Livâta (cinsî sapıklık)tan Sakınmak
Değerli Gençler!
Cinsî sapıklığı yeryüzünde ilk irtikap edenler, Lût (a.s.)ın peygamber olarak gönderildiği Sedum (Sodome) nahiyesi halkı olmuştur. Buranın ahâlisi, küfr-ü inkâr içinde bulunuyor ve cinsî sapıklık rezaletini işliyorlardı.
Hz. İbrahim'in oğlan kardeşi Harran'ın oğlu bulunan Hz. Lût, amcasıyle birlikte Bâbil'den ayrılıp Şam'a geldiğinde, Sedum halkına peygamber olarak gönderildi. Lût (a.s.); bu ahlâksızları, âyet-i kerime mealinden anlaşıldığı üzere, uyarmış ise de onun nasihatlerini dinlemediler ve çirkinin ötesi bayağı işin takipçisi oldukları için lanetlendilerBu alçaklığı irtikap eden kimse, akl-ı selimden soyunmakta ve haya duygusunu terketmektedir. Bu cürüm, halkın nazarında hırsızlık ve zina suçundan daha şeni ve âdi bir davranış olarak kabul edilmekte ve Resûlullah (s.a.v.)in şu hadisiyle tel'in edilmektedir.
"Lût kavminin (cinsi sapıklık) işini yapana Allah lânet etsin" (Müsned-i Ahmed b. Hanbel c. 1, s. 399; Tuhfet'ül-Ahvezi c. 5, s. 21).
Bu edepsizliğin ne büyük bir cürüm ve sefil bir davranış olduğunun anlaşılması için Resûli Ekrem (s.a.v.)in birkaç hadîsini meâl olarak nakletmek istiyorum:
"Ümmetim için korktuğum şey(ler)in en korkunç olanı, Lût kavminin ameli (olan çirkin ilişki)dir" (Tuh-fet'ül-Ahvezi c. 5, s. 23).
"Erkeğe ve kadına arka (tarafın)dan yaklaşmak için varan kimseye Allah (rahmet nazarı ile) bakmaz" (T.Ahvezî c. 5, s. 21).
Bir şahsın bu hayasızlığı kendi eşine yapmasına gelince, bu hadîs-i nebevi bu davranışı lanetlemiş bulunmaktadır:
"Kim karısına arka tarafından (tecavüze) varırsa mel'undur (Ebû Dâvûd c. 25 s. 249).
Nikâh akdinin erkeğe kazandırdığı kadından faydalanma helalliği, her tarafından ve her şekilde değil, ancak meşrûiyet çizgisi üzerinde hareket etmekle sınırlandırılmış bulunmaktadır. "Kadınlarınız sizin için (çocuk yetiştiren) tarlanızdır."(1) beyan-i ilâhisi dikkate alındığı zaman, yanlış yoldan o tarlaya yaklaşmanın lanetlenmesinin sebebi açıklık kazanmaktadır.
İnsan neslinin devamına âmil olmak üzere vücut tezgahlarında imal edilip erkeğin sulbünde depo edilen tohumların (spermanın) çirkef bir mahalle se-çılması, muradı ilâhiye aykırı, ahlâkî esaslara tamamen muhaliftir.
Allah Teâlâ'nın verdiği o cevheri israf eden "mezmûm", onu cinsi sapıklıkta kullanan "mel'un"-dur. Bir şahsın hanımı âdet (hayız) görmekte iken ön tarafından yaklaşmak muvakkaten (hayız süresince) haram; necaset muhallinden yaklaşma ise ebediyyen yasaktır.
Bakara Sûresinin 223. âyetinin metnindeki "en-nâ" edatı, mekan manasına olmayıp "keyfe" anlamındadır. Yani "istediğiniz yerden" değil, "dilediğiniz gibi" anlamınadır. Şöyle ki: Yan yatmış veya sir-tüstü uzanmış halde (ve fakat mutlaka meşru mahalden) manasınadır. Tirmizi'nin rivâyet ettiği, "Arka tarafından ve hayız (halinde yaklaşmak)dan sakının" mealindeki hadisi şerif mevzua daha çok açıklık kazandırmaktadır (Bakınız: Tefsîr-i Kurtubî c. 3, s. 93).
Akl-ı selim sahiplerinin mes'eleyi daha iyi kavraması için müdekkik tefsir âlimlerimizden Elmalı'lı Muhammed Hamdi Yazır'ın açıklamasını buraya nakletmekle yetiniyorum: "Hars, esasen ziraat gibi ekin ekmek demek olup, ekin yeri ve mezraa manâsına isim de olur. Burada bu manayadır. Bu tabir ile kadının kadınlık uzvu yere, erkeğin nutfesi tohuma, doğacak çocuk ta bitecek hasılata teşbih edilerek bir istiâre yapılmış ve bununla Allah'ın emrettiği mevzi-i hars, izah buyurulmuştur ki manâsı şudur: "Kadınlar sizin ekinliğinizdir. Siz onlara insan ve müslüman tohumları ekip hasılat olarak zürriyet yetiştirmektesiniz" (Hak Dini Kur'ân Dili c. 1, s. 777).
Münevver Gençler!
Cinsi sapıklık, zina suçunda olduğu gibi, bazı kısımlara ayrılmaktadır. Şöyle ki:
Elin livâtası:
Şehvani hislerle genç çocukların elini tutmak veya vücudunun belirli noktasına elini koyarak sıkmak ve bu şekilde şehvani hislerini tatmine çalışmaktır.
Gözlerin livâtası:
Bîr erkeğin nefsinin temâyül duyduğu bir gence, bilhassa yüzünde tüy bitmemiş genç bir çocuğa, şehvani duygularla bakmasıdır.
Irzın livâtası:
Herhangi bir erkeğe veya kadına arka tarafından yaklaşmaktır.
Livatanın başlıca zararlarını açıklayarak bu mevzuu derinleştirmek istiyorum:
1- Bu çirkin ve bayağı davranış, gençlerin ahlâkını bozmakta ve şehvette israfa sevketmektedir. Zira bu fena işi alışkanlık hâline getirenler, arzularına kolaylıkla erişir duruma gelmektedirler. Bu durum, aile ocağının temeline konulan bir dinamit gibidir.
2- Bu kötü alışkanlık sebebiyle erkekler zelil ve sefil olurlar, halkın arasında başı dik ve alnı açık olarak dolaşamazlar.
3- Kocaları cinsi sapıklığa meyletmekle ihmal edilen kadınlar, zinaya itilmiş olurlar.
4- Bu hayasızlığın yayılması sebebiyle nesil azalmış olur. Çünkü bu kötü alışkanlık, kişiyi evlenmekten ve kadından yüz çevirtir.
5- Bu ahlâksızlık, aile bağlarının çözülmesine ve evlilik hayatının bozulmasına sebep olur.
6- Eids (Aıds) gibi tehlikeli hastalıkların yayılmasına ve insan sağlığının bozulmasına yol açar.
7- Halk arasında düşmanlık tohumlarının saçılmasına sebep olur. Çünkü evladı baştan çıkarılmış bulunan aileler, çocuğunu kötü yola düşüren şahsın hasmı hâline gelirler.
8- Gençlerin evlenmekten yüz çevirmesine âmil olur.
9- Bu alçaklığı irtikap eden fail ve mefule zührevi hastalıklar ve bir takım akıntılar arız olur.
10- İnsan, bu davranışı sebebiyle, alçaklığın en bayağısına maruz kalmış olur.
11- Bu kimselerin üzerinden Allah'ın rahmeti kalkar ve kendilerine gadabı ilâhi vacip olur.
12- Domuzdan başka hiçbir hayvanın irtikâp etmediği bu rezaleti işlemek suretiyle, hayvandan daha aşağı bir seviyeye inmiş olur.
13- Peygamberimiz Hz. Muhammed'in lanetine hedef olur ve rahmeti ilâhiden uzaklaştırılır.
Bu mevzuu Allah resulünün bir tavsiyesiyle noktalamak istiyorum: "Siz (erkekler) iffetli olunuz ki kadınlarınız da (zinadan sakınsınlar ve ) iffetli olsunlar. Siz babalarınıza iyi davranınız ki evlâdınız da size iyi davransınlar" (Keşfül-Hafa c. 2S s. 61).
(1) Sûre-i Bakara 223
ONALTINCI ÖĞÜT BITTI
peygamber sav hakında
öncelikle sizi alemlerin ve kainatın kısacası herşeyin sahibi olan rabimin cc selamıyla selamlıyorum yazınızı okudum ve cok beğendim allah cc sizden razı olsun aydınlatmak adına cok güzel bir yazı ama kacırdığınız cok büyük bir nokta var (Efendimizin SAV) sözleri,sözlerin efendisidir çünkü o kainatın efendisidir.) şimdi bunu başta bir acıklığa vuralım rabbim cc kuranda kainatın ve bilinmeyen alamin sahibi olduğunu yüce ayetinde bize belirtiyor anlatmak istediğim eyer kainatın efendisi allah cc ise ve tek olan ve doğmamış ve doğrulmamış olan ve hiç bir ortağı olmayan rabimizin nasıl oluyorda kaita başka bir efendi sözkonusu oluyo bunun delili varsa bu kesinlikle kuranda gecmeli cünkü bu cok olağanüstü bir olay sıradan değil nasıl oluyorda kuranda gecmiyor rabim cc haşa unutkan değil ve haşa yazmakta acizde değil siz bu delili nerden alıyorsunuz bunu (Efendimizin sözleri, kainatın efendisidir.) bence bu söz tamamen şirk içeren bir söz kesinlikle kainatın ve herşeyin efendisi rabimdir bunu peygember efendimize muhalefet olarak algılamayın kesinlikle ben aksine peygamber evendimizi kabul etmesem musluman olamam ve ayatte belirtildiği gibi pütün peygamberlerin arasına fark koymadan sevmek gerekiyor çünkü rabbim bunu emrediyor dediğinize gelirsek eyer ozaman bütün peygamberler kainatın efendisi olurki buda yalnış, ne yapmak lazım ozaman bu sözü ortadan kaldırmak lazım kainatın ve herşeyin efendi sadece allah cc dur alemlerin rabi olan allah cc ya emanet olun........
02.10.2008 - kerim