NIKÂH TAZELEMEK

Bazı camilerde hocaefendiler nikâh tazeleme duası okuyorlar. Bunun bid'at olduğunu okumuştum. O zaman nikâh tazeleme işi nasıl yapılabilecektir? Ya da nikâh tazelemek gerekli midir?

Şer'î nikâh; şartları şeriat tarafından belirlenmiş, şekli çizilmiş ve karı ile kocayı birbirine bağlayan itibari bir bağdır. Pamuk ipliği gibi bir şey değildir. Üzerinden zaman geçmekle yıpranacak şekilde bir yerlere sürtünüyor da değildir. Bu yüzden "talâkı" yani boşanmayı ifade eden bir sözle, bir "irade beyanı" ile koparılmadıkça eskimez ve "yenilenme"sine gerek olmaz. Camilerdeki "nikâh tazeleme" ifadelerine bakılırsa zaten sakat ve yapmacık olduğu görülür. 1. Önce "yenileme=tecdîd" ifadesi kullanılıyor. Halbuki, nikâh eskiyen, tamir görebilen birşey değildir. Ya vardır veya yoktur. Varsa yenilenmez. Yoksa da şartları mevcutsa kıyılır, kesilir, kısaca nikah eskimez. Bu durumda da bir kadın bir erkeğe aralıksız en fazla üç defa nikâhlanabilir. Oysa sözünü ettiğiniz işlem, bazı camilerde her hafta tekrarlanır. 2. Nikâhın en önemli şartı, tarafların karşılıklı rızalarıdır. Halbuki, camilerdeki, nikâh yenileme işlemlerinde kadına hiçbir şey sorulmamaktadır. 3. Kalıp haline gelmiş o sözlerde "ürîdü" yani "istiyorum" ifadesi kullanılmaktadır. Bu ifade, kabul ettim,yaptım anlamına gelmez. Arzu ediyorum, demek olur. Bu da akid gerçekleştirmez. 4. "Ürîdü en üceddile'l, îmane ve nikâha bi-kavl'i lâilâhe illellah..." denmektedir. Yani nikâhımı "lâilahe illallah"sözü ile yenilemeyi arzu ediyorum, demektir. Oysa nikâh "lâilâhe illellah" sözü ile yenilenmez.

Sonuç olarak bu tür bir uygulamanın, Islâmî olmadığı ve bir "şer'î fiil"i (Nikâhın "şer'î bir fiil" olduğu konusunda bk. Şeyh Ahmed Molla Ciyûn, Nûru'I-envâr I/100) ilgilendirdiği için bid'at olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ancak bu meseleye başka açılardan da bakılabilir.


--------------------------------------------------------------------------------

2 yorum

eşim çok küfürbaz ne

eşim çok küfürbaz ne yaotıysam onu bu huyundan vaz geçiremedim öyleki bana çocuklarına hatta (sümme haşa allaha bile küfrediyor artık dayanılmaz bir hal aldı neyapacagımı bilmiyarum haşa allaha küfrettiğinde imandan ve nikahtan çıktığını biliyorum budurm sonrası nikah tazelenmesi gerektiğinide biliyorum benim sormak istediğim eğer nikah tazelenmezse eşimin bana yaklaşması harammıdır ben eşim olmaksızın nikah duası okuyarak nikah tazeleyebilirmiyim ve böyle bir insanla evli kalmam ne derece doğrudur ÇOK ACİL CEVAP BEKLİYORM allah cc razı olsun

08.09.2011 - ACİL CVP BEKLİYORUM

nikah tazeleme

Yukarıdaki cevaba katılmıyorum .İmamın cemaat huzurunda yaptırdığı tecdid-i nikah meşru olup, İbni Abidin adlı muteber fıkıh kitabının c. l, s. 39'da tafsilatı ile geçmektedir. Haftada bir veya ayda bir yapılmalıdır. Camilerde haftanın belirli günlerinde yapılan ve "Tecdid-i nikah" diye ifade edilen tatbikat dine uygun bir harekettir. Ancak, bu uygulama ile nikahlanacak kadın için veya boşanma lafzı ile vaki olan ayrılmada yapılması gereken akitten biraz farklı bulunmaktadır. Bu, bir nikah akti değil, esasen mevcut bulunan nikah bağındaki zayıflamayı pekiştirme ve yenileme muamelesidir. Bir kimsenin ağzından küfür lafzı çıksa, kopan iman bağı ile birlikte nikah da kopar. Kelime-i Şehadet ile imana sahip olunca nikah da avdet eder. Binaenaleyh, nikah tazelemekte nikah akdindeki şartlar aranmamalıdır. Nikah akdine benzemesi sebebiyle cemaat de birbirinin şahidi olmaktadır.
İman ve nikah, pamuk ipliği ile değil, söz ile bağlıdır. Her zaman kopabilir. Küfre düşünce hemen kopar ve her kopuşta da yeniden bağlamak gerektiğini bütün İslam âlimleri bildirmektedir. Mesela Birgivi’nin kadızade şerhinde buyuruluyor ki:
(Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de küfre düşüren bir söz söylemekle kâfir olur. Küfre düşünce nikah da kalmaz, fakat bu talak demek değildir. Bunun için üçten fazla imanı ve nikahı tazelemek caiz olur.) [Küfr bahsi]

Berika ve Hadika’da, (İtikadında, sözünde veya işinde küfre sebep olacak bir şey bulunan kimsenin tecdid-i iman ve [evli ise] iki şahit yanında tecdid-i nikah yapması gerekir) buyuruluyor. Yine aynı kitaplarda buyuruluyor ki:
(Bir sözün veya işin, küfre sebep olacağını bilerek, tehdit edilmeden söyleyenin imanı gider. Çünkü her müslümanın bilmesi gereken şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür olmaz, büyük günahtır. Her iki halde de küfre girenin önceki ibadetleri yok olur. Tevbe ederse, geri gelmez. Zengin ise tekrar hacca gitmesi gerekir. Önce eda ettiği namaz, oruç veya zekatları kaza etmez. Fakat küfre düşmeden önce yapmadığı ibadetleri kaza eder. Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek kâfi değildir. Küfre sebep olan şeyden de tevbe etmesi gerekir.

Bu konuda Ali EREN Beyefendi'nin bir yorumda bulunmasını can-ı gönülden istirham ediyorum.

Not:Yukarıdaki yazıların bir kısmı alıntıdır.

01.07.2007 - Burçin