"Efendimiz'in iftihar edeceği nesil"

Efendimiz'in iftihar edeceği nesil

İslâm dini, evlenmeye ve çoğalmaya oldukça önem vermektedir. Öyle ki, izdivaçta her şey, inceden inceye düşünülecek, bin türlü hesap yapılacak ve hiçbir yanlışlığa meydan vermeyecek şekilde hassas davranılacaktır.. davranılacaktır ki, kurulan yuva, yuva yıkımını netice veren sebeplere bina edilmesin.



Hasen derecedeki bir hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: "Evleniniz, çoğalınız; ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim."

Konuyla alâkalı bir âyet-i kerimede de şöyle buyurulur: "Aranızdaki bekârları (hürlerle mümkün olmasa da) kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanlarla evlendiriniz. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) çok geniş olan ve (her şeyi) bilendir." (Nûr, 24/32)

Nikâh yapma imkânına sahip bulunmayan, yani infak edemeyen ya da mihir veremeyen, daha doğrusu bir aileyi geçindiremeyen kimseye gelince, Allahu Teâlâ onu, fazlıyla zengin kılacağı ana kadar sabretmeli, iffetiyle yaşamalı ve harama girmemelidir.

Bu son nas ve onun yorumları, diğer delillerle zahiren çatışıyor gibi görünse de temel espri açısından aynı gerçeklerin vurgulandığında şüphe yok.

Şöyle ki: "Evlenin, çoğalın, zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim." hadis-i şerifi, -mazmunu mahfuz- mefhum-u muhalifi ile şunları hatırlattığı söylenebilir: Resûl-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve sellem) şayet izdivaçla iftihar edeceği bir nesil hedeflenmemişse, o izdivaç ya da çoğalmanın hiçbir anlamı yoktur. Evet, terörizme ya da sefahete bulaşmış, başı secdesiz, vicdanı paslı, gözü kanlı bir nesil ile Resûl-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve sellem) iftihar etmeyeceği açıktır. O'nun, çoğalmasını istediği nesil, Allah indinde de makbul olan, O'nun rızasını kazanmaya teşne bulunan din-i mübini yaşayan ve yaşatan bir nesil olmalıdır. Kur'ân-ı Kerim, değişik nûrefşan beyanlarıyla bu mülâhazaya en sağlam referanstır: "Servet ve oğullarınız, dünya hayatının süsüdür; ebediyet vadeden iyi işler ise Rabb'inin nezdinde sevapça daha hayırlı, ümit bağlamaya da daha lâyıktır." (Kehf, 18/46) Evet işleriniz ahirete müteveccih ise siz Rabb'inizden, o da sizden hoşnut olacağı bir yola girmiş sayılırsınız.

Bu mütalâa ile vardığımız sonuç şudur: Evlenmede asıl hedef, Allah'ı ve Resûlü'nü hoşnut edecek bir neslin yetiştirilmesidir. Onun için milletine âşık, ailesine sımsıkı bağlı, çocuklarının terbiyesi üzerinde hassasiyetle duran kimseler, değişik çarpık düşüncelere rağmen, yoluna ve usulüne uygun şekilde çocuk sahibi olma konusunda kat'iyen tereddüt etmemelidirler. Zira böyle bir neslin çoğalması ümmet-i Muhammed'in yüzünü güldürecektir.M.F.Gülen


Konular