22 Ekim 2006 tarihli konular

SÜLEYMAN ÇELEBİ VE MEVLİD

  • Nalan

Yazıldığı tarihten günümüze kadar sevgi ve heyecan hâlesi şeklinde ruhları kuşatan Mevlidin müellifi bulunan Süleyman Çelebi'nin doğduğu tarihi kesin olarak bilememekteyiz. Nerede dünyaya geldiği, efrâdı ailesi, tahsili, Mevlid'ten başka eserinin olup olmadığı, imamlık tan başka bir vazifede bulunup bulunmadığı hakkında ciddi bir bilgi mevcut değildir. Mevlid'i tamamladığı zaman kaç yaşında bulunduğu bile eserindeki bazı mısralardan hareketle çıkarılan tahmini hesaplara dayanmaktadır.

Doğru olarak bildiğimiz tek tarih, "Vesiletü'n-Necât" adını verdiği Mevlid'in 812 (M. 1409) da Bursa'da tamamlanmış olduğu ve bir de Ulu camide imamlık yaptığıdır. "Ebced hesabı" ile vefatına tarih düşürüldüğü söylenen "râhati ervâh" terkibinin kimin tarafından ve hangi tarihte söylendiği kesin olarak bilinememektedir. Bu terkibin çözülmesi ile ortaya çıkan 825 (M. 1422) tarihi, tahminî hesabın tekrarı mahiyetindedir.

MEVLİDİN OKUNUŞUNDA YAPILAN YANLIŞLIKLAR

  • Nalan

Bundan önceki yazımızda Mevlid manzumesinin telif ediliş sebebinden, vezin ve kafiye özelliklerinden, güfte ve mânâ güzelliklerinden söz açmış; ehl-i sünnet mezhebine uygun olarak kaleme alınan bu eserde, dimağlara nakş olunmak istenen İslâmî hakikatları izaha gay-ret etmiştik. "Vesiletü'n-Necât" adı verilen, sehi-ü mümteni tarzının zir-vesine taht kuran Mevlidin kıraati sırasında bazı kimselerin yaptıkları hatalı okuyuşları bu yazımızda açıklamaya çalışacağız,

Bu hataların ilgi ve bilgi eksikliğinden, başkalarının okumasını dinlemekle yetinip güvenilir bir metni tetkik etmeyişten veya dirayetli bir üstadın "fem-i muhsin"inden ders almamış olmaktan kaynaklanmakta olduğuna inanmaktayız. Yazdıklarımız ile bu yanlışların tashihine yardımcı olabilirsek, dinleyenlerin kulaklarını tırmalayan telaffuz ve gramer hatalarını düzeltmiş ve Süleyman Çelebi merhumun ruhunun rencide edilmesini önlemiş olacağımıza inanmaktayız.

YAZICIZADE VE MUHAMMEDİYE

  • Nalan

Malkara ilçesinin Kadıköyü'nde dünyaya gelen Mehmed Efendi'nin doğum tarihi bilinmemektedir. Babası Selahaddin Efendi, ilim ve irfanı ile ve yazdığı değerli eserlerle tanınmış âlim bir zattır. Hattatlığı ve devlet hizmetinde kâtip olarak çalışması sebebiyle "Yazıcı" lâkabı ile anılır olmuştur. Mehmed Efendi'nin ismi, babasının lâkabı ile; pederinin adı da oğlunun ilim ve tasavvuf sahasındaki kemalatı ile "mâruf-i cihan" olmuştur,

Yazıcıoğlu, babasının ilminden faydalanarak tahsil hayatına adım atmış, ilmi arttıkça daha büyük bilgilerin tâlibi olmuş ve ihtisasını geliştirmek için İslâm âleminde sefere çıkmış, önce İran'a oradan da Mâverâünnehr'e gidip ilim sahasında temayüz etmiş zatların bilgilerin-den faydalanmıştır. Ezelî istidâdının ve aklî kabiliyyetinin vüs'atı sebe-biyle, müteaddit zatlardan ve bilhassa Zeynü'l-Arab ve Haydar Hâfî gibi ilim kutublarından büyük çapta istifade etmiştir. Tasavvuf sahasındaki nasibini Hacı Bayramı Veli hazretlerinden almış ve onun işaretleri ile seyri sülûkini tamamlayıp zâhir ile bâtın ilimlerinin mülteka'l-bahreyn'i haline gelmiştir.

Sabah namazi hakkinda sorum var

  • nepkoc

Sabah namaziyla ilgili sorum olacakti. Bu konuda bilgisi olan yanitlarsa sevinirim. Ben isim geregi haftanin 3-4 gun gece calisiyorum. Bazi gunler sabah namazi zamaninda yaptigim is ten ayrilamayacak durumda oluyorum. Yani tek basima yapilan bir is ve gorev yerinden ayrilamadigim bir is. Boyle durumlarda namazimi kazaya birakabilirmiyim? Okudugum kitaplarda bilerek kilinmayan namazin kazasi olmaz, unutma veya uyuya kalip, kilinamayan namazlarin kazasi olur diye okudum. Evime dondukten sonra ogle namazi vaktine kadar sabah namazi gorevini yerine getirsem olurmu ? Nasil davranmaliyim.?