Cinsel Mutluluğu Etkileyen Psikolojik Sebepler

Kadının cinsel ilişki esnasında orgazma ulaşmaması haliyle cinsel soğukluğu biribirine karıştırmamak gerekir. Cinsel soğuklukta, cinsel ilişkiye karşı tam bir isteksizlik bulunduğu halde burada ele alacağımız durumda cinsel arzu tamdır. Hatta bazı kadınlarda bu arzu çok şiddetli olabilir de yine orgazm olamazlar. Aşkın başlangıcında kadın hoşa giden bir hisle heyecanlanır ve bu his orgazm oluncaya kadar artarak sürer. İşte orgazm, bu erotizmin en yüksek düzeye ulaştığı ana denir. Kadın orgazma kadar devamlı olarak tahrik, orgazmı duyunca da tatmin olur. Aşk esnasında zevk duyan kadınlar orgazmı duymasalar bile az çok bir tatmine ulaşırlar fakat orgazmın verdiği rahatlık ve gevşemeye hiçbir zaman ulaşamazlar. Hatta bazı kadınlar birleşme sırasında duydukları zevki orgazm sanarlar ve cinsel ilişkinin fazla zevkli olmadığını iddia ederler. Burada erkeklerin eşlerine rehber olmaları gerekir. Kadının cinsel bilgisi zayıf olursa gerçek durumu anlayamaz, oysa erkek çoğunlukla kadınından daha bilgili olması gerekir.









Ne var ki bazı erkekler, kadının cinsel yapısını ve yaşantısını bilemezler.








Evlilik öncesini haram olduğu halde kiralık kadınlarla geçirmiş olan erkekler, kendi eşlerini de tanıyamazlar. Çünkü kiralık kadınlar, bir an önce işlerini bitirip para almak için duygusal hereket etmezler. İşin fiziksel yönünü acelece bitirip para aldıklarından erkekler, tüm ilişkileri böyle sanırlar ve eşlerine yeterli ilgi göstermeden hemen ilişkiye girerler. Böylece kadını doyurmazlar. Eşini gerçekten seven bir erkek bu durumda çok dikkatli olmalıdır. Unutmamalıdır ki orgazmla sonuçlanmayan bir birleşme kadında üzüntü yaratır. Kadınlar bile bazan gerçek huzursuzluklarının nedenini bilmezler. Sinir krizleri geçirirler, her şeye çabucak kızarlar, bunların nedenini günlük olaylara bağlıyarak büsbütün mutsuz olurlar. Fazla erotik kadınlarda ise üzüntü daha şiddetli olabilir. Bu durum evlilikte anlaşmazlığın en önemli nedenlerinden biri olabilir.










Orgazma ulaşamayan bir kadının psikolojik tedavi için gittiği doktora itirafı:
“On cinsel ilişkinin ancak bir ikisinde orgazma ulaşabiliyorum… Kocam orgazm olduktan sonra, kontakt birdenbire kesiliyor. Ben tam orgazm olacağım sırada ilişki birden pat diye bitiyor. Kocam sırtını dönüp yatıyor. Bu da beni çileden çıkarıyor… Bu durumlarda çoğu kez ağlıyorum… hırçınlaşıyorum…”











Cinsel arzuları güçlü olup da orgazmı tadamıyan kadın, eşinin her çeşit davranışına sinirlenmeye başlar. Evlilik hayatlarının dayanılmaz bir hal aldığını ileri sürer. Çocuklarından şikayetçidir, kazançlarının yetersizliğinden şikayetçidir, kısacası her şeyden şikayetçidir. Kocası da eşini yatıştırmak için boşuna uğraşır durur. Kavga elbette ki cinsel ilişki sorunlarından çıkmaz, ama geçimsizliğin altında yatan asıl hastalık kadının cinsel tatminsizliğidir. Kadın bazı hallerde gerçeği anlar, kocasının kendisini tatmin etmediğini görerek erkeğine diş bilemeye başlar. Hatta bu yüzden ihanete kadar gidebilir.











Birçok Boşanmaların Temel Sebebi, Cinsel Mutsuzluktur:
Şiddetli geçimsizliğin temelinde yatan önemli etkenlerden biri olan cinsel uyumsuzluk, boşanmak isteyen eşler tarafından açıkça ortaya sürülmediği gibi kayıtlara da geçmiyor. Üstelik, diğer boşanma nedenleri arasında yer alan zina, cana kast ve fena muameleden ötürü evi terk gibi olayların da büyük ölçüde cinsel kaynaklı olduğunda hukukçular ve bilim adamları görüş birliği içindeler.
Yapılan istatistiklere göre evli kadınların ancak üçte biri evliliklerinin birinci yılında orgazmı duymaktadırlar. Geri kalan çoğunluk ancak ileriki yıllarda tatmine varabilmektedirler.









Erkeklerde olduğu gibi bazı kadınlarda da yanlış bir inanç vardır. Madem ki çocuk yapmak için orgazma ihtiyaç yoktur, o halde buna fazla önem vermek yersizdir. Fakat kadınlar sevişme sırasında orgazmı duymayacak olurlarsa sinirleri çok gergin hale gelir. Bu halde onlarda pek çok ruhsal bozukluklara yol açabilir. Nitekim yapılan anketler çok ilginç sonuçlar vermiştir. Orgazmı yaşamamış evli kadınların 1% 40′ında ağır psikonevrozlar tesbit edilmiştir. Buna karşılık orgazmı duyan kadınların ancak 10 da 2’sinde ağır psikonevroz haller müşahade edilmiştir. Orgazmın kadının genel sinir sistemi üzerindeki etkisini bu istatistiki rakamlar çok açık bir şekilde ortaya koymaktadırlar. Orgazm insan fiziki yapısının bir isteğidir. Kadının sinir sistemi bu duyguya göre kurulmuştur.
Kadınını ve cinsel ilişkisini mutlu görmek isteyen erkek, kadının orgazmını mutlaka sık sık sağlamalıdır. Bu yolda her çareye başvurarak klitorisi ve vajinayı her türlü tahrikle, klitorisi elle de uyandırarak orgazm sağlama usulüne baş vurmalıdır.










Aile Geçimsizliği ve Cinsellik:
Aile geçimsizliğinin bir nedeni de cinsel mutsuzluktan kaynaklanmaktadır.











Toplumumuzda kadınlar ve erkekler cinsel yaşam konusunda birbirlerinden sürekli yakınıyorlar. Dünyanın en zevkli işi bir kabusa dönüşüyor, soğuk kadın, iktidarsız erkek suçlamaları her iki tarafta da ne zevk ne istek bırakıyor. Bir çözüm yolu bulunamıyor, cinselliğin keyfini iki cins bir arada yaşayamıyor, karı kocanın ikisi de yaptıklarından tam anlamıyla zevk alamıyor. Bir çift arasında kavgaya, anlaşmazlığa neden olan cinsel uyumsuzluğa giden olaylar, bir zincirin halkalarını oluşturuyor. Eskiden bu sorunlar üzerine pek inilmiyordu. Bugün şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrılanların sayısının artmış olması ve gerçek nedenin cinsel sorunlar olması, toplumumuzda bu konulara yapıcı bir şekilde değinmek gerektiğini göstermektedir. Bu sorunlar, çiftlerin birbirlerini tanımamasından, cinsellikle ilgili sorunlarını, korkularını ve beklentilerini konuşamamasından kaynaklanıyor.
Bunun altında toplumsal nedenler ve bazı gelenekler yatmaktadır. Bu arada tabii cinsel uyumsuzluğa neden olabilecek organik nedenleri unutmamalıyız. Örneğin erkekte prostat veya idrar yolları iltihabı, omurilik zedelenmeleri, şeker ve kalp hastalığı gibi. Kadınlarda zarın yapısı, makat ve cinsel organ arasındaki kazalar sonucu oluşan nedbe dokusu, iltihaplar, vajinanın iltihapları da normal bir cinsel ilişkiye imkan vermez.
Genelde kadınlar ve erkekler evli olsalar dahi boş zamanlarını kendi hemcinsleri arasında geçiriyorlar. Hele kırsal kesimde erkekler kahvede, kadınlar komşu kadınlar arasında boş vakitlerini geçiriyorlar. Beraberlikleri uyumadan önceki cinsel birleşmeyi içeriyor.
Cinsel bilgisizlik, çiftlerde, erkek ve kadın arasında iletişim kopukluğu, cinsel doyumsuzluklara ve sorunlara neden olmaktadır.









Ailede Mutluluğun Yolu, Cinsel Uyumdadır:







Eşlerin cinsel yaşamında birbirlerini olumsuz yönde etkileyebilecek bir çok faktörler vardır.





Erkekte ve kadında orgazma (cinsel doyuma) ulaşma süresi farklı olabilir… Eşler duygusallık bakımından aynı yapıya sahip olmayabilirler… Erkek ve kadın arasında büyük yaş farkı bulunabilir… Bütün bunların ötesinde incir çekirdeğini doldurmayan ancak zaman zaman eşler arasında sürtüşmeye sebep olabilecek değişik özelliklere sahip olabilirler… Şunu söylemek gerekir ki cinsel uyum sağlandığı takdirde sorunlar çoğu kolayca çözülebilir.
Evlilikte cinsel doyum, yalnız ilahi kudretin bize lütfettiği tabii bir olgudan ibaret değildir. Zira aynı zamanda eğitime ve alıştırmaya bağlı olan, iyi anlaşılması ve uygulanması gereken bir sanattır bu. Diğer sanatlar gibi sonradan kazanılan bir sanat. İşte bu nedenle eşler zaman içerisinde daha uyumlu bir cinsel hayat için çaba sarfetmelidir.
Birbirini çok seven karı koca, eğer aile mutluluğunu oluşturan öğeleri ve kendilerine düşen görevleri bilmez, bu görevlerin gereklerini yerine getirmezse, bu sevgileri mutlu olmalarına kafi gelmez. Aile mutluluğu ve cinsel eğitim alanında bireyler üzerlerine düşen görevleri öğrenmeli ve yerine getirmelidir. Evlenecek veya evli çiftler, cinsel bilgilerini arttırarak birbirlerini bilimsel yönden tanımaları ve ona göre davranmaları bir çok aile geçimsizliklerini önler.











Evlilikle, dişi ve erkek tamamlanır. Yani evlilik, iki vücudun, iki kalbin, iki ruhun ve daha doğrusu iki kişiliğin birleşmesidir.
Evlilikte mutluluğu oluşturan öğeler bellidir. Biz de bu çalışmamızda, mutlu bir yuva kurabilmek için bireylere düşen görevleri göstermeye çalıştık.
Ailede mutluluk ve cinsel eğitim, hemen her bireyi ve her aileyi ilgilendiren temel konulardan biridir. Dünya üzerinde her canlı en azından neslini devam ettirebilmek için kendi türlerine has bir cinsel yaşam içerisindedirler. Öyle ise cinsel yaşam hayatın ta kendisidir diyebiliriz.












Cinsel Uyumsuzluk ve Aile Kavgaları :









Karı koca, birbirlerini oldukları gibi kabul edeceklerine, kendi hayallerinde canlandırdıkları kalıba uydurmaya çalışmaktadırlar. Onlara göre, kadın dediğin şöyle olur veya koca dediğin böyle olur gibi düşünceler, aile mutluluğunu engelleyen sebeplerden birisidir.
Çocuklukta alınan yanlış eğitim veya gerekli doğru eğitimin alınamaması. Meşru cinsel ilişkinin ayıp sayılması gibi.







Meşru, yani yasal normal ve de görev olan cinsel ilişkiyi eş, ayıp duygusuyla karşılayabilir. Belki de çoğu zaman bu konuda mutlu olabilmek için gerekli olan rahatlığı kendisinde bulamaz. Çocukluğundan beri (özellikle kadınlarda) hafızalarda cinsel ilişkinin kötü, adî, aşağı bir iş olarak yer etmesi, kadını cinsel ilişkiden soğutur. Böylelikle hem kadın cinsel ilişkiden soğuktur, mutsuzdur. Hem de eşini tatmin edemez. Gerek kendisi ve gerekse eşi, cinsel tatminsizliğin sonunda görülen sinir gerginliği, kavgacılık, tembellik gibi durumlarla karşılaşır.
,


Dünya tarihi incelenirse görülür ki cinsel tatminsizlik, pekçok psiko-sosyal problemlerin temelinde genellikle bulunagelmiştir. Cinsel tatminsizlik, türlü problemlerin odağındaki rolünü çağlar boyu sürdürmüştür.

anonim:


Konular