GENÇLİĞİMİZİN CAN DÜŞMANI

Uyuşturucu - Sigara - Alkol

"Akıl en büyük nimettir - İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Uyuşturucu insanlığın felaketidir." özdeyişleri bugün dünyanın, özellikle de dünya gençliğinin en büyük problemi haline gelen uyuşturucu ve alkol bağımlılığı ve onunla yapılan mücadelenin en güzel özetidir.
İnsan aklı sayesinde üretir, geliştirir, tüketir ve hatta yaşamını sürdürür. Aklın muhafazası bütün ilahi dinlerin ve birçok beşeri dinlerin ortak amaçlarından biridir.

Devletlerin hemen hepsinde vatandaşa karşı bizzat devletin onun aklının, sıhhatinin, korunması görevi kabul edilmiştir. Anayasanın 58. Maddesi devletimize bu görevi yüklemektedir.

Ülkelerin böylesi önemli bir değeri korumada zaafa düşmemeleri için, kendi içlerindeki kamu ve özel kuruluşların yanı sıra devletler arası bazı kuruluşlar ve anlaşmalar yaptığı da globalleşen, sınırların sanal, günümüz dünyasında yaşanan gerçeklerdir.

Dünyada yıllardan beri büyük mali kaynaklar ayrılarak gençlerin böylesi bir belaya düşmesi ve düşenlerin kurtulması için milyonlarca dolar harcanırken alkol ve uyuşturucu bağımlısı da hızla artmaya devam etmektedir.

Türkiye'ye baktığımızda dünyadaki durumun çok daha ötesinde artışlar her yıl katlamalı olarak büyümektedir.
Türkiye bir çok açıdan ne yazık ki şanssız bir durumdadır. Her gün ülkemizden tonlarca uyuşturucu sevkiyatı yapılmakta, buna paralel olarak da uyuşturucu ve alkoliklerin oranı ve sayısı her geçen gün artmaktadır. Gün geçmiyor ki medya'da uyuşturucudan parkta ölü bulunan bir gencimizi alkolü fazla kaçırıp trafiği birbirine katan bir şoförün traji komik hali veya alkol yada uyuşturucu bağımlısı bir gencin hunharca işlediği bir cinayet karşımıza çıkmasın.

Nüfusunun %70 inin genç kabul edildiği bir ülke uyuşturucu sektörü için en cazip pazardır. Hele o ülkede büyük şehirlere göç varsa, işsizlik hat safhada, gelir adaletsizliği uçurum halini almış, manevi değerler her gün biraz daha yok edilmeye çalışılıyor, başta medya olmak üzere her türlü araçla gençlik adeta bir vampir gibi her şeyi tüketmeye, harcamaya, sınırsız özgürlüğe teşvik ediliyorsa, buna birde eğitim düzeyi ve kalitesi düşük, hukuki mücadele yetersiz ise durum daha da vahim olmaktadır. İşte Türkiye maalesef yukarıda ifade ettiğimiz sendromun eşiğinde, hatta içindedir.

Peki nedir bu uyuşturucu! Kim üretir, kim alır! Kim satar! İnsanlar neden uyuşturucu, alkol bağımlısı olur. Bağımlı olmamak neden teşvik edilir de uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele edilir! Ne kadar gencimiz bu belaların girdabında, hangi hain eller gençliğimizi hangi tuzaklarla, bu bataklığa çekiyor, suçlular kim? Biz ne yapabiliriz, çözüm ne! Ne, neden, niçin, nasıl... Sorular... Sorular... Sorular!..
İşte daha birçok sorun'un, ve soru'nun, cevabı ve çözümünün bu çalışmada;başta anne-babalar,okullar, hükümet yetkilileri, olmak üzere konu ile ilgilenen sivil toplum örgütleri, medya kısaca kamuoyuna gençliğimize bir nebze faydalı oluruz ümidiyle sunuyoruz. Her şey sağlıklı bir nesil için.


I. BÖLÜM
A. TANIMI VE ÇEŞİTLERİ
1. Uyuşturucu;
İnsanın bilincini bozan, fiziksel ve psikolojik dengesizliklere yol açan başta kendisi olmak üzere, çevresi, zaman, mekan konusunda yanlış duyum ve tepkilere sevk eden, sürekli artan dozda kullanıma zorlayan, bağımlıları kullanılmadığı zamanlarda; sıkıntı, ağrı ve ızdırap veren; uyarıcı ve uyuşturucu niteliği olan tüm maddelere denir. Uyuşturucular ilaç sanayinin en önemli hammaddesi oldukları kadar, gençlerin en büyük düşmanı halini de almıştır. Burada uçucu diye adlandırılan çeşitli maddeleri de uyuşturucular arasında sayabiliriz.

2. Uyuşturucu Çeşitleri:
a. Uçucu Madde:
içerisinde tıpkı uyuşturucularda olduğu gibi koklandığında insanın bilincini, sinir sistemini tahrip eden, uyuşturan, kimyasal maddeler ihtiva eden, günlük hayatta işyeri ve evlerimizde kullandığımız yapıştırıcı, sprey vb. maddelere denir.

b. Esrar:
Uyuşturucular arasında en çok kullanılanıdır. Kenevirden elde edilir. Kahverengi, preslenmiş kalıplar halinde satılır. Genelde sigaraya sarılarak içilir. Gençler arasında esrarın diğer isimleri: Aşk otu, temcit pilavı, ot, kına, yeşilliktir. İçildiğinde direkt beyni etkiliyor. Genç 3 saatliğine kendinden geçiyor. Etkisi geçince bir bitkinlik, isteksizlik, uyuşukluk, cinsel iktidarsızlık ile kendisini hissettirir. Ruhsal bağımlılık meydana getirir. Uzun süre kullanımı akciğer kanseri ve bronşite yol açar. Esrarkeş onu bulabilmek için fuhuş, hırsızlık, gasp gibi bilumum adi suçlara tevessül ederler. Bulamadıklarında genel de kendilerini yerden yere atarak tepki gösterirler. Diğer uyuşturuculara başlamada ilk basamak olmaktadır.
c. Eroin:
Açık kahverengi ve toz şeklindedir. Afyondan elde edilir. En sık kullanım yolu burundan enfiye yoluyla çekmedir. Kaşık içinde kaynatılıp enjektör yolu ile damardan direkt kana katılarak, 1 en geç 2 hafta içinde bağımlılık oluşturur. Bağımlılık potansiyeli çok yüksektir. Her içiş bir öncekinden daha fazla eroin isteği mahkûmiyetin ispatıdır. Eroin kullanana Eroinman denir Eroin kullanıldığı anda hareket ve konuşmada yavaşlama, rahatlama, durgunluk, vücutta bir ateş, yüzde bir kırmızılık gözbebeklerinde küçülmeye neden olur. Etkisi 6 - 8 saat sürer. Bundan sonra dayanılmaz kas ağrıları, kramplar, uykusuzluk, gözlerde yaşarma, burunda akıntı ve ishale sebep olur. Alemdeki argo isimleri: Peynir, beyaz, kar, sır, soğan, toz, süprüntü. En önemli tehlikesi enjeksiyon yoluyla da alınması sebebiyle AİDS, Hepatit B gibi virüslerin bulaşmasıdır.
d. Kokain:
Görünüşü ince kristal şekere benzer. Güney Afrika da yetişen koka adlı bitkinin yapraklarından elde ediliyor. Toz halindeyken burundan çekilir, bunun yanında başka maddelerle karıştırılarak damardan alınır. Uyuşturucular arasında en çabuk bağımlılık yapan kokaindir. Kullanım sonrası etkisi en kısa sürende olur. Bir kez kullanımda bağımlılık yapar, 1 saat içinde etkisi geçer, yeni isteğe yol açar. Kokain içen kişi 10 saniyede etkilenir, göz bebekleri anında büyür, kan basıcı, vücut sıcaklığı, kalbin atış hızı yükselir, sinir sistemi etkilenir ve duyarsız hale gelir. Özellikle kirli ekipmanlarla şırınga edilerek alınması AİDS başta olmak üzere kan yolu ile bulaşan pek çok hastalığa neden olmaktadır. Etkisi geçtikten 15 - 16 sonra ruhsal çöküntü, aşırı uyku, huzursuzluk, mutsuzluk, güçsüzlük, burun kanaması, beyin damarlarında tıkanma, beyin kanaması, iktidarsızlık ve migren tipi ağrılar kokainin insana yaptığı tahribatlardan bazılarıdır.
e. Ecstasy:
Bir nevi doping etkili tablet ve kapsüllerdir. Bazılarının üzerinde kalp, pembe panter, kuş gibi resimler vardır. Kullandıktan sonra sahte bir enerji fazlalaşması, algılamada artış, karşı cinse karşı istek uyanışına neden olur. Ecstasy etkisi altında iken özellikle araba kullanma başta olmak üzere, iş aleti, makine kullanma son derece tehlikelidir. Ayrıca kalp rahatsızlığı, yüksek tansiyona sebep olur. Yüksek tansiyon ve sara hastalığı olanlar için çok daha büyük risklere sebep olmaktadır. 20 dakikada etkisini gösterir, 3 saat sürer. Ecstasy kullanıcıları aşırı kıskanç ve kuşkucu olurlar. Gençler arasında; kapsül veya ilaç adlarıyla anılırlar.
f. Amfetaminler:
g. Hap veya beyaz toz halinde bulunurlar. İlaç gibi ağızdan alınır. Toz halinde olanlarda burundan çekerek kullanılırlar. Ülkemizde uyarıcı ve zihin açıcı olarak kullanılmaktadırlar. Sınavlara hazırlanan gençler veya uzun yola giden şoförler sıklıkla bu tür ilaçlara tevessül ederler. Başlangıçta suni bir aktivite sağlayan anfetaminler insan bünyesinde şizofreni başta olmak üzere; beyin, damar hastalıklarına, hipertansiyon ve istemik kolisite (bağırsakların oksijensiz kalması) gibi hastalıklara sebep olmaktadır.

Bu çalışmamızda ağırlık uyuşturucuya verilmiştir. Ancak alkol ve sigara bağımlığı; uyuşturucu bağımlılığından birbirleri içine girift ilişkiler sebebiyle ayrı düşüneceğiz. Yani bir uyuşturucu bağımlısı aynı zamanda alkol bağımlısı, bunun yanında sigarada içiyor. Buna mukabil alkoliklerin bir çoğu uyuşturucu ve sigarada kullanmaktadır. Hatta konu sadece alkol ve sigara ile de kalmamakta fuhuş, mafya, hırsızlık, gasp gibi tali hastalıkları da içermektedir. Bu sebeplerden dolayı zaman zaman özelliklede anketlere dayalı verilerde alkol ve sigara bağımlılarını da tanıtmaya gayret ettik. Buna rağmen alkol ve sigaranın tanımlanması ve çeşitlerine gerek duymuyoruz. Alkol den maksadımız sarhoşluk veren her türlü içecek; sigaradan anlatmak istediğimizde nikotin ihtiva eden her türlü tütün ve tütün mamulüdür.
Her iki bağımlılıkla ilgili geniş bilgi ve çözüm önerileri 2.bölümde izah edilmiştir.

B. UYUŞTURUCUNUN TARİHÇESİ
İnsanlığın doğuşuyla; sıkıntılar, açmazlar, çatışmaların miladı da ortaya çıkmıştır. Problemlerin altında ezilen insan, kendini adeta uyuşturma yoluyla avutuyor. Başlangıçta tabiatta bulunan uyuşturucu hammaddelerinin kullanılması olarak başlayan bağımlılıklar, teknolojinin ilerlemesiyle çeşitlilik ve rakamsal artışlarla birlikte her geçen gün artan insanlığın, felaket sonunu hazırlar duruma gelmiştir.
Çeşitli tarih kaynaklarında MÖ 8.yy'da Asurlu’ların günahlardan ve sıkıntılardan kurtulmak için esrar kullandığı ifade edilmektedir. Yine İnka’lar kokainin ham maddesi olan koka bitkisinin yapraklarının kendilerine neşelenmek, talihsizliklerini unutmak, şişmanlamak ve açlığı gidermek için bir ilah tarafından hediye olarak gönderildiğine inanırlar. İslam tarihinde ise Hasan Sabbah'ın fedailerini cennete yaşatma ve tam teslimiyet ameliyesine tıpkı günümüzde PKK'nın uyuşturucu ile militanlarını robotlaştırması gibi uyuşturduğu bu anlamda iyi bir örnektir.
İnsanlık yaşadığı sürece uyuşturucuda olacaktır. Ancak problemin boyutu toplumun manevi dinamiklerinin, eğitiminin gücü ile ters orantılı olarak zaman zaman günümüzdeki olduğu gibi artacak, zaman zaman da azalacaktır.
C. DÜNYA UYUŞTURUCU TRAFİĞİ VE TÜRKİYE'NİN GÜZERGAHTAKİ YERİ
Bugün uyuşturucu haritası çıkartılmak istense yeni bir haritaya gerek yok; zira uyuşturucu bir ağ gibi bütün dünyayı sarmış durumdadır.
Devletin hazırlattığı birçok raporda bizi yakından ilgilendiren 4 adet uyuşturucu güzergahı mevcuttur.
I. Güzergah: İran dan Türkiye'ye gelen uyuşturucu İstanbul yolu ile Doğu Avrupa'ya, İzmir yolu ile de Akdeniz’e ulaşmaktadır.
II. Güzergah: İran dan Kuzey Irak. Suriye-Lübnan güzergahından Akdeniz ve Afrika'ya oradan da Avrupa'ya gitmektedir.
III. Güzergah: Orta Asya da üretilen uyuşturucu İran-Pakistan, Afganistan güzergahından (ki buna Altın Üçgen de denir) dünyaya yayılır.
IV. Güzergah: Tayland-Burma ve nihayet Laos ki bu güzergahın adı da Altın Üçgendir. Sadece Altın Üçgen güzergahından dünyaya dağıtılan haşhaş miktarı 6 bin tondur.
Bu güzergahlara ek olarak birkaç güzergah daha zikredebiliriz. Ancak yukarıdaki yolların dış ilişkiler politikamızla da uyuma yönelik olduğunu da ifade edebiliriz. Ayrıca dünya uyuşturucularının merkezi diye bileceğimiz Kolombiya-ABD-Libya-Almanya ve Doğu Avrupa konusunda onlarca merkez ve tali güzergahlarda vardır. Konunun batıdaki boyutu bizim için tali bir mevzu olduğu için burada girmiyoruz.
Yukarıda ki güzergaha baktığımızda bütün yollar aşağı, yukarı Türkiye'ye çıkmaktadır. Bu Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu; doğu ile batıyı kuzeyle güneyi, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan bir geçiş yolu, bir köprü görevinden kaynaklanmaktadır. Uyuşturucu trafiği açısından Türkiye’nin şanssızlığı da buradan kaynaklanmaktadır.
Doğuda Van-Diyarbakır Hatay kuzeyde Ordu, Hopa, Sinop'tan giren uyuşturucu İzmir, İstanbul dan Edirne den ülkemizi terk etmektedir. Türkiye haritasını göz önüne getirirsek adeta Artvin’den İzmir’e. Hatay, Van’dan İstanbul’a bir çarpı oluşturmaktadır. Türkiye'nin bu hali bir kavşak niteliği taşımaktadır. Uyuşturucu ile mücadele konusunda, Dünyada en çok uyuşturucu yakalayan ülke olmasına rağmen yollarımızdan geçen uyuşturucunun fazlalığı sebebiyle, Türkiye görevini bi hakkın yerine getirmiş sayılmıyor.
Uyuşturucu ticaretinin; terörün en büyük para kaynağı olduğu, Türkiye’nin de PKK gibi bir terör belasıyla mücadele ettiği düşünüldüğünde Türkiye’nin uyuşturucuyla nasıl bir kavga içinde olduğu daha iyi anlaşılır.
Elbette Türkiye’nin uyuşturucu ile olan ilintisi yoldan geçen uyuşturucuyu yakalayıp, yakalayamama noktasında da değildir. Ülkemize giren uyuşturucunun tamamı dışarı çıkmamakta bir bölümü içeride dağıtılmaktadır. İşte bizim için asıl tehlikede buradadır. Yapılan araştırmalarda Van-Diyarbakır-İstanbul-İzmir-Muğla-Antalya Türkiye’nin diğer şehirlerine oranla çok yüksek çıkması sanki girişte ve çıkışta, depolar mevcutmuş ve dağıtım bu depolardan iç ve dış piyasaya yapılıyor ve dairesel olarak bu liman şehirlerimiz ve etrafında ki şehirler tehlike içinde bulunmaktadırlar izlenimi vermektedir.
D. DÜNYA DA UYUŞTURUCUNUN GENEL DURUMU
İLO (uluslar arası Çalışma Örgütünün 1998’de yayımladığı rapora göre 6 milyar dünya nüfusunun 190 milyonu (yaklaşık %3)ü uyuşturucu bağımlısı BM’nin son verilerine göre ise bugün Dünyanın 200 milyonu uyuşturucu bağımlısıdır. Dünyanın her yıl 3, 3 ile 4, 1’i uyuşturucu bağımlısıdır. Bunların 8 milyonu Eroin, 43 milyonu Kokain, 140 milyonu Esrar, 9 milyonu ise diğer uyuşturucu madde kullanıyor.
BM uyuşturucu Kontrol programı dahilinde açıklanan Dünya Uyuşturucu raporunda ise durum daha da vahimdir.
DUR (Dünya Uyuşturucu Raporuna Göre)
Dünya nüfusunun %4, 5 yaklaşık 250 milyon uyuşturucu kullanılıyor.
Bunların; 50 milyonu Esrar keş
10 milyon Eroinman
15 milyon Kokainman


Konular