MEST ÜZERİNE MESİHTE FIKHÎ ÖLÇÜLER

Abdest almayı gerektiren herbir hadesten dolayı mest üzerine mesih caizdir. Bu cevâz sünnetle sabit bulunmaktadır (1). Tevâtür de-recesine yaklaşan haberler sebebiyle, ulemâ-i İslam'ın umumu bu gö-rüşü paylaşmaktadır (2). Bu hususla ilgili fıkhî ölçülere riayetle dinimi-zin tanıdığı bu ruhsattan faydalanmamız câizdir.
Bu ölçülerin açıklanmasına geçmeden önce mest üzerine meshin sebebi, şartı, hükmü, rüknü, ve sıfatı ile ilgili kısa bir açıklama yapmak-ta fayda mülâhaza ediyoruz.

Sebebi: Ayaklarda abdest alarak giyilmiş mest bulunacak;

Şartı: Mestin farz olan mahalli örter durumda ve mesh edilmeye elverişli bulunması, meshin müddetinin geçmemiş olması;

Hükmü: Müddeti içinde onunla namaz kılmanın sahih olmasıdır. Bu, onun dünyevî hükmüdür. Ahiretle ilgili hükmü ise, Peygamber (s.a.v.)'in sünnetini işlemeyi niyete almış olarak giyene sevap hâsıl ol-masıdır. "Ayağım üşümesin" düşüncesi ile giyen, sadece bu ruhsattan faydalanmış olur."Peygamberimin sünnetini yapmış olayım" niyyeti ile giyen ecir ve feyiz elde eder.

Rüknü: Her ayağın ön tarafı üzerinden mestin üç parmak enliliğin-deki mahalle mesh etmektir. Bu, meshin farzı olmaktadır. (Bu sebeplemestin altına, ökçesine, yanlarına ve koncuna meshedilemez). Sıfatı: Ruhsat olarak meşrû olmasıdır.

Alınacak abdestte ayaktaki mestlerin üzerine mesih, kadın ve er-kek müslümanlar için câizdir.Bu cevaz bir ruhsat-ı diniyyedir. Bu hük-mü kabul etmekle beraber, abdestte ayaklarını yıkamak isteyen, azi-metle amel etmiş olur. Mest üzerine meshin câiz olmasında şu şartla-rın tahakkuku aranmaktadır:

1- Mestler, abdestte ayaklar yıkandıktan sonra giyilmiş olmalıdır.

2- Mestler, topuk adı verilen ayağın yan taraflarındaki tümsekçe kemikler ile birlikte ayaklan her tarafından kapatmış olmalıdır (3).

3- Ayaklar mestin içinde iken, mûtâd üzere üç mil (oniki bin adım) yürümek mümkün olmalıdır (4). Bu şart dikkate alındığı zaman, ağaç-tan, demirden veya camdan yapılıp ayağa giyilecek mest benzeri şey-ler üzerine mesih câiz değildir. Çünkü ya giyenin ayağı veya giyilen şey zarar görür.

4- Mestlerin her biri, topuktan aşağı kalan kısımda, ayak parmak-larının en küçüğü ile üç parmak mikdarı delik, yırtık ve sökükten hâli olmalıdır.

Bahsi geçen delik, yırtık veya sökük, ayak parmaklarının uç kısmı-na tesadüf ederse, mikdara değil o kısımdaki parmakların adedine ba-kılır. Şayet üç parmak görülmüyorsa meshin cevazına zarar vermez. Önemli olan diğer bir husus da bu delik, yırtık veya sökük, bir mestte olacak. Mestin birinde iki parmak sökük, diğerinde bir veya iki parmak söküğü toplamak yanlıştır.

5- Mestler, bağlanmaksızın ayakta durabilecek kalınlıkta olmalıdır.

6- Mestler, suyun ayak tenine geçmesine engel olacak durumda olmalıdır.
Bu şarta nazaran ayaktaki mestler, dışardan aldığı suyu hemen içeri geçirecek halde olmamalıdır.

7- Ayağın ön kısmından el parmaklarının en küçüğü ile üç parmak kadar bir yer mevcut olmalıdır.

Bu şart dikkate alındığında, ayaklardan birinin veya her ikisinin ön tarafı bulunmayan kimse, diğer tarafa giydiği meste mesh edemez. Velev ki ayağın ökçe kısmı mevcut olsun. Bir ayağı yıkayıp diğer aya-ğa mesh etmek câiz değildir (5).
Meshin sünnete uygun olan şekli, ıslatılmış olan sağ elin parmak-larını sağ ayağının üzerine; sol elini de sol ayağının üzerine, el par-maklarını ayak parmaklarının ucuna gelecek şekilde ve açık olarak koymak ve mestin koncuna doğru çekmektir (6).
Mesh, ayağı yıkamaya bedeldir. Bu sebeple meshin altında ayak bulunan kısma yapılması şarttır. Bu cihet dikkate alınınca, büyük bir mesti ayağına geçirmiş olan kimse, onun boşlukta kalan kısımlarına mesh edemez.

Mest üzerine başka bir mest, çizme veya edik giyen kimse şu şart-lara dikkat ederek ikinci giydiği mest veya çizmenin üzerine meshedebilir:

a) Abdest alıp mesti giydikten sonra, aldığı o abdest bozulmadan ikinci mesti veya çizmeyi giymiş olmalıdır. Çizmeyi giymeden önce mestin üzerine mesh vermek suretiyle abdest almış ise, artık çizmenin üzerine mesh yapamaz. Çünkü mesh işi, birinci mest üzerine kararlaş-mış olur.

b) Çizmede mesh vermeye engel olan sökük, yırtık ve delik gibi bir şey bulunmamalıdır (7).


(1)Cevhere, c. 1,sh. 33.
(2) Fetâvâ-i Kâdîhân, c. 1, sh. 46.
(3) Fetâvâ-i Hindiye, c. 1, sh. 32.
(4) İbni Âbidln, c. 1, sh. 243
(5) Nûr'ul-îzâh, sh. 31.
(6) Fetâvâ-i Kâdîhân, c. 1, sh. 46.
(7) Cevhere, c. 1, sh. 35.