onlar öyle kadınlardıki...

o kadınlar …
onar öyle hanımlardiki rabblerinin övgülerine mazhar olmuş ,imanın en üst mertebelerinde yer bulmuş,dünya hayatının tüm elem sıkıntılarına göğüs germiş itilmelere kakılmalara hor görülmelere aldırmamış,sadece rabbinin rızasını gözetip ölümü seve seve kabul edip kişisi şahedeti diri diri yanmakla etleri demir tarakla parçalanmakla ,kimi malından kimi evladından kimi sevdiğinden vaz gecip dünyayı satıp ahireti satın alarak cennetin sultanı olmuşlardır…bunları coğumuz biliriz ama birazda kendimizle kıyas etmemiz lazım gelir onlar nerde acaba biz neredeyiz ..
hz maşita validemiz…
Ben sizin rabbinizim diyerek ilâhlık iddia eden ve bu iddiasını inatla sürdürerek nice masum insanların kanına giren, nice hakîki Allah dostlarını öldürten, kFiravun’un, Allah’a inanmış bir hazinedarı ve onun da Mâşita adında bir karısı vardı. Maşita aynı zamanda Firavun’un kızının da hizmetçisi idi..birgün tarak elinden düştü ve onun imanıda bu düşme ile yükseldi…çünkü frevunun kızı babasına söyledi ve maşitanın sınavı başladı…
Firavun, onun îmandan dönmeyeceğini anlayınca, öyle işkence etmeye karar verdi ki, o işkenceler ancak şeytanın aklına gelirdi. Mâşita’yı bir tahtaya gerdiler. Ellerinden ve ayaklarından tahtalara çivilediler. Mâşita’nın iki çocuğu vardı. Bunlardan birisi beş yaşında, biri ise henüz Kundakta idi. Evvelâ beş yaşında olan kızını getirip, Mâşita’nın ağzını zorla açarak, kızın boğazını kesip kanını onun ağzına akıtmaya çalıştılar. Her tarafı kızının kanı içinde kalmıştı. Fakat en küçük bir pişmanlık duymayan Mâşita’da, dininden dönmek gibi bir şey görünmüyordu. Bu sefer kundaktaki yavrusunu getirip annesinin kucağına verdiler. Daha meselenin ne olduğunu anlama idrakinden mahrum olan yavruyu, annenin kucağına verdiklerinde, emmek için ağlayarak annesinin memesini arıyordu.yaktıkları ateşe eşini diğer yavrularını atıp sıra kundaktaki bebeğe gelince ..
O anda annelik şefkati galip gelmek üzere idi. Mâşita nerede ise Firavuna benim Allah’ım sensindiyecekti. Bir taraftan şeytan da bu sözleri söylemesine yardım ediyordu. Tam bu esnada Cenaı hak , daha kundakdaki çocuğu konuşturmaya başladı.anneciğim sakın îmanından döneyim deme! Bak işte karşında cennet bahçeleri ve Cemalii ilâhî seni bekliyor…işte imanın zirvesindeki kadın maşita …dininden imanından dönmedi ve cennetin en yüksek makamına erdi…
hz musanın annesi….o allahın vahiy ettiği evlliyalar makamında bir hanım idi doğum zamanı gelince rabbisi ona ilham etti..dediki bu bebeği al bir sandığa koy ve nile bırak ..hangi annenin yüreği acaba buna dayanır yeni kucağına aldığı evladını azgın nil sularına bırakırdı…ama cenabı hak onun kalbine sükünet verdi.yavrusunu sepete koyduğunda kalbi öyle boş kaldıki..o an hiiç bir boşluk içini dolduramıyacak sandı ve rabbine sığındı…ona sığınnanı rabbi hiç terk edermiyine ilham etti biz onu sana geri göndereceğiz ve evladını peygamberleri en üst makamlarına taşıyacağız süküt et ve sabret…kız kardeşini peşine salıp arkalarından gözetlerken frevunun sarayına gitmemesi için dualar ediyordu .halbüki rabbim bazen bir zalimin eliyle dinini yayarda o zalim kılını bile kıpırdatamaz..
sarayda hizmetciler onu bulupta asiye validemize getirince oimanın en en yüksek makamındaki kadın anlındaki muhammedi nuru görmüş ve onu cok sevmiştir..
fravuna evlat edinelim dediğinde içine kurt düşüp şeytanın vesveseleri basınca rabbim kalbini öyle cevirmiş öyle merhamet vermiştirki ilerde can düşmanı olacak hz musaya en güzel şekilde bakmış hemde kendi annesine para vererek baktırmıştır ..musa a.s annesinin sabrı ile evladına kavuşmuş rabbine sığınan o mübarek kadın peygabber annesi olma şerefine nail olmuştur..

h.z asiye annemiz..o temizdir öyle temizki onun nihakahı cennette insanların en şeretlisine kıyılacak ve habinin eşi olacaktır.bu yüzdenki rabbimiz onu fravunun yatağında bile onu korumuş gözetmiştir.onun koruduğuna kimse zaval veremez ..o iman sahibi kadın maşitanın can verdiği sırada ruhunu almaya gelen melekleri temaşa etmiş onun gördüğü izzet ve ikramlar karşısında raabine secde ettiği sırada odasına gelen fravunun onu görmesi ile imanı acığa cıkmıştır. kollarında çarmağa gerilmil öyle işkençelere maruz kalmış ama asla ve katta imanından bir nebze bile taviz vermemiştir…Asiye Allah’tan en son şu dilekte bulundu.Ya Rab Katında benim için bir ev yapTahrim 11..
Al-lah duasını kabul ederek kendisinebaşını yukarı kaldır diye vahyettBaşını kaldırınca Cennet’te kendisi için inciden yapılmış evi sarayı gördü ve hemen gü-lümsedi…işte onların bu imanları cennetin hanımları olmasına sebep olmuştur..
işte onlar işte biz…
şimdi bu ahir zamanda maşita olmak asiye olmak zormudur acaba ..belki bizlerin bedenleri azap görmüyor ama kafir fravunlar ruhlarımıza cocuklarımıza eşlerimize işlerime evlerimize saldırıyor .nefis ve şeyatnın tuzağı bitmiyor .bize düşen teslimiyet göstermek rabbin rızası için sevgilinin hatrı için ,seven sevdiğine teslim olandır her halükarda rabbinin hatırını herşeyden üstün sayandır.oonlar tek başlarına fravunlara kafa tutular çünkü rablerine teslim olmuşlardı vesselam ….


Konular