''Kurban Olmak''..

Sevgili oğlun, hayatının meyvesi, neşen, oluş nedenin, varlığının anlamı, oğlun; hayır, İsmail’in.

O’nu bir kuzu gibi yatır ve kurban et!

Ayaklarının altına al ki, kaçıp kurtulamasın.

Ellerinle kavrayarak başını tut, boyun damarını kes, fakat daha fazla kımıldayamayacağını sezinceye kadar ayaklarının altında tut.

Sonra ayağa kalk ve O’nu yalnız kendi haline bırak!

Ey “itaatkar” olan ve Allah’ın[cc] kulu”!Allah’ın senden istediği budur.

Bu inancının çağrısı, tebliğinin özüdür. Bu sorumluluğundur. Ey ‘sorumlu adam!’ Ey ‘İsmail’in babası!’

İbrahim’in iki seçeneği vardı; ya kalbinin ağlayışlarına kulak verecek ve İsmail'i kurtaracak veya Allah'ın emirlerine uyup O'nu kurban edecekti!

Birini seçmek zorundaydı.

İçinde ‘sevgi’ ve ‘gerçek’ kavga ediyordu ‘sevgi’, hayatı; ‘gerçek’ ise inancıydı]!

Allah kendi hayatını istemiş olsaydı vermek çok daha kolay olacaktı

İbrahim, hayatını Allah davası uğruna adamıştı ve bu nedenle Allah’a itaat etmesi gerektiğini hissediyordu.

Bu, O’nun için bir ‘bencillik’ ve ‘zayıflık’ idi.

Bazı kişiler için iyi ve güzel olan, İbrahim gibi şerefli bir insan için kötü ve çirkin olabilir.

O Allah’a en yakındı.

İbrahim çağrıyı düşününce her şeyiyle teslim oluyor, fakat sıra İsmail'i kurban etmeye gelince katlanılmaz bir acı duyuyor, kemiklerinin kırıldığını ve yüzünde üzgün bir ifade belirdiğini hissediyordu.

İbrahim’i böyle kötü bir durumda gören şeytan; Nerede ve kimde bir korku, zayıflık, kuşku, kıskançlık, ümitsizlik, aptallık ve sevgi belirtisi görse çirkef işini yapmaya koyulur.

Seni eğlendirir ve görevlerini yapmaktan alıkoyar ki çağrı gerçeği kavranmasın.

"Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fıtnedir".[Enfal 28]

Oğluna olan sevgi bile, seni ‘deneme’ yoludur.

İsmail sevgisi İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında O'nun tek zayıf yönü olmuştu bu.

İbrahim bunun açık bir vahiy olduğunu ve oğlunu kurban etmesi gerektiğini biliyordu.

Üzgün ve kalbi kırıktı. Şeytan bundan dolayı O'nu kandırma fırsatı buluyordu.

Şeytan bu durumdan faydalanarak önüne çıktı ve aynı şeyi fısıldadı: “Bu çağrıyı rüyanda duydun”.

”Hayır bu yeterli, bu yeterli” dedi İbrahim kendi kendine; karar verdi ve seçimini yaptı:

“Mutlak hürriyet olarak Allah'a itaat”, yani İsmail'i kurban etmek.

Mina'da kuytu bir köşede İbrahim [AS] oğluyla konuştu!

Yüz yıl yaşamış ak saçlı sakallı babanın yanı sıra İsmail gençlik çağına yeni giriyordu.


Dünyanın değil Arap yarımadasının göğü böyle bir görünüme katlanamazdı!

Tarih, baba ile oğul arasındaki böyle bir konuşmayı kaydetmemişti hiç.

Kimse de, dostça fakat ürkütücü bir konuşmayı düşünmemişti!


İbrahim başlangıçta hikayeyi yeniden anlatıp oğluna "burada seni ellerimle kurban edeceğim demek için ağzını açmadı.

Sonunda, Allah'ın güvenine sığındı ve " İsmail rüyamda seni boğazlıyorum" dedi!

Öylesine hızlı söylemişti ki bu kelimeleri kendisi bile işitmedi.

Sonra sustu.

Korkulu ve solgun, İsmail'in gözlerine bakmaya dayanamıyordu.

İsmail babasının içinde bulunduğu durumu sezerek onu teselli etmeye çalıştı.

"Baba itaatkar ol ve Allah'ın emrini yerine getirmek için tereddüte düşme.

Beni de itaat edici olarak bulacaksın.

Katlanabilirim ben " dedi.

Allah Teala ders veriyordu.

Bundan böyle Allah için insan kurban olarak kesilmeyecektir.

İbrahim gibi, İsmail'ini seçip Mina'ya getirmelisin.

Kimdir İsmail'in?

Kendin bileceksin, başkalarının bilmelerine gerek yok.

Karın olabilir,

Yeteneğin,

İşin cinsiyetin.

Gücün rütben Mevkin vs. olabilir.

Hangisi olduğunu bilmiyorum, fakat senin İsmail İbrahim’in yanında ne kadar sevgiliyse senin yanında da o kadar sevgili olması gerekir!

İsmail’in bazı göstergeleri, hürriyetini senden alan ve görevlerini yapmana engel olan her şey, seni eğlendiren gerçeği bilmen ve duymadan alıkoyan sorumluluğu kabul etmekten çok seni özür aramaya iten her şey ve yalnızca ileride desteğini almak için seni destekleyen her herkestir.

Onu hayatında arayıp bulmalısın.

Eğer Allah Teala’ya yaklaşmak istiyorsan, İsmail’ini Mina’da kurban etmelisin.

İsmail yerine bir koyun kesmek kurbandır, fakat yalnızca kurban kesmek için, bir koyun kurban etmek kasaplıktır. Ali Şeriati Hacc

İşte pazarlıksız iman budur…

Bu İbrahim (as)’ın ikinci imtihanıydı ve daha zor olanıydı

Birincisinde Allah cc. İbrahim’i kendi canıyla imtihan etmişti.

İbrahim de Allah'la pazarlık yapmadan ateşin kendisini yakmayacağını bilmeden atılmıştı ateşe

O’nun söylediği söz sadace “Hasbunallahi venimel vekil”di

İkinci imtihan ise daha zor olanıydı

İsmail'ini, uzun süren evlat hasretinden sonra ömrünün sonunda kavuştuğu evladını Rabb'ine kurban verecekti.



Öyle görmüştü rüyasında



Ve Allah'ın emrini yerine getirecekti



Ama ateşe atlamaktan bin beterdi yavrusunu kurban etmek



Çok çetin bir imtihandı bu



Pazarlıksız olarak yatırdı ismaili yere



Ben İsmail'i yatırırım, tam kurban edecekken Allah koçu gönderiverir, diye
düşünmedi.



Ben tam kurban edecekken, sen koçu gönderiverirsin Ya Rabb'i dememişti.



İşte teslimiyet buydu



İşte iman buydu



İşte haniflik buydu



İşte tevekkül buydu



İşte kulluk buydu



Allah şu anda bizden oğullarımızı kurban etmemizi istemiyor.



Ama Allah'ın bizden istediği kurban ne



Bizim İsmailimiz kim ?



Bizim İsmailimiz ne ?

Abdullah Bingazi


Konular