4 Mart 2007 tarihli konular

Temeli sağlam olmalı

  • Gaye

İnsan, yaratılmışların en üstünü, en şereflisidir. Dünya ve dünyanın içindekiler, canlı cansız herşey insan için yaratılmıştır. İnsan neslinin devamı da, erkek ve kadının evliliği ile ailenin kurulması ile mümkün olmaktadır.

Âilenin temelini karı-koca teşkil eder. Kadını zelil, erkeği sefil ve rezil etmeden, toplum içindeki yerlerini almasını sağlayan İslamiyettir.

Kadın ve erkeğin bir arada bulunmasının en güzel şekli, İslamiyete uygun bir evliliktir. Kurulan yuvanın başlangıçtan sonuna kadar huzurla devamı, erkek ve kadının görevlerini bilip buna göre yaşamaları ile mümkün olabilir.

İslamiyet, her hususta olduğu gibi bu hususta da yapılması gerekenleri açıkca bildirmiştir. Bunlara uyanlar rahat etmiş uymayanlar her zaman, perişan olmuştur.

Yuvanın sağlam olabilmesi, karı-kocanın dine uymalarına bağlıdır. Aksi halde, evlilikten beklenilen fayda tam ve noksansız elde edilemez. O halde kadın ve erkeğin İslami ölçülere azamı dikkat eden kimseler olması lâzım gelmektedir.Temel sağlam olursa kurulan yuva da sağlam olur. Dünya ve ahıret huzuru sağlanmış olur.

Erkeğin ve kadının hayırlısı

  • Gaye

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Mü'minlerin imanca en olgunu, ahlak itibariyle en güzel olanıdır. Sizin hayırlınız, kadınları için hayırlı olanlarınızdır"

"Sizin hayırlınız, aile fertlerine hayırlı olanınızdır. Ben ehlime, aileme hayırlı olmada sizin en hayırlınızım"

Güzel ahlaklı ve aile fertlerine karşı iyi niyetli olan kimse hayırlı bir erkektir.

Bir erkek, alacağı kadının hayırlı olmasını isterse onda şu hususları aramalıdır:

Cenab-ı Hakka ibadetini bırakmayan, kocasına itaatte ve hürmette kusur etmeyen, onun kazancını saçıp savurmayan, dünyaya getirdiği çocuğunu İslami terbiye üzerine yetiştiren, iffet ve haya sahibi bir hanım olmalıdır.

Zamanımızda bir çok kimseler, alacağı kadının serveti veya maaşı olup olmadığını araştırmaktadır. Hadis-i şerifte ise,

"Kadın, ya malı için veya güzelliği için, yahut dini için alınır. Siz dini olanı alınız! Malı için alan, malına kavuşamaz. Yalnız güzelliği için alan, güzelliğinden mahrum kalır." buyurulmaktadır.

Din ile güzellik birlikte olması çok iyi olur.

Gayrı müslim ile evlenmek

  • Gaye

İslam hukukuna göre, Müslüman bir kadının, Müslüman olmayan bir erkek ile evlenmesi caiz değildir. Gayri müslim ile evlenen hatta evlenmeye niyet eden kadın dinden çıkar.

Müslüman bir erkeğin kitap ehli bir kadınla evlenmesi caizdir. Fakat tahrimen mekruhtur. Ancak bir mecburiyet karşısında evlenmek uygun olur. Zira gayri müslime bir kadının din anlayışı ile, bir Müslümanın din anlayışı farklıdır. Kadının yetiştiği çevre ve aldığı terbiye, İslam esasları ile uyuşmaz.

Kadın, kilise veya havraya gidecek olsa, kocası onu ya serbest bırakacak, yahut oraya kadar götürüp karısı içeride istavroz çıkarırken kendisi dışarıda beklemek zorunda kalacaktır. Müslüman erkek, Allahın tek olduğundan bahsederken, hıristiyan hanım, üçlü ilah inancı ile itiraz edecek! Netice olarak erkek Müslümanlık esaslarından taviz verirse, kalbinin nuru, vermezse evinin huzuru ve geçimi bozulacaktır.

Bu hususta izin verilmiş olmasına rağmen, bir erkek, en iyi yolu seçmek isterse Müslüman kadınla, Müslümanın da saliha, dindar olanı ile evlenmeyi tercih etmelidir.

Birden fazla kadınla evlilik

  • Gaye

İslam dininde tek kadınla evlilik asıldır. İslam hukukunda, birden fazla kadınla evlilik ise zaruretlerin ortaya çıkardığı istisnai bir hükümdür. Bu, bir izin olmakla beraber, asla bir emir mahiyetinde değildir.

İslamiyetten önce, evlenmede bir sayı tahdidi yoktu. Herkes istediği kadar kadın alabilmekte ve onların üzerinde her türlü tahakküm yapılmakta idi. İslam dini geldiği zaman insanların davranışlarına, toplum hayatına ve insanoğlunun her türlü ilişkilerine ve davranışlarına ulvi bir ahenk getirdi. Bu cümleden olarak erkeklerin hususi hallerini ve fıtri kabiliyetlerini gözönüne alarak, bir erkeğin nihayet dörde kadar evlenebileceği hükmünü koydu. Bundan fazlasını yasakladı.

Kur'an-ı kerimde bu hususta mealen şöyle buyurulmaktadır:

"Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremiyeceğinizden korkarsanız sizin için helal olan diğer kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikah edin. Şayet bu suretle de adalet yapamıyacağınızdan endişe ederseniz o zaman bir hanım ile yetinin" (Nisa 3 )

Anneden gelinlik kızına mektup!

  • Gaye

Genelde, evdeki kız çocuğu annesini örnek alır. Bunun için anne, her hali ile kızına örnek olmalıdır. İşte bütün genç kızlarımıza, asırlar önce yaşamış, hali vakti yerinde, soylu bir aileye mensup Ümame Hanımın, gelinlik çağındaki kızına yazdığı örnek mektubu sunmak istiyoruz. Bilhassa zamanımızda her genç kızın çok ihtiyacı olan bir nasihat bu:

Sevgili Kızım!

Bir kızın, annesi ve babası zengin, asil diye evlenmeye ihtiyacı olmasaydı, senin ve benim hiçbir zaman evlenmeye ihtiyacımız olmazdı. Fakat, durum böyle değildir.

Yavrum!

Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı tavsiyelerde bulunacağım. Bu tavsiyelerimi iyice öğrenip gerektiği şekilde hareket edersen, hayatın boyunca rahat edersin. Kocanla aranız hiçbir zaman bozulmaz. Bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi ahirette de ebedi saadete ulaşırsın.

1- Kanaatkar ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi memnuniyetle, severek kabul et. Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.

Evlenmek mi iyi evlenmemek mi?

  • Gaye

Evlenmenin daha iyi olduğunu bildirdiği gibi, bekar kalmanın daha iyi olduğu da bildirilmektedir. İnsanlar, zamanlar ve haller başka başka olduğu için, haberler de, başka başka olmuştur. Eshab-ı kiramın ve Tabiinin zamanları ve halleri, evlenmenin daha iyi olduğunu gösteriyordu.

Bunda, üç sebep vardı:

1- Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam zamanında, dünyayı hıristiyanlık kaplamıştı. İsa aleyhisselamın ruhaniyeti daha çok olduğu için, onun Eshabının ve ümmetinin haline ve zamanına, bekarlık, ruhbanlık, yalnızlık yakışırdı. Papazlar, herkese rahib olmayı, yalnız yaşamağı emrediyordu. Allah yolunda bulunabilmek ve Allahü tealaya yaklaşabilmek, ancak ruhbanlıkla, yani evlenmemekle olur sanıyorlardı.

Evlenmekten maksad

  • Gaye

Evlenmekten maksad,çocuk edinmektir. Asıl maksad da budur. Çünkü, insan cinsinin baki kalması ve bu emr-i Hak adetinin cari olması, erkek ile kadının birleşmesi ile olur. Şunu da bilmelidir ki, çocuk sahibi olmak dört cihetle Allaha yakın olmaktır.

1- Allahü tealanın rızasını kazanmaya muvaffak olur.

2- O'nun Resulünün (aleyhisselam) sevgisini kazanmış olur ki, Resulullah (aleyhisselam):

"Ben, kıyamet gününde ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim."

"Kadın, şehvet için değil, evlad için mubah olmuştur" buyuruyor.

3- Evlad hayatta kaldıkça, sevab da devam eder.

4- Evlad küçük iken ölürse, ana-babasına şefaat ederek Cennete götürür.

Müslümanların çocukları Arasat denilen yerde toplu olarak durdukları bir sırada, Cenab-ı Hak, Meleklere: "Bunları Cennete götürün" diye emreder. Melekler, bunların yanına gelip, "Merhaba ey Müslümanların çocukları, haydi Cennete giriniz, sizin için hesap yok" dediklerinde:

- Nerededir bizim analarımız, babalarımız. derler

Melekler:

Zina günahı

  • Gaye

Zina etmek büyük günâhtır. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen, "Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur" buyuruldu. (İsra 32)

Zinaya yaklaşmayın demek, zinaya götürecek sebeplerden, hareket ve işlerden sakının, yabancı kadınları düşünmeyin, onlarla konuşmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara bakmayın, demektir. Açık saçık giyinmek, kötü işlere yol açabilir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:

"Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın." (Günahların zina gibi büyüğü olsun, bakmak gibi küçüğü olsun hiç birine yaklaşmayın!) (En'am 151)

Hadis-i şeriflerde buyurulduki:

"Sizin için en çok korktuğum şey zinadır."

"Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar."

"[Bilhassa] zina eden ihtiyar lanete uğrar."

"Zina fakirliğe yol açar."

Göz Zinası

  • Gaye

Yabancı kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Kur'ân-ı kerimde mealen buyurulduki:

"Ey Resulüm, mü'minlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da zinetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!" (Nur 31)

Peygamber efendimiz de "göz zinası" hakkında buyuruyor ki:

"Azab-ı ilahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.)

"Harama bakmıyan gözler, Cehennem ateşi görmez."

"Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır."

"Komşu kadına, arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan bin kat daha günahtır. Zina günahları da böyledir."

"Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!"

"Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir."

Sadece bakmanın cezası budur. Dokunmanın veya zinanın zararı ve cezası daha büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

Zinanın Zararı

  • Gaye

Zina eden, dünyada üç zarara uğrar: Rızkı noksanlaşır, ömrü kısalır, yüzünde nur kalmaz. Âhırette de üç zarara uğrar:

1- İlahi gazaba uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar."

2- Hesabı çetin olur. Allahü teâlâ Musa aleyhisselama, "Zina edene giydirilecek olan ateşten gömlek, bir dağa atılsa, dağ yanıp kül olur" diye vahyetti.

3- Cehenneme atılır. Zina edip tevbe etmeden ölen, ahirette büyük azablara düçar olur. Hatta Cehennemdekiler bile bunlardan rahatsız olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir."

Zararın neresinden dönülürse kardır. "Allah artık beni affetmez" diyerek günahlara devam etmemelidir! Günahım çok diye tevbeden kaçmamalıdır. En büyük günahların da tevbesi olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

"Ey günahı çok olan kullarım, Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder. O, sonsuz magfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir." (Zümer 53)

Eşcinsellik = Homoseksüellik, Lezbiyenlik ve Zina günahı

  • Gaye

Erkeklerin eşcinselliğine livata,homoseksüellik; kadınlarınkine lezbiyenlik denir.

Kalb, göze tabidir. Gözler haramdan sakınmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harama dalarsa, günahlardan sakınmak güç olur. O halde, imanı olanların, haram işlememesi, harama bakmaması lazımdır. Erkeklerin eşcinsel olması, haram olduğu gibi, kadınların da eşcinsel olması haramdır. Kadının da herhangi bir kadına şehvet ile dokunması ve bakması haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Kadının kadına yaklaşması [lezbiyenlik, safizm] zinadır."

"Erkeğin erkeğe, kadının kadına yaklaşması zinadır."

"Erkek erkekle, kadın kadınla (zaruretsiz) aynı yatakta yatamaz."

"Erkek erkekle, kadın kadınla yetinirse, ümmetim helak olur."

"Erkek erkekle, kadın kadınla (uygunsuz iş için) beraber olamaz."

"Ahır zamanda eşcinsel üç kısım olur: Bir kısmı konuşmak ve yüze bakmakla, diğeri, tokalaşmak ve kucaklaşmakla yetinir. Bir kısmı da bu işi bilfiil yapar. Allahın laneti bunların üzerine olsun! Eğer ki tevbe ederlerse, tevbe edenin tevbesini Allahü teâlâ kabul eder."

Evliliğin mesuliyeti

  • Gaye

Aileyi meydana getiren fertlerin bazı mesuliyetleri vardır: Ailenin reisinin bazı mesuliyetleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- Aile efradının iaşesini helal kazanç ile temin etmek.

Bir ailenin, bir toplumun, bir ekibin başı olmak, kıyamet günü çok mesuliyetli bir iştir. Çünkü, yarın kıyamet günü haram rızıkla beslenen çoluk çocuğu, ayaklanarak: "Ya Rab! Hakkımızı bunlardan al, bize sarfettikleri nafakaları nereden kazandıklarını biz bilmiyorduk", diyeceklerdir. Bir hadis-i şerifte: "Hepiniz çobansınız. Her çoban sürüsünden mesul olacaktır" buyuruluyor. Nasıl ki, bir çoban bütün sürünün muhafızı olması dolayısiyle o sürüden mes'ul tutuluyorsa, bir ailme reisi de, aile efradının nafakaları, dini terbiyeleri hususunda sorumludur. Bunun içindir ki Hz. Ali : "Tuba, (Cennet'te bir ağaç) dünyada çoluk-çocuğu olmayan kimseler içindir" demiştir.

Ayet-i kerimelerde mealen şöyle buyuruluyor: "Evet kişinin kaçacağı gün; kardeşinden, anasından, babasından, karısından ve oğullarından, o gün bunlardan herkesin bir derdi, belası vardır" (Abese 34-37)

Kadında aranan özellikler

  • Gaye

Evlenilecek kadında bir çok aranır. Bunlardan en mühimi kadının dindar olmasıdır. Kadının, dini zayıf ise, erkeğine ve kendi nefsine zarar verir. Yüzünü kara eder. Resulullah efendimiz:

"Bir kimse, bir kadını malı, güzelliği için almış olsa, hem malından, hem de güzelliğinden mahrum kalır", buyurmuştur.

Bu hadis-i şeriften maksat, alınacak kadının dindar olması lüzumuna işarettir. Dindar olmayan ile evlenmek caiz değildir. Bütün iyi sıfatları üstünde toplamış olan bir kadınla evlenmek, pek tabii daha makbuldür.

İyi kadın, padişahın başındaki tac gibidir. Kötü kadın ise, ihtiyar kimsenin üzerindeki yük gibidir.

"Ey Rabbimiz! Dünyada da, ahirette de hasene (iyilik) ver" mealindeki ayette geçen haseneden maksad, Hz. Ali'ye göre, dünyada saliha, iyi huylu kadındır. Dünyada Cehennem azabı, kötü huylu kadınla evlenmektir.

Erkeğin hanımına karşı davranışları nasıl olmalı?

  • Gaye

Hanımının güzel huylu olmasını istiyen, önce kendisi güzel huylu olmalıdır! Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği bildirilmektedir. O halde, dinimizin emir ve yasaklarına riayet eden, hanımı ile iyi geçinir.

Fudayl bin İyad hazretleri buyuruyor ki: "Dine uygun olmıyan bir iş yaptığımı, hanımımın huysuzluğundan anlardım. Hemen o işime tevbe ettiğim zaman, hanımımın huysuzluğu da giderdi. Böylece tevbemin kabul edildiğini de anlardım."

Aliyy-ül Havas hazretlerine hanımı küsmüştü. Hanımı, kocasına muhalefet etmek için ayrı testi, ayrı bardak kullanıyordu. Aliyy-ül Havas hazretleri, birgün yanlışlıkla hanımının testisinden su içince, hanımı hemen testiyi kırmıştı. Hazret, "Testiyi niçin kırdın?" bile dememiş, hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı.

Kendini Kusurlu Bilmek

  • Gaye

Erkek, hep kendini kusurlu görmeli, "Ben iyi olsaydım, o böyle olmazdı" diye düşünmelidir. Hanımının iyiliğini, iffetini Allahü teâlânın büyük nimeti bilmelidir. Onun huysuzluklarına iyilikle muamele etmeli, iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâya şükretmelidir. Çünkü, uygun bir kadın büyük bir ni'mettir.

İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir. Onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Âsiye gibi sevaba kavuşur."

İyi Müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek şarttır. Kur'an-ı kerimde de, "Onlarla iyi, güzel geçinin!" buyuruluyor. (Nisa 19)