GÜZELLİĞİN TEŞHİRİ

Göz ve bakış yoluyla karışıklık çıkarmanın en kuvvetli silahlarından birisi de kadın güzelliğinin teşhiridir.
Onlar hep bu yolla karşı tarafın gönlünü çekmeye çalışmışlardır.

Cinsi istekler,teşhir yoluyla gün yüzüne çıkar,belirginleşir.Sanki erkekleri açıktan açığa davet ederler.

Gönüllerinden ne geçerse geçsin,üzerlerinde örtü bulunsun veya bulunmasın,güzelliği teşhir etmek için çeşitli aletler kullanılır;mesela süs eşyaları,saç tuvaleti,vücudun girinti ve çıkıntılarını belli eden ince ve dar elbiseler ve benzeri şeyler seçilirse,bu,karşı cinsin arzularını kabartmak içindir.yani o şekilde giyinilir ki,tahrik suretiyle erkekteki cinsi istekler kudurganlık halini alır ve bundan da binbir bozukluk ve karışıklık çıkar.Kuran-ı Kerim ,söz konusu fiil ve hareketleri''teberrücü'ü-l cahiliyye''(cahiliye devri kırıtması)gibi genel bir terimle açıklamıştır.

şimdi diyelim ki,çarşaf giyen bir kadın,ayrıca üzerine cicili-bicili,allı-pullu,erkeklerin seksüel arzularını tahrik edici bir peçe geçirmiş olsun.ve bunu bilerek yapsın.''erkeklerin dikkatli bakışlarını çekiyorum''diye düşünsün.işte bütün bu fiillerde 'cahiliye devri kırıtması'kapsamına girer..

o halde özet şudur:

''koca''dan başka herhangi bir erkeğin nazar-ı dikkatini çekmek için kullanılan bütün süs eşyaları ,boya ve makyaj takımları,yabancı erkek ve kadınların ilgisini kazanmak için yapılan her hareket''cahiliye devri kırıtması''ndandır..
Gerçi bu gibi fiillerle ilgili özel bir kanun yoktur.fakat sözkonusu hareketlerin yapılıp yapılmaması kadının ''vicdan''ına,içinde bulunan manevi kontrol memurunun görevleri arasına konmuştur.bunların hesabı,kadın ile kalbi ve vicdanı arasında cereyan eder.kadın bizzat şöyle düşünecektir:

-Bu hareketimde kötü bir niyet varmıdır?

fakat onun kötü bir niyeti olmayabilir.bununla beraber,önemli olan,karşı tarafın tahrif edilip,edilmediğidir.acaba kadın,tavır ve hareketleriyle,giyinişiyle,kendisine bakan erkekleri tahrik ettiğinin farkındamıdır?işte ozaman vicdanına karşı sorumlu olduğunu anlaması gerekir.çünkü böyle hareketler''cahiliye kırıtmasından başka bişiy değildir.
işte ayet:
''-cahiliye devrinin kadınları gibi kırıtmayınız.'' (el -ahzab:33)
Kötü niyetle ilgili bulunmayan her türlü tuvalet ve süslenme ise dinimize uygundur.fakat en ufak bir kötü niyet,söz konusu süslenmeyi''cahiliye kırıtması''kategorisine sokmaya yeterlidir..


3 yorum

cahiliye kırıtması

Öncelikle sitenizin müslüman gençliği uyarıcı,bilgilendirici,dolgun içerikli yayınlarından dolayı teşekkür ediyorum.Eklemek istediğim husus bu yazınızda olduğu gibi namus kavramının sadece kadının sırtına yüklendiği gelenekci yaklaşımları kınamaktır.Kadın hep davetkar,günaha meyilli,yarım akıllı,güçsüz gösteriliyor.Oysa karşı cinse meyl bakımından erkekler fıtrat bakımından daha güçsüz.Biz müslüman kadınlar bu nedenle örtülüyüz.Yani Allah katında erkek ve kadının namus kavramı eşitken,toplumda yalnız kadınlardan bu konuda aşırı itina bekleniyor.Böylece zina eden kadın ve erkek Allah ve kanunlar önünde eşit derecede suçluyken,ülkemizde cahilce töre cinayetleriyle yalnızca kadınlar katledilmekte..

25.12.2006 - HATUN ODABAŞI

Hatun Odabaşı'na hitaben:

Evet. Erkekler doğası gereği suretperest, güzelliğe meftun. Kadın ise fıtraten cazibedar; örtünme emri var, muhafaza edilmeli.... Bir kadın, davetkar edâ ve kıyafette değilse, kolay kolay tacize uğramaz. Asrî ve serseri bir genç dahi tesettürlü kadınlara sataşmaz. Yani, tanınır, incinmez. Burada bir arz/talep dengesinden söz edebiliriz.

Yani kadınla erkek, Allah katında eşittir ama, fıtrat ve mükellefiyetler noktasında mühim farklılıkları olduğunu ve bunun hayata çok farklı akisleri olduğunu unutmayalım:

"Elhasıl: Nasıl ki kadınlar kahramanlıkta, ihlâsta, şefkat itibarıyla erkeklere benzemedikleri gibi, erkekler de o kahramanlıkta onlara yetişemiyorlar. Öyle de, o mâsum hanımlar dahi, sefahette hiçbir vecihle erkeklere yetişemezler. Onun için, fıtratlarıyla ve zayıf hilkatleriyle nâmahremlerden şiddetli korkarlar ve çarşaf altında saklanmaya kendilerini mecbur bilirler. Çünkü, erkek sekiz dakika zevk ve lezzet için sefahete girse, ancak sekiz lira kadar birşey zarar eder. Fakat kadın sekiz dakika sefahetteki zevkin cezası olarak, dünyada dahi sekiz ay ağır bir yükü karnında taşır ve sekiz sene de o hâmisiz çocuğun terbiyesinin meşakkatine girdiği için, sefahette erkeklere yetişemez, yüz derece fazla cezasını çeker.

Az olmayan bu nevi vukuat da gösteriyor ki, mübarek taife-i nisâiye, fıtraten yüksek ahlâka menşe olduğu gibi, fısk ve sefahette dünya zevki için kabiliyetleri yok hükmündedir. Demek onlar daire-i terbiye-i İslâmiye içinde mes'ut bir aile hayatını geçirmeye mahsus bir nevi mübarek mahlûkturlar. Bu mübarekleri ifsad eden komiteler kahrolsunlar! Allah, bu hemşirelerimi de bu serserilerin şerlerinden muhafaza eylesin. Âmin."

Bediüzzaman.

25.12.2006 - arif

Kötü niyetle ilgili

Kötü niyetle ilgili bulunmayan her türlü tuvalet ve süslenme ise dinimize uygundur.fakat en ufak bir kötü niyet,söz konusu süslenmeyi''cahiliye kırıtması''kategorisine sokmaya yeterlidir.
bir üst paragrafla çelişiyo.

25.12.2006 - teslimiyet