27 Subat 2007 tarihli konular

TELEVİZYON

  • tahkik

SEFİH MEDENİYETİN ZULMÜNDEN KURAN MEDENİYETİNE,TELEVİZYONLU ODADAN TELEVİZYONSUZ ODAYA HİCRET EDİN
Bugün ülkemizde sanat sinema tiyatro edebiyat vb gibi şeyler medeniyetin ve çağdaşlığın en önemli kazanımları ve gereksinimleri olarak gösterilmektedir. Hâlbuki mahiyeti itibariyle bugün topluma enjekte edilen ve sevdirilmeye çalışılan bu şeyler hakikati itibariyle toplumun ahlaki dini değerlerini ifsat ederek aile ile toplumu toplumun üzerinden de devleti ve milleti çökertme ve köleleştirme ve değiştirme projeleridir.Tanzimattan beri sanat adı altında icra edilen bütün karelerde bilinçaltına yerleştirmek için saklanmış sinsi mesajlar ve tekinler doludur.Bunları yaparken tema olarak kullanılan şeyler olan aşk, merak, sevgi, romantizm, arzu vb gibi insanların hissiyatlarını okşayacak cinsten olan şeyler tercih edilmektedir.Sinema karelerinde ve sütün fahişelerinin gayri meşru ilişkileri, aşkları, romantizm adı altında sunularak bir nevi flört özendirilmekte bununla da nikahın yolunu kapatma amacı güdülmektedir.Nikah yolunun kapanması zinanın ona paralel olarak artması,çocuk doğum oranın azalması,gayri meşru veletlerin çoğalması demektir.İçinde zina, ihanet, aldatma iffetsizlik, hayasızlık vb gibi toplumunu değerlerine düşman olan bütün etkenlerin bulunduğu kapkara pislik ve muzırlarla süslenmiş olan diziler pembeleştirilerek toz pembe moduna sokularak ve yeni nesillere enjekte edilmektedir.Bunu başarmak için gerekli olan şey sadece biraz heyecan, öfke, aldatma, cinayet, intikam, adalet ve zulüm gibi sahnelerle kareleri donatmak asıl verilmesi gereken ve bilinçaltına gayri ihtiyarı olarak yerleşecek olan mesajları takip eden ve izleyenler zaten farkında olmadan alacak ve akıl kafa ve kalp yavaş yavaş bu tarz bir hayatı ve yaşamı benimsemeye başlayacak .böylelikle nefsin ve şeytanın hoşuna gidecek olan bir kıvama gelmeye başlayacak müslümanlar..Televziyon sinema gazete karelerinde sanat, çağdaşlık ve medeniyet adı altında gördüğü iletileri görüntüleri sosyal bir olgu olarak telakki etmeye başlayacak.başta bu algılar inançları ve gelenek ve görenekleri ile çatışmaya başlayacak ama zamanla vicdanların tefessühü ile kabul edilmeye ve zamanla bu zulümler,yani bu insana faidesinden çok zararı dokunan bu çirkin oyunlar savunulmaya başlanacaktır. Hayatına yaşadığı gibi inanma hükmü geçmeye başlayacak, bu oyunları izleyenler, takip edenler işin incelik ve derinlik kısmın gereksiz ve fuzuliyat olarak telaki etmeye başlayacakları için onlar için artık sadece bu oyun ve tuzakları ismi ve cismi yeterli görülüp hakikati ve asıl maksadı ehemmiyet taşımayan bir hale gelecektir. Televziyonu evinin başköşesine koymuş ve üstelik hacca gitmiş bu lağım kapısı hükmüne geçip kalplere, ruhlara akan yayınları izleyen Müslümanlardan birisine dedim: ve sayıları ülke nüfusun üçte ikisini oluşturan ve belki bir cemaat veya tarikat içinde olanların da mensubu olduğu bu adam veya kadın gibi olanlara da derim:

BAŞÖRTÜSÜ VE DÜNYEVİLEŞME

  • MASLAHAT_1

Allah'ın açık bir farzını terketmek nasıl ve neye hizmet oluyor? Bu hizmet şu ana kadar kime ne kazandırdı?
Cennet cehennemin sahibi de bellidir, oralara varmanın koşulları da..Sır olmadığı gibi,sizin bizim yorumumuza da kalmamış.

''belki başını açtığı için hepimizden daha fazla ızdırap çekiyordur, nereden biliyorsunuz?'' denmesi , ''benim kalbim temiz'' söylemini çağrıştırdı.


Başörtüsü verip ne aldık?

Okul okuma hakkı?

Meslek?

Söz hakkı?

Dünya?

Yoksa hizmet edebilme imkânı mı?

Neye hizmet?

'' Başörtüsünden ferâgat ediyorum ta ki başörtüsünün temsil ettiği şeye hizmet edeyim'' !!??..