OLAĞAN ÜSTÜ SÖZ VE TUZAKLAR

''En iyi zehir vücuda yavaş yavaş yayılanıdır. Kurbanına hiç fark ettirmeden zehirler. Katilden hiç şüphe ettirmeden öldürür. Evliliğin de böylesi yavaşça yayılan zehirleri vardır.''






BAŞKALARI BİRBİRİNE NE KADAR YAKIŞIYOR?



Başkaları eşinizden daha güzel ya da yakışıklı görünebilir. Reklamlarda gördüğünüz, filmlerde izlediğiniz, billboardlarda rastladığınız kadın ya da erkekler size daha sevimli gelebilir; unutmayın ki onlar sahici değil kurgulanmış kişilerdir; size özel değillerdir, herkese gülümserler, gerçek değillerdir; her zaman gülümserler. Dahası, sevimlilikleri sizin için de değildir; bir başka şeyi pazarlamak ya da temsil etmek için sevimli olmak zorundadırlar.



Siz ve eşiniz sahiden birliktesiniz; bütün eksiklerinize rağmen, bütün kusurlarınızı açığa vurarak birliktesiniz. Sizin birlikteliğiniz, özenilesi, reklam edilesi, kılçıkları temizlenmiş, fazlalıkları alınmış, ütülenmiş, özel olarak ışıklandırılmış, açıları ayarlanmış, havada asılı, metalik bir fragman değildir.



Siz hayatın bütün sahiciliği içinde bazen gerçekten mutsuz ama bazen gerçekten mutlu olabiliyorsunuz. Siz eşinize özelsiniz; eşiniz size özeldir. Eşinizin bir tebessümü sadece sizin içindir; bir şeyi pazarlamak için ya da empoze etmek için değildir.



Eşinizde gözünüzün gördüğünden fazlası vardır. Birbirinizi neyseniz o olduğu için seviyorsunuz.



HİÇ KAVGA ETMEYELİM



Hepimiz anlaşılmayı umarız. Bakışımızdan, duruşumuzdan ve susuşumuzdan hemen mesajlar çıkarılsın bekleriz. Evliliğin ilk günlerinde, henüz birbirinizin duygularına yeterince aşina değilken, anlaşılmayı ummayın. Anlaşılmayı ummak yerine, kendinizi açık sözle anlaşılır kılın. Ummayın, yapın. Beklemeyin, harekete geçin.



Eşinizin sizi inciten, kızdıran, mutlu eden… şeyleri bilmesini sağlayın. Birbirinizin duyguları hakkında kendi içinizden kabullenmeler yaparsanız, daha çok kırılır, birbirinizden daha çok uzaklaşır, birbirinizi daha az anlar hale gelirsiniz. Bir süre sonra, sözleriniz değil, ön kabullerinizle konuşmaya başlarsınız. Sonunda, içtenlikle konuşma isteğini yitirirsiniz. Görünüşte kavgasız ve tartışmasız ama gerçekte tatsız ve umutsuz bir diyaloğun kırılgan ve sessiz kurbanları olursunuz.




ÖNCE SEN BENİ ANLA




İlişkilerin hiçbirinde “ya hep ya hiç!” kuralı geçerli değildir. “Ya o, ya ben!” diyen biri de her zaman kaybetmeye mahkûmdur. Zevklerinizin ve önceliklerinizin eşinizle aynı olması gerekmez, eşinizin de sizin zevklerinize ve önceliklerinize birebir uyması gerekmez. Farklılıklarınızın olması son derece doğaldır. Bu farklılıklar hayatınızın zenginliğidir; onları ortadan kaldırmaya çalışmayın, bu farklıklarla yaşamayı bir zevk haline getirin. Hem böylece zaman içinde ortak bir noktayı bulursunuz; ortak hayatınız için uygun bir kıvamı yakalarsınız. Eşiniz sizin sevdiklerinizi sever hale gelebilir, siz de onun sevdiklerini sever hale gelebilirsiniz. Bu da heyecanlı bir serüven demektir.



SEVDİĞİMİ BİLİYOR YA



Evlenmiş olmanız; birbirinizi sevdiğinizi fazlasıyla kanıtlıyor. Eşinizin sürekli yanınızda ve yakınınızda durmasının tek nedeni, zaten sizi seviyor olmasıdır. Kesinlikle sizi sevdiğini yakından hissediyordur. Siz de eşinizi sevdiğinizi çok iyi biliyorsunuzdur. Ancak bilmek ve hissetmek, sizi suskunluğa mahkûm etmemeli. Ne olursa olsun, onun sevdiğinizi yeniden ve yeniden duymasını sağlayın. “Seni seviyorum” demeyi gereksiz görmeyin. “Seni çok özledim!” demeyi fazlalık saymayın.



Eşinize sırf onu düşündüğünüzü ifade eden küçük ama sevimli hediyeler alın! Bir gün onun çok sevdiği yemeği pişirin. Onun için atkı, çorap gibi küçük şeyler örün. Küçük bir küpe, zarif bir eşarp, ilginç bir yüzük, güzel bir kolye… eşinize onu düşündüğünüzü anlatmaya yeter! Beğenmese de önemli değil; önemli olan onu düşündüğünüz mesajını vermenizdir.



ÖZÜR DİLEDİM YA



Aşk ve sevginin doğurduğu mesafesizliği bazen kötüye kullanırız. Nasılsa samimiyiz diye bir başkasına yapmayacağınız şakaları, kaprisleri, kabalıkları eşinize yapabilirsiniz; onun kırılabileceği ihtimali size daha düşük gelir. Bir de buna onun içinden geçenleri söylememe alışkanlığını eklerseniz; zaman içinde birikerek baraj kapağını zorlayan bir duygu patlamasının altında kalabilirsiniz. Eşinize henüz yeni tanıştığınız bir erkek ya da kadın gibi zoraki bir zerafetle davranmanız, her zaman mesafeli durmanız gerekmiyor. Ama onun da zaman zaman böylesi saygı ifadelerine ihtiyaç duyabileceğini unutmayın.



İYİ AMA DÜN



“Bana dün şöyle demiştin!” “Geçen yıl şunu yapmamıştın!” gibi cümleler kurmaktan vazgeçin. Hiç kimse, suçluluk hissettiği bir zaman dilimini hatırlamak istemez; hele de bunun hatırlatılmasını hiç istemez. Geçmişte değiştirebileceğiniz bir şey yoktur; ancak şimdiki zamanda bir şeyler yapabilirsiniz. Şimdiki zamanda yapacaklarınızın olumlu olması için de, geçmişi geçmişe gömmeniz gerekiyor. Hep “şimdi ve burada” kalın. Size ve eşinize verilen tek zaman şimdiki zamandır.

SENAİ DEMİRCİ


Konular