Ejderhanın Alev Saçan Başı KADINLARDA “ALDATILMA DUYGUSU”

Pek çok kadının korkulu rüyası; “aldatılma” ihtimalidir! Eşinin ya da sevdiği erkeğin bir başka kadına ilgi duyması, geçici ya da sürekli bir birliktelik içine girmesi endişesi; “aldatılma korkusu!”



Kadınlar, birini sevdiğinde; flört, sözlenme ya da nişanlılık dönemlerinde, henüz ortada somut bir şey yokken bile bu duyguyu yaşamaya başlayabilirler.



Bayanların %90-95’i bunu zaman zaman yaşarken, bazılarında bu aldatılma korkusu bir ömür boyu sürüp gidebilir.



Bu korkunun kadınlarda bu kadar yaygın olmasına karşılık, eşi varken bunu yapan erkeğin sayısı hiçbir zaman kadınların korktuğu oranda değildir.



Her şeyden önce, bu bir maddi imkan, fırsat, eğilim, güç ve cesaret meselesidir. Şartlar uygun olsa da, birçok erkek, prensip, inanç ve itibar kaygısı gibi faktörlerle fiiliyata geçmekte tereddüt eder.




Kendilerini de, eşlerini de huzursuz edecek boyutlara ulaşabilen ve çoğu zaman boş yere ya da abartılı olarak yaşanan bu korku karşısında kadınların sergiledikleri tavırlar, öncelikle sağlıklarını etkiler.




Kadınları Bitiren Üç Duygu;
"SAHİPLENME", "KISKANÇLIK" ve "ALDATILMA"

Duyguları



Evli olsun, olmasın; bir erkeğe ilgi duyan veya yakın olan kadını hırçınlaştıran, erkeğin de eşinden daha çok uzaklaşmasına ve belki bir başka kadına doğru itilmesine sebep olan duygulardır.


Bu duygular kadını içten içe yiyip bitirmekle kalmaz, dünyaya geldiğine bile pişman ettirir.

"Erkeğini sahiplenme", "kıskançlık" ve "aldatılma" duyguları içindeki kadın, bu duyguların şiddeti oranında mutsuzdur. Onunla birlikte olan erkeğin de mutsuz olması kaçınılmazdır.

Ejderhanın Alev Saçan Başı;
"ALDATILMA DUYGUSU"



Kadını içten içe yiyip bitiren en zor duygu budur. Ejderhanın en alevli başı; “aldatılma duygusu!” “Erkeği sahiplenme ve kıskançlık” zemininde gelişen “aldatılma” duygusu, kadının mutsuzluğunu doruğa çıkarır.

O kadar ki, pek çok kadın bu duyguyu yaşamaktansa, ölümü bile göze alabilir.

Kadında “Aldatılma Duygusu”nun Genel Özellikleri

Birçok bayanın, az ya da çok sıkıntısını çektiği bu duygunun genel özelliklerini şöylece sıralayabiliriz;


I. Aldatılma duygusu doğuştan değil, sonradan gelişir



Kıskançlık duygusunun bir nebze doğuştan gelen ve daha sonra alevlenen bir duygu olmasına karşılık, “erkeğin birden çok kadına yakın olması” anlamıyla "aldatılma duygusu"nun kadın psikolojilinde doğuştan yeri yoktur.

Çocukluktan beri aile içi etkileşim ve annelerin yakınmaları başta olmak üzere, konu komşu arasında konuşulanlar ve yaşanan olaylara getirilen yorumlar, bu duygunun tohumlarını eker; besler ve büyütür.


II. Yıkıcı ve yıpratıcıdır



Bu duyguyu içinde barındıran kadının sağlığı yönünden zarar görmemesi mümkün değildir. Onun bu durumu hem kendisini, hem de ona yakın olan herkesi belli ölçüde etkiler. Daha çok obsesyonel bir anlam ifade eder. Yani, hızla takıntı haline gelir.



III. Kanser gibi, kendi kendisini üretir ve abartılı davranışlara sevk eder



Kadın, birlikte olduğu erkeğin, kendisini bir başka kadınla aldattığı gibi bir kuşkuya kapılmaya başlamışsa, bu duygu sürekli kendini üretir ve giderek artar. Bu artış, abartılı davranışlara davetiye çıkarır. Böylece tam bir kısır döngü gelişir.

Sonunda öyle abuk sabuk tutumlar ortaya çıkar ki, bakarsınız, erkeğin iç çamaşırları bile muayeneye edilir olmuştur. Ve elbette bu bir hastalıktır artık.


IV. Çoğu zaman dayanaksızdır



Kadınların %80-90'ında bulunan bu duygunun genellikle bir gerçeğe dayanmadığı görülür. En azından kadınların sandığı oranda yaygın değildir. Ortada henüz hiç bir şey yokken de hissedilebilir.

Hem, aldatılma olaylarının bu oranda yüksek olması mümkün değil, hem de yakınlaşmaların çoğu bir psikolojik tatminden öteye gitmez. Dolayısıyla kadınlar gerçek bir aldatılmanın değil, kendi psikolojilerinin ürettiği korkuların acısını çekerler.


V. Mantıki izahlarla giderilemez



Aldatılma duygusu zarar verici olmasının yanında, mantıksal izahlarla giderilemeyen bir özellik arz eder.

Kadının erkeğe karşı denetleyici ve sorgulayıcı tavırlar içine girmesine karşı birçok erkek bunu birtakım izahlarla gidermeye çalışır. Yapılacak izahlar tartışmayı, tartışmalar tepkileri, tepkiler ise gerginlikleri, hatta şiddeti getirebilir.

Bazen de izahlar, erkeğin, gerçekleri gizleme gayreti olarak da algılanabilir.


“ALDATILMA” DUYGUSUNUN KADIN ÜZERİNDEKİ YIKICI ETKİLERİ




“Aldatılma” duygusunun kadın üzerindeki yıkıcı etkileri tahminlerin üzerindedir.

Bunun telafisi imkansız denecek derecede olumsuz etkilerini şu şekilde maddeleştirebiliriz;

Aldatılma duygusu kadını çirkinleştirir

Kuşkunun derinliği ölçüsünde meydana gelen hormonal, fizyolojik ve psikolojik değişiklikler, hem bedensel hem de ruhsal çöküntülere yol açar.

Mideye giren kramplar, kalp damarlarının sıkışması, nefesin daralması, iştahın kaçması, benzin solması, yüzdeki çizgilerin derinleşmesi hemen fark edilecek derecede kendini gösterir. Öyle ki, kadın, kendinde aynaya bakacak cesaretini bulamaz.

Bu, her ne olursa olsun, kadının asla istemeyeceği bir durumdur. Sonunda kuşku yerli de olsa, yersiz de olsa yıpranan, yıkılan, yaşlanan ve kaybeden de bu duyguyu içinde barındıran kadın olur.


Yersiz yarışlara sebep olur

Kadın, erkeğinin kendisini aldattığını düşündüğü zaman, rakibi olarak gördüğü kişiyle yarışa girme ihtiyacı duyabilir. Eşine iyi görünmek, tekrar göze girmek konusunda gayret göstermeye başlar.

Bu tavırlar genellikle erkekte karşılık bulmaz. Çünkü ötekinin neden cazip görünmeye başladığını, ona iten sebeplerin ne olduğunu bilmeden yapılacak işler boşunadır.


“Aldatılma Duygusu” Kadını karşı davranışlara sevk edebilir





Erkeğinin bir başkasına yakınlaşmasını "aldatılma" olarak algılamaya başlayan kadınlar içinde, bundan duyduğu rahatsızlığı azaltacağı zannı ile "cezalandırma ve intikam alma" gibi davranışlara yönelenler de görülebilir.

Kişiliğinin elverdiği ölçüde “karşı davranışlara” yönelen kadında ise huzur kalmaz. Sonunda, erkeğini iyice kaybetmenin yanında kendini de kaybetmesi söz konusu olabilir.


Depresyon gibi psikolojik bozuklukları getirir



Aldatıldığı duygusu içinde olan kadın hızla değişir. Tedirginlik ve mutsuzluk bütün davranışlarına yansır.

Her halinden olumsuzluk akan kadından erkeğe yansıyan tavırlar, öncelikle kadının aleyhinedir. Aldatılma duygusu ne kadar şiddetli ise, mantıksız davranışlar da o derece etkin olabilir.

Erkeğin şahsına karşı gelişen olumsuzluklar genel bir tavır halini alırsa, bunun sonu en iyi ihtimalle depresyona gidiştir.


Ne Yapmalı?



İşte bütün mesele! “Olmak ya da olmamak” gibi bir şey! Aldatılma duygusu bu kadar zararlı olduğuna göre ne yapmalı?

Nasıl hareket etmeli ki, bu duygu, kadınları bu kadar perişan etmesiz?

Öncelikle yani ilk şart olarak, iyi bilmeli ki, aldatılma duygusu kimin içinde ise onu perişan eder. Kesinlikle zararlıdır. Sırf bunu anlamak ve kabul etmek problemi yarı yarıya halletmek demektir.

Bu yeterince anlaşıldı ise, o zaman bu duygudan nasıl kurtulmak mümkün olur ya da bunu içinde yaşamaya başlayan kadın, hiç vakit kaybetmeden neler yapabilir, onu konuşmak lazım. Bu da ayrı ve başlı başına ele alınması gereken bir konu!


1 yorum

aldatılma duygusu

çok kapsamlı açıklamışsınız teşekkürler.evet bu duyguyu ancak yaşayan bilir aslında yaşamayan kadın hiç olmayacaktır belkide.tehlike çanları ise o aldatıyosa benim neyim eksik ben daha iyisini bulabilirim fikri ile başlar..ve bi bakmışsınız sadece rüyada başka kadına dokunan bi kocanızı ondan 15 yaş küçük bi yakışıklıyla aldatıvermişsiniz...

18.09.2007 - merycey

Konular