Bela ve Musibetler İlahi Bir Mesajdır !..

Cenabı Hak müminlere kitap ve peygamberlerle ilahi mesajlar göndererek onları kulluğa,itaat ve ibadete,mükafata sevk etmenin yanında bela, musibet, hastalık, acı, sevinç, zorluklarla da gizli mesajlar göndermektedir..Cenabı haktan gelen her mesajın hakikat ve hikmetleri vardır.O mesajlardaki hikmet e hakikatleri okumak ve anlamak hayata çok şey katar.Eğer insan kendisine bela ,musibet yada farklı şekilde gelen mesajları anlama ve okuma kabiliyeti ve basireti yoksa kurtuluşuna veya kemalatına sebep olacak olan iyi bir mesajı sui tevil ile kötüye yorarak yada kötü manalar vererek rabbine isyan edebilir.Halbuki o mesaj belki o insana sunulan bir fırsattı. İlahi cihetten gelen o mesajı okuyacak iman gözlüğü, insaf dürbünü, feraset vicdanı, olmadığı zaman mesajları eksik ve yanlış yorumlar. Rabbimizin bela,musibet ve hastalık vb şekillerde gönderdiği mesajları doğru bir şekilde okumak gerekir..Eğer doğru ve insaflı bir şekilde okumazsak ve okuyacak alt yapıyı kurmazsak, hayrı şerre,maddi yada manevi şükrü isyana ,hastalığı şekvaya ,musibeti nisyana ,nimeti dalalete , sağılığı gaflete , saadeti atalete çeviririz, yani mahiyetlerini camiyetlerini hakikatlerini güzelden şerre, iyiden kötüye,doğrudan yanlışa, haktan batıla çeviririz. Bu noktada gelen ilahi mesajların mahiyetlerini iyi görme gerekir. Hastalıkta ,belada musibette mesajları gören onlara karşı nasıl muamele edeceğini bilir. İnsan Rabbinin bela,musibet,nimet vb şekillerde gönderdiği mesajlarını okumakta sıkıntı çektiği zaman çok farklı hallere düşebiliyor.Gelen mesajları okurken kıyas,mukayese ve muhakeme edip değerlendirmek gerekir ki yanlış manalar ve anlamlar yüklenmesin.Çünkü bazen yanlışlar pahalıya mal olur. Bazı insanlar musibet hastalık, bela, acı, keder, elem şeklinde ve suretinde kendisine isabet ettiği zaman ".Kaderden bu taş niye bana geldi.Bu bela ve musibet niye beni buldu.diyerek şekva ederler.Bu mesajlar karşısında" niye ben "diyen vicdan ve insafıyla şunu anlamalıdır ki,Rab Teala bir kulunu sevdiği zaman onun yalvarışlarını yakarışlarını duymak için onu bela ve musibetlere giriftar eder.o bela ve musibetde bir iltifatı rabbani,bir ihtarı rahmani ve keffareti zünup gizlermiş ki kul sabır ile tevekkül ile affa ve iltifata mazhar olsun.Yine bela ve musibet kendisine gelen "Niye ben" derken,şunu idrak edip demeli ki,"En ziyade sevaba ve affa ben muhtaçmışım ki, bu belayı rabbim bana vermiş . Demek en günahkar benim ki,bu musibetle günahlarıma keffaret yapmış.Demek ben iyi bir kulmuşum ki, hastalığıma iltifatı rabbani yapılmış.şu belalar ve hastalıklar unuttuğum aczimi, haddimi ve fakrmı hatırlatıp bana huzur vermek için geldi. O zaman hoş geldi safalar geldi demeliyiz.Baş göz üstüne deyip sabır ile meyvelerini ve semerelerini toplamalıyız. Hastalık bazılara ehemmiyetli bir definedir. Mesajlardan gizli olan işte o hastalığın altında yatan defineleri bulmaktır.O defineler ise insaf dürbünü görülüp, sabır anahtarı ile açılacaktır.o Hastalık ,busibet ve bela suretinde gelen o hediyeler ve hazineler gayet kıymettar bir hediye-i İlâhiyedir. Rabbimizin bize gönderdiği sevap definelerinin çoğu insan farkına varmayarak elinin tersiyle iter ve sabır anahtarını kaybeder.Hastalığın kendisi için açtığı dua musluğunu, âfiyeti kesb etmekle kapatır.O musluktan gelecek olan ve ebede akacak olan altın hükmündeki sevapları boşa akıtır amel kovasını dolduramaz.İlahi mesajlarla gelen hastalık ve musibetlerin ardındaki hikmetleri göremediği için dünya dolusu belâyı başına şekva ve tevekkülsüzlükle toplar. Halbuki o mesajları anlayan ve kabul edenin ve ardındaki iltifatı rahmanileri bilen ve kabul edenin dünyası nur ve mânevî sürurla dolup taşar.Mânevî sürur , şifa ve lezzet altında, o cüz'î maddî hastalıkların elem ve kederi erir ,yok olup gider.Ulvi ve kudsi mesajları bekleyen ve özleyen kullardan olmak umudu taşıyalım.Zahmeti ,meşakketi ve sıkıntısı olsa da ebedi şeylerle takas edilip değiştirilecek olan bu değişimlere sabır etmeliyiz.Bizler batıl,vehim, şeytan ve nefsimizden gelen ümitsizlik ve isyan yüklü mesajlara kanarak aldanmayalım.Nice tatlı, güzel ,alıcı mesajlar acılara ,harama, kedere ,felakete ve hayasızlığa döner.Biz mesajın kaynağını bilirsek aldanmayız.Ana, baba,eş,arkadaş ve çevre bazen olumsuz mesajlar verse de biz onları hayra çevirmeye bilmeliyiz.O karamsar, mutsuz ,mesajları neşeye çevirmeyi öğrenmeliyiz.Mesajları doğru okursak güzel ve mutlu yaşarız.Mesajları yanlış okursak kötü ve mutsuz yaşarız vesselam


1 yorum

Bela ve Musibetler......

Velilerin sözleri, ab-ı hayatla dolu, saf, dupduru bir ırmak gibidir. Fırsat elde iken ondan kana kana iç de gönlünde manevi çiçekler,güller açsın...!


İnsanın dert ve musibetlerle karşılaşması kaçınılmazdır. Çünkü kişinin gerçek şahsiyeti ibtilâ (deneme) hâlinde ortaya çıkar. Deri için tabaklanma ne ise insan için ibtilâ da odur; altın ateşte, insan mihnette belli olur. Büyük belâlara ancak büyük insanlar dayanabilir. Bir hadise göre kazanılacak olan sevabın büyüklüğü katlanılan belânın ağırlığı nisbetinde olur. Bu yüzden Allah sevdiklerine belâ verir. Buna razı olan Allah’ın rızasını kazanır; isyan eden ise Allah’ın gazabına uğrar

“Belâya uğrama aynı zamanda günahtan arınmaya ve manen yükselmeye de vesile olur. Öyle günahlar vardır ki ancak belâya sabretmek suretiyle silinir. Hz. Âişe Hz. Peygamberden daha şiddetli ağrılara mâruz kalan birini görmediğini söyler

25.06.2010 - Kaside-i Bürde

Konular