28 Nisan 2007 tarihli konular

ZİNA HADDİ

  • NaTuraL

Bazıları, zina eden erkek ve kadının evli veya bekar olmalarına bakılmaksızın ve aralarında herhangi bir fark olmaksızın her ikisine de yüz sopa vurulacağını söylemektedir ve buna delil olarak da şu ayeti göstermektedirler:










"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun. Allah'ın dini hususunda onlara acımayın." *

KAZF HADDİ(NAMUSLU KADINA ZİNA İFTİRASINDA BULUNAN KİŞİYE UYGULANACAK CEZA)

  • NaTuraL

Kazf, zina iftirasında bulunmak demektir. Namuslu, iffetli Müslüman kadınlara zina isnadında bulunmak haram kılınmıştır. Ancak kim böyle bir isnatta bulunur ardında da bunu şahitlerle ispatlarsa durum değişir. Kazf, kitap ve sünnetle haram kılınmıştır. Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:



"Namuslu kadınlara iftira atan sonra da bu hususta dört şahit getirmeyen kimselerin her birine seksen değnek vurun. Onların şahitliklerini ebediyen kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridir." *














"Namuslu ve mümin kadınlara iftira eden kimseler dünyada da ahirette de lanetlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap vardır." *

Ebu Hüreyre'den: Rasulullah (sav) şöyle dedi:

NAMUSA SALDIRI

  • NaTuraL

Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:


Hayayı Ortadan Kaldıran Fiiller

1- Bir kadınla zina etmeye veya bir erkekle ilişkide bulunmaya çalışan kimselerin bu türden suçları işlememesi için etkili engellemeler konulur. Zira bu engellemeler olmazsa bu suçlar işlenir. Bu türden suçları işleyenler; üç yıla kadar hapis cezası, sopa ve sürgün cezası ile cezalandırılırlar. Eğer kurban, emri altında bulunan bayan veya erkek bir hizmetçi ise veya erkek yada kadın memur veya benzeri kimselerden ise zorlanmamış olmaları durumunda en üst seviyedeki ceza ile cezalandırılırlar. Bu olaya karışan erkek ve kadına da aynı ceza verilir.

\"Gözyaşım!\"

  • Gaye

Yüreğimde ince bir sızıyla irkiliyorum bazen.
Derin derin nefes almak istiyorum.
Sanki bir şeyler saplanıyor içime çekip çıkaramıyorum.
Kelimeler boğazıma diziliyor konuşamıyorum.
Gözyaşlarım geriye doğru akıyor.
Gözyaşlarınızın geriye doğru akmasının nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz?
Damla damla “gözyaşım” dolduruyor kalbimi…
Sen “gözyaşım” oluyorsun..
Elimi uzatsam tutamaz seslensem sesimi duyuramaz baksam göremem seni.
Yüreğim görüyor bir tek seni “gözyaşım!”
Kalbim ıslanırken ben kupkuru bakıyorum etrafıma.
“Gözyaşım” neden kalbimi biraz olsun serinletmek yerine
Biraz olsun ferahlatmak yerine
Neden daha çok yakıyorsun?
"Gözyaşım" seni kalbime akıtıyorum.

KAHVE TANELERİ

  • eylül2011

KAHVE TANELERİ...

Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş.
"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş. Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı "Olur" demiş çekine çekine.
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.
"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.
Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş...
Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.
Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki
kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.
Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

Matematikçinin aşkına mektubu :))

  • Gaye

Türev tanem, bir tanem, bir sigma işareti kadar kıvrak bir Pi sayısı kadar sonsuzsun sevgilim. Sana olan sevgimlimitlerin sonsuzluğuna ulaşıyor. Bir bakışın kalbimde matris kadar derin etkiler yapıyor. Kalem gibi kaşların, trigonametri gibi karışık saçların, tebeşir kokusu gibi burnumda tütüyor. Çarpanlara ayrılmayan denklemler gibi nazlanma. Senden mektup almak inan integral almaktan daha zor. Bilinmeyenlerimiz farklı olsa bile polinomlar gibiyiz. Eğer böyle devam ederse seni keşfedilmemiş dizi kuralları ile izleyeceğim. Seninle bir daire olalım. Merkezde ben, etrafımda eşit uzaklıklarda sen. Nereye bakarsam seni göreyim. Üzüntülerimiz teğet, sevinçlerimiz kiriş olsun. Birbirimize o kadar yakın olalım ki, yarıçaplarımızın limiti sıfıra yaklaşsın. Şu anda y=ax+bx+c parabolünün iki ayrı kolu isek de bir gün tepe noktasında buluşacağız. Sana bir sinx eğrisi gibi sürekli “k” sabiti kadar bağlıyım. Hiçbir parantez bizi ayıramaz.


*Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği 1994–1995
Mezuniyet Yıllığı’ndan alınmıştır

Mükemmel Çocuk Yetiştirmenin Üç Altın Kuralı-2

  • Gaye

Babam beni anlar mı?

Çocuğun seviyesine inin. Unutmayın ki, o erişkin olmadı ama siz çocuk oldunuz. Onun yaşlarında neler yaşadığınızı, hissettiğinizi hatırlayıp ona daha iyi yaklaşabilirsiniz. Yoksa çocuğunuz sizi “anlamadığı bir dilden konuşan yabancı bir rehber” gibi görebilir.

Bunun en sık rastladığım bir örneği, his ve fikirlerini paylaşmayan çocuklardır. Çocuk bir yığın sorun yaşamakta, içini şüphe ve korkular kemirmektedir ama ailesine hiçbir şey anlatmamaktadır. Çünkü anne-babanın tüm yaptığı, “evladım, bir derdin varsa anlat” demekten ibarettir. Oysa çocuk “Onlar büyük ve olgun. Benim korkularımı anlamazlar her halde.” diye düşünebilir ve hislerini paylaşmaz.

MÜKEMMEL ÇOCUK YETİŞTİRMENİN 3 ALTIN KURALI-2

  • Başak Uzun

Babam beni anlar mı?

Çocuğun seviyesine inin. Unutmayın ki, o erişkin olmadı ama siz çocuk oldunuz. Onun yaşlarında neler yaşadığınızı, hissettiğinizi hatırlayıp ona daha iyi yaklaşabilirsiniz. Yoksa çocuğunuz sizi “anlamadığı bir dilden konuşan yabancı bir rehber” gibi görebilir.

Bunun en sık rastladığım bir örneği, his ve fikirlerini paylaşmayan çocuklardır. Çocuk bir yığın sorun yaşamakta, içini şüphe ve korkular kemirmektedir ama ailesine hiçbir şey anlatmamaktadır. Çünkü anne-babanın tüm yaptığı, “evladım, bir derdin varsa anlat” demekten ibarettir. Oysa çocuk “Onlar büyük ve olgun. Benim korkularımı anlamazlar her halde.” diye düşünebilir ve hislerini paylaşmaz.

Çocuklarınız ne okuyor?

  • Gaye

Efendim ben ilkokula giden çocuğumu, okuma alışkanlığına ve genel kültürüne katkı olması için bir çocuk dergisine abone etmek istemiştim. Dergiye sadece abonelikle ulaşılabildiğinden, gazete bayilerinden temin edilemediğinden dolayı bir nüshasını istedim incelemek için, ilgili yerden...

Bana, nisan 2001 ayına ait bir sayısını verdiler. Ben bu dergiyi İslami değerleri koruyarak çocuklara bilim eğlence ve din kültürünü arttırıcı bir çizgide yayın yapan bir yayın organı sanıyordum. İyi ki incelemişim...

Dergide "garip ama gerçek" başlıklı bir yazı vardı,Yazının ilk "garip ama gerçek "maddesi şu:

** Suudi Arabistan da bir kadın, kocasına kahve yapmazsa bu bir boşanma nedenidir.** diyor...

Ev Ödevi?

  • Gaye

Pek çok aileyi ödev telaşı sarmakta.Tam ya da yarım gününü okulda geçirmiş çocuğumuza ödevlerini yapmasını hatırlatırken hangimizin içi cız etmiyor ki. Hatırlatmamız işe yarar da çocuğumuz ödevine başlarsa, kendimizi şanslı sayabiliriz. Aksine mızmızlanmalar başlıyor, isteksizlik gösteriliyor ya da itirazlar yükseliyorsa bir ödev problemiyle karşı karşıyayız demektir.

Tabii ki en sağlıklı ödev çilesini daha başlamadan önleyebilmek. Her anne, babanın yapması gereken, küçükken ya da daha ilk okuldayken çocuğuna düzenli çalışma becerileri kazandırmaya başlamak olmalı. Böylece gereken bağımsızlığı kazanan çocuk, hem büyüklerini, hem de kendisini ödev stresinden kurtaracaktır. Anaokulundan başlayarak bir ödev rutini oluşturmak; çocuğun ödevi yoksa bile belli bir süreyi öğrenmesi gereken bir şeye ayırmasını sağlamak, ileride çok işe yarayacaktır.

Çocukların başarılı olmaları için yüksek IQ yetmez

  • Gaye

Amerika'da çalıştığım üniversitede çoğu öğrencilerin çarpım tablosunu ezbere bilmediklerini gördüm. Her öğrencinin cebinde hesap makinesi vardı. Basit bir toplama ve çıkarma işlemini bile makine ile yapıyorlardı. Bütün işlemleri makine ile yaptıkları için ilkokulda ezberledikleri çarpım cetvelini artık hatırlayamıyorlardı. Bir öğrenciye sordum: " En basit işlemleri bile makine ile yapıyorsun, çarpım cetvelini ezbere bilmiyorsun; makine bozulsa ne yaparsın?" Hiç düşünmeden cevap verdi: "Çarşıya gider yenisini alırım."

Çocukların başarılı olmaları için yüksek IQ yetmez

  • Başak Uzun

AMERİKA’DA çalıştığım üniversitede çoğu öğrencilerin çarpım tablosunu ezbere bilmediklerini gördüm. Her öğrencinin cebinde hesap makinesi vardı. Basit bir toplama ve çıkarma işlemini bile makine ile yapıyorlardı. Bütün işlemleri makine ile yaptıkları için ilkokulda ezberledikleri çarpım cetvelini artık hatırlayamıyorlardı. Bir öğrenciye sordum: " En basit işlemleri bile makine ile yapıyorsun, çarpım cetvelini ezbere bilmiyorsun; makine bozulsa ne yaparsın?" Hiç düşünmeden cevap verdi: "Çarşıya gider yenisini alırım."

Oyun Nedir?

  • Gaye

Oyun, çocukta doğuştan gelen bir tabiat ve Allah'ın onda yarattığı bir içgüdüdür. Bunun temelinde çocuğun fiziksel gelişiminin mükemmel bir tarzda tamamlanması yatmaktır. Çünkü insan yavrusu, canlılar arasında en uzun süre içinde gelişimini tamamlayan bir varlıktır.

Oyun, çocuğun ilerideki yaşamında yapacağı işlerin,yaşamında basit bir misalidir.Yazılı kaynaklardan öğrenilmiştir ki, Hz. Süleyman (as.) çocukken, mahkeme kurup hükümler vermiş. Fatih Sultan Mehmet'te bahçe havuzunun iki yanına oyuncak gemiler yerleştirip bunları top ve mermi atışıyla savaştırmış.

Oyun, çocuğun duygularını, özlemlerini, korkularını, kısaca iç dünyasını yansıttığı bir tiyatro sahnesidir. Onları uzaktan izleyin de, bir şeyden anlamaz zannettiğiniz o küçük yaramazların, çoktandır unuttuğunuz bir aile kavgasını veya münakaşasını, nasıl sahneye koyduklarını ve maharetle dramatize ettiklerini bir görün.

Arkadaşlık Üzerine

  • Gaye

KÖTÜ ARKADAŞ

Çoçuk terbiyesi esaslarından biri de, çocukların kötü arkadaş edinmelerine engel olmak, iyi ahlàklılarla arkadaş olmasını tenbih etmek, onlarla oynamalarını sağlamaktır.

Çocuklar bir çok kötü itiyàdları akranlarından kaparlar. Uslu bir çocuk, yaramaz mizaçlı bir çocuğun yanına gelince sessizliğinden eser kalmaz. Onun için anne ve baba, çocuklarının iyi arkadaş kazanmalarına son derece ehemmiyet vermelidirler. Bir kimsenin seçeceği arkadaşlar, kendi karekterini ve düşüncelerini aksettiren birer aynadır.Bu sebeple bir kimsenin ahlàkı konuştuğu arkadaşlarından anlaşılır.

Hz. Ali (r.a.) diyor ki: "İnsanların mahiyetleri düşüp kalktığı kimselerden belli olur." Çocuklar ne kadar itina ile terbiye edilmiş olsa da, kötü muhit veya kötü arkadaş onu bozabilir.