Bir grup genç kız,turistik bir gaye ile,mesela kıbrıs'a gidebilirler mi?İçlerinden birinin yanında hareminin bulunmas�

--------------------------------------------------------------------------------

BİR GRUP GENÇ KIZ, TURİSTİK BİR GAYE İLE, MESELA KIBRIS'A GİDEBİLİRLER Mİ? İÇLERİNDEN BİRİNİN YANINDA MAHREMİNİN BULUNMASI DİĞERLERİ İÇİN DE YETERLİ OLMAZ MI?

Konu, kadının yanında mahremi yokken sefer süresi kadar yolculuğa çıkıp çıkamayacağı ile ilgilidir. Kur'an-ı Kerim'de bu konuda bir açıklık yoktur. Hadislerde ise bol ve detaylı bilgi mevcuttur. Mesele Islam fıkhına da bu hadislerle yansır. Rasulüllah Efendimiz (s.a.s.) "Allah'a ve Âhiret gününe inanan bir kadının, yanında mahremi olmaksızın üç gecelik bir yola sefere çıkması helâl değildir." buyurmuşlardır.(Müslim, hacc 74)

Bu süre bazı rivayetlerde: "Iki gün, bir gece, üç günün üzerinde, bir gün, bir gün bir gece, iki gece, bir berid (yarım gün)" şeklinde değişik zikredilir.(bk. Azîm-âbâdi, Avnü'1-Ma'bûd V/149; Halil Ahmed, Bezlü'1-mechûd VNI(302; Sübkî, el-Menhel X/267) Hanefiler "üç günlük yol" diye sınırlayan rivâyeti almışlar ve sefer süresi olarak da bunu görmüşlerdir. Bu durumda Hanefilere göre, kadın küffar diyarından Islam ülkesine hicret etmek hariç, ne maksatla olursa olsun, sefer müddeti bir yola; yanında mahremi olmaksızın gidemez. Hac ve Umre dışındaki her türlü "sefer" için bütün alimler aynı görüştedirler.(bk. Davudoğlu VN/83) Aralarındaki ihtilaf sadece "sefer" müddetinin ne kadar olduğu konusundadır.

Hac konusuna gelince: "Beytullah'ı haccetmek, ona yol bulabilenler için, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır" (3/97) ayetine dayanarak Şafiîler ve Mâlikîler, birden çok güvenilir kadın arkadaş bulan kadın da ona "yol bulmuş" demektir. Öyleyse böyle olan kadına da hacc farz olur ve mahremi olmasa dahi gitmesi gerekir demişlerdir. Onlara göre umrede vacip olduğu için, aynı durumdaki kadın umreye de gitmek zorundadır. Farz olan haccını ve umresini yapmış olan kadın ise, ne hacca ne de başka bir "sefere" mahremsiz gidemez. Nevevi ye göre Şafiîlerde de sahih olan görüş budur.

Durum böyle olmakla beraber bazı Şâfiî âlimler; kadının mahremsiz sefere çıkmamasının sebebi (illeti) emniyetsizliktir. Emniyet kadınlarla dahi elde edilirse, kadın yanında mahremi yokken de onlarla yolculuğa çıkabılir, demişlerdir. Ancak söz konusu Hadislerden böyle bir sonuca varmak hiç mümkün değildir. Diğer mezhepler (cumhur) bunu böyle kabul etmedikleri gibi; Şâfiî mezhebindeki sahih görüşe göre de bu böyle değildir. Yani:

I- Kadın farz olan haccına Şâfiî mezhebine göre, yanında mahremi yokken güvenilir kadınlarla gidebilir. Hanefi bir kadının bu konuda Şâfiî mezhebini taklid ederek mahremsiz hacca ya da umreye gitmesi hoş değildir, çünkü bunda bir zaruret yoktur. Ama taklid eder ve giderse haccı olmuş olur.

2- Bir defa haccetmiş olan bir kadının yanında mahremi yokken, sefer müddeti yoldan, artık hiç bir mezhebe göre haccetmesi mümkün değildir. Giderse günah işlemiş olur. Umre de aynıdır.

3- Hac ve umre dışında bir maksatla kadın, hiç bir mezhebe göre mahremsiz olarak "sefere" çıkamaz. Beraberinde güvenilir kadın arkadaşlarının bulunması bir şey ifade etmez. Bundan da sadece "dar-i harpteki" bir kadının "dâr-ı Islâma" hicreti istisna edilir. O, mahremi bulunmasa dahi, orada durmaz ve Islâm ülkesine göç eder.

Hal böyle olunca, turistik vb. gayelerle, genç ya da yaşlı kadınların, sefer müddeti yolculuğa çıkması meşru olmaz. Sebep olanlar, mes'ûl olur. Ancak "seferi", mesafe değil de "mu'tat vasıta" ile süre olarak izah eden Elmalılı ve başkalarına göre , otobüsle onsekizsaatlık yolun altında kalan mesafeler sefer sayılmayacağından, Şâfiîlerdeki bu zayıf fetvadan belki sadece oralarda yararlanılabilir. Meselâ -hoş olmamakla beraber- Bursa'dan Istanbul'a bir kadın grubu: Burası Hanefilerdeki bazı izahlara göre sefer değildir, "sefer" diyenler olsa bile bazı Şâfiîler kadının güvenilir kadınlarla da "sefere" çıkabileceğini söylemişler. Öyleyse biz de gidebiliriz, derlerse, zayıf da olsa bir ipe tutunmuş olurlar. (Allahu a'lem)( Konu ile ilgili daha geniş bilgi için bk. Hattâb es-Sübkî el-Menhel X/264-68· Davudoğlu VN/81-84; Halil Ahmed, age VNI/302-305; Azımâbâdî, age V/148-154; el-Menbecî, el-Lübâb I/436-38; Sevkânî, es-Seyl N/161; Vehbe ez-Zuhaylî NI/36) Ama iyi olanı yapmış olmazlar.

Sözkonusu hadîslerde, öyle ya da böyle ayırmaksızın herhangi bir kadının (mutlak olarak) mahremsiz yolculuğa çıkmaması istenir, ama Kâdi Iyâz ve bazılarından nakledildiğine göre bu yasak, genç kadınlar içindir. Kendilerine karşı arzu duyulmayacak yaşlı kadınlar ise, kocaları ve mahremleri yokken de her türlü sefere çıkabilirler. (Azımâbâdî, age V/153: Halbuki yine "Kâdî Iyâz'in beyanına göre, ulema kadının hacla umreden başka seferlere mahremsiz çıkamayacağına ittifak etmişlerdir." (Davudoğlu VN/38)) Hattâ bu hükmün dayanağının (illetinin) "emniyet" olduğunu, bu temin edildikten sonra, ne ile temin edilmiş olursa olsun, kadının mahremsiz de yolculuk yapabileceğini söyleyen eski ve yeni görüşler de vardır.(Bu görüşler ve kime ait oldukları konusunda bk.. el-Bâcî, el-Müntekâ NI/82; Azimabâdi, age V/150) Ancak ne sözkonusu Hadislerde hükmün dayanagının (illetinin) emniyet olduğuna bir işaret vardır, ne de, öyle kabul edilse dahi, bugünkü şartlarda yolculuk yapan kadının mahremsiz emniyette olacağı söylenebilir. Nevevi'nin de dediği gibi "her düşene bir kapan bulunur."(bk . Davudoğlu VN/83) Dolayısı ile kadının yaşlı olması da bu hükmü değiştirmez .Bu tür görüş sahipleri, bir de Rasulüllah'ın (s.a.s.) vefatından sonra, onun hanımlarının Osmân b. Affân ve Abdunahman b. Avf gibi sahâbîlerle hacca gittiklerini delil gösterirler ama, bu da hükmü değiştirmez; çünkü Rasulüllah'ın hanımları "mü'minlerin anneleri" olmakla, onlar onların mahremi olmuş olurlar. (Es-Sübkî age X/268; Davudoğlu VN/84)

Bu konudaki "mahrem" den maksat ise: "mubah olan bir yolla nikâhı kendisine ebediyyen haram olan erkek"tir. "Ebediyyen haram olma" şartıyla kadının, meselâ kızkardeşinin kocası, kendisinin mahremi olmadığı anlaşılır. "Mubah bir yolla nikâhının haram olması" şartı ise, mesela zina yoluyla doğacak hürmet-i musâharenin, yolculuk için mahremlik oluşturmayacağını anlatır.(bk. Halîl Ahmed age VNI/302; Alî Kârî age. 37 )

2 yorum

Evvela biliniz ki...

Evvela biliniz ki... Hz.Allah Kuran-ı Kerim'de buyurmuştur ki: Biz insana akıl verdik! Evet, Hz.ALLAH (S.A.V.) insana akıl şefaat etmiştir. Böylece insanın kendini sevk ve idaresini daim kılmıştır. Eğer bir veya bir kaç kadın yanlarında haremi olmadan veya olarak dışarı yada yurtdışına çıkacak ise bakılacak en önemli şart, kadınların akli melaikelerinin olup olmadığıdır. Evet, kadınların akli melaikeleri varise o zaman diledikleri gibi seyahat hürriyetine, konuşma hürriyetine ve kendilerini ifade hürriyetine Kuran-ı Kerim cevaz vermektedir. Şüphesiz, Allah, kullarına akıl bahşetmiştir.
Allaha emanet olun.

28.10.2010 - El_Ehzer

@El Ezher için

Nerden çıkarıyorsunuz Kur'an'ın böyle dediğini? Aklı melekesi olunca kadın kadınlık cazbesini yitiriyor mu? Yalnız veya grup halinde dolanan kadınlar erkeklerin ilgisini çekmeyecek mi? Güçsüz kadınlar namus düşmanı zalim erkeklere karşı namuslarını nasıl koruyacaklar? Yanında erkeği olmayan kadın nereye turist olmaya gidiyormuş? Bodruma mı? Kardeş fitne zamanı başta olmak üzere birçok noktayı göz önünde bulundurmalı. Ve yarım akıllı karıları başı boş bırakmamalı. Şekerle kandırılır onlar. Şeker gibi bir iltifta iffetini verir bu mahluklar. Busaftiriklere sahip çıkmalı tamam mı canım kardeşim? Allah basiret versin....

Cenab-ı Hak, bizi bu asrın dehşetli fitnesinden muhafaza eylesin...

01.11.2010 - Mustafaa