HİÇ UMULMADIK KİMSELER KAYBEDEBİLİR

Hiç umulmadık kimseler kaybedebilir


"Birbirine en uzak şeyler nelerdir?" denilirse küfür ve iman diyebilirsiniz; neticeleri itibarıyla böyledir. Fakat, hayat içinde yaşadığınız şeyler itibarıyla; hisleriniz, hevesleriniz veya vicdanınız, şuurunuz ve latife-i Rabbaniyeniz açısından bakınca birbirine en yakın şeyler de küfür ve imandır.




Aralarında incecik bir perde vardır.

Onun için perdenin öte tarafına yuvarlanıp düşenlerin dedikodusunu edip, "Nasıl oldu da düştüler?" falan deme yerine "Allah bizi düşürmesin." diye Cenab-ı Hakk'a teveccüh edip yalvarmak lazımdır. Devamlı surette, "Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ-Allahım hidayet buyurduktan sonra kalplerimizi kaydırma." demek gerekir. Bütün kardeşlerimiz için de aynı duayı yapmalıyız. Çünkü hiç umulmadık kimseler kaybedebilir. Vahye katiplik yapan insan vardır ki kaybetmiştir. İster tahribatın kolay olmasına, ister şeytanî meselelerin insana daha cazip, daha hoş gelmesine, isterseniz de her zaman tetikte yaşayamamaya.. neye verirseniz veriniz, hiç beklenmedik anda kayabilir ve devrilirsiniz. Bundan dolayı, insan kendine hiç güvenmemeli, O'na tutunmalı ve bu şekilde ayakta durmaya çalışmalı.. kendini çok küçük görmeli.. her gece bin rekat namaz kılsa, başını yerden kaldırmasa da kulluğunu yapamadığı inancında olmalı. Senenin her gününü ibadetle dopdolu yaşayan bir kul "Rabb'ime şu kadar ibadet ettim, şu meselede şöyle bir mazhariyete erdim." şeklinde aklının köşesinden geçirse, kendisini bir paye ve makam sahibi zannetse, onun bu mülahazayla tükettiği o anlar, hayatının en karanlık dilimleridir. Oysa dikkatli bir kul, mazhariyetlerine bir mekr olabileceği endişesiyle bakmalı ve Allah'ın rızasından başka bütün taleplere kapanmalıdır. "Ben bir köleyim. Kölenin hiç sermayesi olmaz; o ne kazanırsa kazansın kâr efendiye aittir." şuurunda olmalı, ibadet ve hizmetleri karşılığında bir mükâfat ve bedel beklememelidir. Öyleyse mesele, makam elde etmek, bir pâyeyle bilinmek değildir; verilmiş bir pâyenin hakkını eda etmek, nimetlere şükürle mukabelede bulunmaktır.


4 yorum

eflatun kardes

guzel soylemışsın de eflatun kardes bu tur kanun lar koyanlara da yazıkk bıraz degılmı ozgurlugumuzu kısıtlayanlara.

25.03.2008 - bilgenur

bende

evet
bende bu yazıdakı gıbı bır durum yasadım.kapanmıstım elhamdulılah ama sımdı ış geregı acıyorum namazlarımı hep kılardım smdı aksatıyorum ve cokk uzuluyorum bu durumuma ayrıca erkek arkadasım oldu bu benı daha cok yaraladı gunah işledım bırsuru ve sımdı cokkkkkk mutsuzumm

24.03.2008 - bilgenur

Keşke...

Nedir bu sizi evlerden dışarı atan?Nedir bu rızık endişesiyle ekmek kavgasının ortasında çırpındıran?Nasıl bir şey bu meslek aşkı, Allah ve ebediyet aşkını bastıran?
Bir elbesiden delik açarsınız, yırtılır gider.Sokaklar mü'min için ateş çemberi haline geldi ey mümin ve mümineler.Medeniler, azgınlar ve sefihler kurdu tuzaklarını sokaklara.Ucunda sadece para var.Birkaç kuruşa ebedi hayat satılıyor.Evlilikler, gelecek nesil heba ediliyor.Eşler birbiriyle yetinemez oluyor.Eyvah eyvah...
Ben de erkek olduğum halde çok acısını çektim bu aşkın.Sevdiğime aşkımı hediye ederken ebedi hayatla süslemek üzere, aşkımdan ağır basan aşkı oldu gözünde.Ve ben acılarla dolu bir insanım.Yazık ediyorsunuz yazık.Rezzak ve Rahim olana el açmaktır hayat, açabilmektir.Ona el açan başkasına saç açmaz.

24.03.2008 - eflatun

mrhb

üzüldüm ask acısı

29.08.2008 - asi_061

Konular