumak için bile olsa, başkalarını ne dil ile ne el ile yaralamazlar. Bakışları küçümseyici ve alaycı değildir.

Ses tonuyla bile insanları incitmezler. Kendilerini kıranlara, aşağılayanlara da kötü davranmazlar. Kendileriyle özdeşleşmiş bir kibarlıkları vardır. Yüzlerinin hatlarına çizilmiştir nezaket. Gözle görürsünüz.

Temizdirler. Dış temizlikleri, içlerinin göstergesi gibidir.

Dürüsttürler. Yalanı sevmezler.
Vefalıdırlar. Kendilerini sevenleri, konumları ne olursa olsun unutmazlar. Verdikleri sözlerde dururlar.
Vericidirler. Cömertliği her anlamda severler.
Her tür düşünceye karşı anlayışlı ve hoşgörülüdürler. Çevrelerine huzur verirler.
Kendilerini incitenlere de anlayış ve hoşgörüyle yaklaşırlar. Demokrasinin gereği sayarlar karşıt düşünceleri.

Kendilerine hakaret edenlere hakaret etmezler, saygısızlık edenlere saygı gösterirler. Eşitlikçidirler.
Cesur, gözü pek ve vatanseverdirler.
Mücadelecidirler.
Hak için ve halk için yaşarlar.

“ Bazı insanlar, odaya girdiğinde aydınlatır bazıları, çıktığında.”
Onlar odaya girdiklerinde aydınlatanlardandırlar...

Allah onlardan razıdır. Onlar Allah’tan...
Onlar, gül gibidirler. Adı gül ile anılan can peygamberin, cânân peygamberin(SAV) ahlâkı ile ahlâklanmışlardır.

Her devrin ve her milletin gülleri vardır. Solmazlar da. Ortak özellikleri, yaşadıkları devirlerde zulme maruz bırakılmaları, aşağılanmaları, küçümsenmeleri ve anlaşılamamalarıdır. Ancak bu, güllerin, gül gibi olanların, insanlık için çalışmalarına engel olamaz.

İnsanlığa faydalı olanları hep sevdim.Cilt renkleri ya da dinleri, milliyetleri, beni durduramadı
Bu vasıfları kişiliğinde toplayan insanların, hem Allah hem kul katında, çok değerli olduklarını düşündüm hep.

Böyle düşünmeyenlere hayyret ettim.
Onları görünce yüreğime güneş, ay ve yıldızlar birlikte doluştu, darallarım açıldı.

Gülleri hep sevdim.
Gül gibi olanları da sevdim.
Gülleri ve gül gibi olanları, sevenleri de sevdim, sevmeyenleri de sevdim.
Tüm yaratılmışları sevdim.
Hep seveceğim...
[/b]
Emine Fikriye

Konular