GÜNAH ZEHİRİNE KARŞI TÖVBE PANZEHİRİ KULANIN.!

İnsanın sosyal ve içtimai hayatını zehirleyen şeylerin başında günahlar gelmektedir.İnsanın fıtratına koyulan hisleri ve duyguları ya hayra yada şerre kullanma yetkisi ona bırakılmıştır.. hayır adına işlediği şeyler ise sevap Şer adına işlediği her şey ona günah olarak döner. Yılanın mahiyeti zehir olduğu gibi günahında mahiyeti zehirdir. Zehirli günahların tatlı cazibesi onu sokmaması için günah mekânlarından uzak durması gerekir. Hayırlar mahiyeti itibariyle fazilet ve ahlakın menşei iken; günahların mahiyeti ise tahrip, şer ve zarardır. Günahlar hem şahsın hayatını zehirler hem de toplumun şahsı manevisini zedeler. Günahın insanın şahsına verdiği zararın maddi boyutunun yanında birde ve manevi boyutu vardır. Maddi boyutu hastalık, keder, pişmanlık gibi haller şeklinde tezahür ederken, günahın manevi boyutunda ise zehri manevi olarak imana ve dine ve kalbe sirayet etmeye başlar. Nasıl bir yılanın sokmasıyla insan zehirlendiği zaman zehir direk kalbe yönelerek kalbin durmasına sebep olur, ya da insan zehri içtiği zaman kıvranmaya başlar. Öylede günah zehri insanın vücuduna zina,faiz,içki,haram bakışla girdiği zaman o günah zehirleri kalbe sirayet edip sızmaya başlar.Bu günah sızıntıları kalpte siyah lekecikleri çoğaltmaya başlar.Bu hakikate işaret eden bir hadisi şerifte Peygamber Efendimizi: “Mü’min günah işlediğinde, kalbinde siyah bir leke olur. Tövbe eder, günahı terk eder ve istiğfar ederse, bu siyahlıktan kurtulur, günah artarsa siyahlık da artar” diyerek günahın zehirli bir leke olduğunu işlendikçe arttığını tövbe edildiği zaman ise zehirli noktaların silindiğini haber vermektedir. Bu hadisin tefsirini yapan Bediüzzaman Hazretleri ise “günah kalbe işleşe işleye ta iman nurunu kalpten çıkarır..O günah lekelerinin nuru imanı kalpten çıkarmaması için istiğfar ve tövbe ile çabuk imha edilmesi gerektiğini ihtar etmektedir.

Demek günahlar zehir gibi vücudu ve kalbi sarmaya başlar.Kalbe yerleşip lekelenmeye ,kalbin nurunu, hikmetini hakikatini ve ferasetini yavaş yavaş siyahlandıra siyahlandıra zulumatla kapatmaya başlar.Kalbin marifet istidatlarını günah zehirleriyle çürütmeye başlar..Ağacın köküne nasıl kezzap döküldüğü zaman koca ağacı kurutup bütün neticelerini akim bırakırsa; günah kezzapları da kalbi çürütüp marifet ve tefekkür tohumcuklarını mahveder..Bu zehirlenme süreçlerinde hemen tövbe panzehirleri istimal edilmeli,zehrin insanı öldüreceği endişesi taşınıldığı gibi günah zehirlerinin de kalbi zehirleyip öldüreceği endişesi taşınılmalıdır. Hemen vakit kaybetmeden tövbe ve istiğfar panzehirleri kullanılmalıdır.Günahın büyüklüğü nisbetinde zehir olacağı için günahın eğer kuvveti fazla olursa zehrin zararı o kadar etkili olur.Zehir bütün vücudu uyuşturup, kas katı kesip, kangren edip, vücudun dengesini bozduğu gibi günah zehri de manen böyle etki ederek kalbin marifet pompalarını çalışmasını bozup,manevi hasselerin dengesinin karışmasına sebep olur.Kalp ve akıl manen felç olup çalışmaz.Mukayese ve muhakeme gücünü kaybeder.Bir nevi manevi felç geçirir.

İşte insan günahın zehrine maruz kaldığı zaman manevi bir bitkisel hayata girebilir. Bu tehlikelere maruz kalmaması için günahtan kaçınacak. Yılanın ve akrebin sokmasından korkup kaçtığı gibi günahla zehirlenmekten korkup kaçacak. Eğer nefsine ve günahın zahiri süsüne aldanıp günah zehrine maruz kalırsa; vakit kaybetmeden ve oyalanmadan Gufran Rahim olan zatın şifa eczanesine gidip oradan tövbe, istiğfar ve pişmanlık panzehirlerini alacak ve istimal edecek ta küfür ve dalalet tehlikesinden kurtulsun. Günah zehrini tövbe panzehiriyle etkisiz hale getirip iyileşme sürecine girsin. Kalp, ruh ve akılda haramın gayrimeşru zevklerinden hiçbir kırıntı kalmasın. Yoksa günah zehirlenmesi sonucu imanını ve ahlakını kaybedecektir.Muhammed Şamil KAKÇA


Konular