11 Nisan 2011 tarihli konular

ALLAHIN VERDİĞİ CANA KIYAMAYANLAR NEDEN ALLAHIN EMANETİ NAMUSLARINA KIYARLAR.

  • tahkik

ALLAHIM BENİDE AFFEDERMİ
miray565656 tarafından Salı, 2011-03-22 14:20 tarihinde gönderildi.

bende eşimi aldattım,zina suçunu yaptım.ama eşim çok detaylıca bilmiyor bu konuyu çok ileri gidilmediyse affederim dedi oyle kaldı.
anlatamayacağım kadar pişmanım tövbeler ediyorum namazımı kılıyorum oruç tutuyorum elimden geldiği kadar allahıma yakın olmaya çalışıyorum
geceleri kalkıp ağlıyorum vicdan azapları pişmanlıkların en büyüğünü çekiyorum
kendimi hiç affedilmeyecekmiş gibi görüyorum ve uan hiçbişeye hakkım yokmuş gibi geliyor.

Dini Alaya Alan Fıkralara Gülmek

  • Altuğ Öztürk

Allah’ı yeterince sevmeyen ve O’ndan gereği gibi korkmayan bir toplumda yaygın olarak görülen bazı davranışlar vardır. Zina, hırsızlık, dedikodu, yalan, riya, yolsuzluk… gibi. Bu davranışların Allah tarafından kesin olarak yasaklandığı bilindiği halde, insanların çoğu gereken titizliği göstermezler. Bu durum kişilerin inancının gerçekliği ve gücü ile alakalıdır. Gerçek anlamda inançlı bir insan için Allah’ın tüm emir ve yasakları önemlidir.

Hz. Ömer'in (R.A.) Namaz Hassasiyeti

  • KALBİ HÜZÜN

Namaz kılmakta, devam olmak üzre olmakta zorlanan kardeşlerimiz bunu okuduktan sonra Namaz ibadetine biraz daha gayretle sarılacağı temennisiyle...

O büyük Ömer, ateşgede bir İranlının vurduğu hançer darbeleriyle yaralanmış ve koma halinde upuzun yatıyordu Yediği-içtiği tekrar dışarıya çıkıyor ; ne bir ses veriyor ne de seslere alâka duyuyordu.

Hizmetçisi gelip, yemek veya su isteyip istemediğini sorunca, ya cevapsız bırakıyor ya da sadece gözleriyle "hayır" deyip geçiştiriyordu.

ÇOK ŞEY BiLDiM DE BiR KENDiMi BiLEMEDiM

  • KALBİ HÜZÜN

Nefsini dizginleyip kamil olanlar dışında “Ey bedbaht nefsim, ey sersem nefsim” diyeni bulmanın zorluğunun farkında olan Bediüzzaman “Ben nefsim için ders yapıyorum, isteyen benimle beraber dinlesin” derdi. Bu sözleriyle o, bir yandan “Ben bilirim” diyebilecek nefisleri avlıyor, diğer yandan nefsinin, aklına ve imanına galip gelmesini önleyerek onu tevazuya çağırıyor, bildiklerini bizzat yaşayarak öğretiyordu. Değil mi ki, ilmi artanın gurur ve kibri azalır. İlmin ve alimliğin zirvesi kişinin kendi bilgisizliğini bilmesidir