11 Ekim 2006 tarihli konular

Yorma Yüreğini Aşktan Usanacaksın

  • imdat sezer

Çehresi değişmiş sevinçlerimin hayallere perçinlenmiş yanında nasıl da unuttum seni sormayı? Örselenmiş kuytulara pası gitmemiş delilikleri kazırken, hayaline bir daha bakmayı unuttum.
Kirli sokakların kaldırımları öğütürken taşralı bedenimi, o çocuksu bakışlarını masum heveslerin yanına koymayı unuttum işte... Körelenin hisler değil de, kendim olduğunu söylemeyi unuttum. Anlamsız kalabalıkların etrafına uçuştuğu günlerde, ben tomurcuğa bile durmamıştım. Oysa pembeydi yüzünü dahi göremediğin çiçek... Yaban gülü müydüm neydim? Yabancılara karşı ürkek, sana dünden meyilli...

Kadınlarla tokalaşmak

  • imdat sezer

Bugünlerde gazete sütunlarına ve TV ekranlarına yansıyan, “kadınlarla tokalaşma” konusunda acaba dinimizin hükmü nedir ve Peygamberimizin örnek tatbikatı nasıldır? Kur’an-i Kerim’deki “Zinaya yaklaşmayınız” emri gayet açıktır. Bu emirle, zina yapmak şöyle dursun, zinaya giden bütün yollar bile yasaklanmaktadır. İki cins arasındaki, dokunmak/tutmak gibi fiiller, zinadan önceki hareketler oldu?u içindir ki, İslâm dini meşru olmayan bu fiilleri de yasaklamıştır.

Bir TV kanalında Ali Rıza Demircan Hocamızın da söylediği gibi, bu fiillerin zinaya en yakın olanı dokunmak, yani temastır. Tokalaşmada da temas olduğuna göre, bunun dinimize göre hükmünü bilmemiz icap eder.

Dualar neden kabul olmaz ?

  • imdat sezer

İbrahim bin Edhem bir gün Basra çarşısında gezerken halk başına toplandı ve 'Bana duâ edin icabet edeyim' meâlindeki âyet-i celileyi sordular ve: 'Biz Allah'a dua ediyoruz. Fakat müstecap olmuyor. Acaba neden?' diye yakındılar.

Dedi ki: Kalbiniz on şeyden ölmüştür:

1) Allah'ı tanırsınız, ama hakkını edâ etmezsiniz.

2) Allah'ın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.

3) İblis'in düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tâbi olursunuz.

4) Resûlullah'ın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.

Kabul olunan duanin meyvesi

  • imdat sezer

Remzi ihtiyar bir adamdi.

Fakat o cok mutlu ve huzurlu bir ihtiyardi.
Bu mutlu ihtiyar mutlulugunu ve huzurunu her zaman her yerde dile getiriyordu ve Allah'a sonsuz sükrler ediyordu.

Bir oglu vardi.

Ve tüm olumsuzluklara ragmen onu en iyi bir sekilde yetistirmeye Kuran ve sünnetle egitmeye calismisti.

Kendisi yetim büyümüs,bir cok yavrusunuda kücük yasta kaybetmesine ragmen bu ihtiyarin gözlerinden fiskiran mutluluk ve huzuruna millet akil sir erdiremiyordu.
Onun icin ona sormadan edemiyorlardi.

- Siz neden bu kadar mutlu ve huzurlusunuz?
O bu soruya söyle cevap verirdi:

Issız Ada…

  • Nisan Yagmuru

Firtina apansiz bastirinca koca gemi bir anda denizin dibini boyladi.
Dunyaca unlu is Adami issiz bir adanin issiz sahilinde gözlerini acti…...
Ne gelen vardi ne giden... Ne arac vardi ne gerec...
Istersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve Hindistan cevizi...
Hayati boyunca evi disinda bes yildizli otellerden baksa yere adimini atmadigindan, bir süre ne yapacagini bilemedi...
Sonra, dört ay boyunca muz yiyip hindistan cevizi suyu icti….. gecmiste kalan o güzel günleri düsünerek gözlerini denize dikip kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu……..
Bir gün sahilde uzanmis yatarken, gözünün ucunda bir hareket hissetti….
o da ne…..?
Bir sandal ve kürekte o güne dek gördügü en müthis kadin...
Son surat geliyor... Inanamadi......
- " Nereden geliyorsunuz…?" diye haykirdi, " Buraya nasil geldiniz….?"
- "Adanin öteki tarafindan..." dedi nefis guzellikteki genc kadin,
"Gemi batinca oraya ciktim…..."
- "Ne sans, benden baska kimsenin kurtuldugunu sanmiyordum.dedi eski unlu is adami
Kac kisisiniz….?"
- "Baska kimse yok... Sadece benim... Sandal da gemiden degil."
Adamin akli karisti..

Bu yazıyı okumazsan ikinci şansın, son şansın olabilir

  • Nisan Yagmuru

İkinci şans, her şeye yeniden başlama fırsatıdır. Birçok insan, yaşamında ikinci bir şans ister. Sıklıkla ikinci şans, bir başarısızlığın ardından istenir. Bir sınavda başarısız olursak ikinci şans isteriz. Eşimizle sorunlar çözülmez hale geldiğinde, keşke evlenmeseydim ya da başkasıyla evlenseydim deriz. İşimizi yönetirken başarısız olursak, keşke öyle yapmasaydım da şu şekilde yapsaydım deriz. Bazen çok öfkelenir, kırarız birisini. Başa dönmek için ikinci bir şans isteriz. Her seferinde alternatif hareketi yapabilmek için ikinci bir şansı isteriz.

İkinci şansın ve içinde bulunduğumuz dönemle olan ilişkisi

Patates, Yumurta ve Kahve!

  • hayat

Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikayet eden; Her gün hayatinin ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı Hayat, ona göre, çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.

Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkıyordu karşısına.

Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi.

Bir gün onu mutfağa götürdü.
Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu.

Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, Bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu Daha sonra kızına tek kelime etmeden, beklemeye başladı.

Kızı da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu.

Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı.

Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi.
Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı.
Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu.
İkincisinden yumurtayı çıkardı.

Evlendiniz! Evlilik Yeminini Ettiniz mi?

  • hayat

Biz ikimiz yolcuyuz. / Hayat yolunu birlikte adımlamaya söz verdik. / Yokuşları da, inişleri de beraber yürüyeceğiz. / Mutlulukları da, hüzünleri de beraber karşılayacağız. / Bizim için iyi yolculuk duası edin.
İki insanın ömür boyu birlikteliği hem zordur hem de hoştur.

Zordur; çünkü insanın belirsizliği ve kolayca çerçeveye girmemesi, ilişkiyi bir maceraya dönüştürür.

Hoştur; çünkü her şeye rağmen insan kalbine mukabil bir kalbi bulmakla, neşelerini ve sevinçlerini çoğaltır, hüzünlerini ve kaygılarını azaltır.

Bu zor ve hoş birlikteliğin başlangıcında iki insanın birbirlerine üstü kapalı söz verişleri vardır. Değişik kültürlerde, bu söz verişler, bir tür nikâh manifestosu, evlilik yemini ya da duası adıyla açık edilir. Örneğin, Apaçi Kızılderililerinin "evlilik yemini" aynen şöyledir:

Artık yağmurda hiç ıslanmayacaksınız; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sığınak olacaksınız.

Artık hiç üşümeyeceksiniz; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sıcaklık olacaksınız.

Az yemek insanın zekâsını açar

  • imdat sezer

Bugün hastalıkların birçok sebebinin aşırı kilo olduğu biliniyor. Tasavvuf kitaplarında ise az yemenin önemi anlatılmakta ve insanlar az yemeye teşvik edilmektedir.

Dengesiz beslenme, aşırı yemek yeme beraberinde şişmanlığı getiriyor. Batı ülkelerinde sıkça rastlanan kilo sorunu artık Türkiye’nin de bir problemi. Obezite (aşırı kilo) birçok hastalığa davetiye çıkarmakta ve doktorlar hastalarından ilk iş olarak kilo vermelerini istemektedir. Halbuki dinimizde dengeli beslenmenin önemi anlatılmakta, aşırı yemek yemenin zararları ifade edilmektedir. Tasavvuf kitaplarında az yemek yiyen kişinin hafızasının güçleneceği, anlama ve kavrama yeteneğinde hızlılık ve genişleme meydana geleceği belirtilmektedir. Yine, “Tok olan kişinin beyni sarhoşmuş gibi düşünmesinde yavaşlama olur. Açlıkta kalp nurlanır, hoşluk ve hafiflik meydana gelir.” denilmektedir.

Ateşli bir kavga (mı) ?

  • hayat

Eşinizle birlikte yolculuğa hazırlanıyorsunuz. Siz bavulları hazırlıyorsunuz. Bir ay evde olmayacaksınız. Güzel bir tatil planınız da var.


Tam evden çıkmak üzereyken, ayakkabılığın üzerinde, bir fatura gözünüze çarpıyor. Ev telefonunun faturası... Ödemek üzere eşinize vermiştiniz; ama almayı unutmuş ya da aldığı halde ödemeyi unutmuş... Bir ay içinde ödenmezse, hem telefon kesilecek hem de hak etmediğiniz halde faiz ödeyeceksiniz...

Ne yapacaksınız? Aşağıda iki farklı diyalogla faturayı nasıl farklı biçimlerde ödeyebileceğinizi görebilirsiniz.

DİYALOG A

Öfkelenirsiniz. Daha önce de eşinizin böyle hatalar yaptığını hatırladınız. Elinizde faturayı sallar ve eşinize hınçla konuşmaya başlarsınız. Geçmişe ve hatalara yönelirsiniz, olayı çözmek yerine daha da kötüleştirebilirsiniz:

"Söz vermiştin hani; yine faturayı ödemeyi unutmuşsun."

Öğrendik ki...

  • hayat

Arkadaslarimizin degisebilecegini kabul edersek, arkadas
degistirmek zorunda kalmayiz.

Ögrendik ki... En sevdigimiz kisi bile bizi bir kez kirabilir, ama o
her zaman affedilmeyi hak eder.

Ögrendik ki... Gerçek dostluk ve gerçek ask, araya mesafeler bile girse
büyümeye devam eder.

Ögrendik ki... Bir saniyede yaptiginiz birsey size hayat boyu kirik
bir kalp birakabilir.

Ögrendik ki... Olmak istedigimiz gibi biri olmak bazen hayat boyu
sürebilir.

Ögrendik ki... Sevdiklerimizin yanindan ayrilirken son sözlerimiz
güzel seyler olmali, belki de bu onlari son görüsümüzdür.

Ögrendik ki... Yaptiklarimizin sorumlulugu bize aittir, nasil
hissedersek hissedelim.

Ögrendik ki... Biz davranislarimizi kontrol etmezsek davranislarimiz
bizi kontrol etmeye baslar.

Ögrendik ki... Bir iliski ne kadar atesli sekilde baslasa da, tutku gün
geçtikce söner. Birbirine gerçekten bagli olanlar, kalplerindeki sevgi
asla sönmeyenlerdir.

Ögrendik ki... Kahramanlar, dogru seyi dogru zamanda ve sonuçlarini
düsünmeden yapanlardir.

Ögrendik ki... Adalet parayla saglanmaz.

Ögrendik ki... En iyi arkadaslarimiz, birlikte hiçbirsey yapmadan da

Televizyon astım yapıyor

  • imdat sezer

Astımın son 20 yılda dünyanın özellikle gelişmiş ve endüstride ileri gitmiş ülkelerinde her geçen gün daha çok kişide görülmesinin bir çok nedeni vardır.


Araştırmalar, yaşam stilindeki değişikliklerin ve batı tarzı yaşamın getirdiği olumsuzlukların bu artıştan birinci derecede sorumlu olduğunu göstermektedir.
İnsanların zamanlarının çoğunu kapalı ortamlarda geçirmeleri, daha fazla allerjene maruz kalmaları, ev içi ve dış atmosfer havasının kirliliği, doğal besinlerden uzaklaşma ve katkı maddeleri içeren besinlerin daha çok tüketilmesi, şişmanlık, çocuklarda fazla antibiyotik kullanılması gibi pek çok faktörün bu artıştan sorumlu olabilecekleri ileri sürülmektedir.

HIC BIRSEY YERSIZ DEGILDIR

  • imdat sezer

Allah, her bir insanı, bir gaye ve bir amaç için yaratmıştır; ki, kişi, ancak, o yaradılış amacına uygun olarak kendisine kolaylaştırılmış davranışları ortaya koymak suretiyle, Yaradan'ın yaratış hedefine ulaşır… Bu onun fıtrî kulluğudur!.



"Beynimiz, zaman ve mekân kavramlarının ötesinde, derindeki bir varlığın hükmünün, başka bir boyuttan gönderdiği projeksiyonların girişim frekanslarını, matematiksel olarak değerlendirerek, gördüğümüz yapılara dönüştürücüsü.."

Zaman ve mekân kavramlarını ortadan kaldırıp, bir yana koyalım!.

Ümm-i Ümare Nesibe Hatun

  • imdat sezer

Ümm-i Ümare Nesibe Hatun

Ümm-i Ümare, Uhud gazasına, kocası Zeyd bin Asım, oğulları Habib ve Abdullah ile birlikte katılarak, secaat ve kahramanlıklar gösterdi. Gazilere su dağıtmak ve yaralarını sarmak vazifesiyle katıldığı savaşın en şiddetli bir anında, Resulullah efendimize saldıran bir müşriki atından aşağı düşürüp öldürdü.
Ok, kılıç ve kalkan kullanarak düşmana saldırırken kendisi de birkaç yerinden yaralandı. Yaralı hâliyle kocasını ve oğullarını savaşa teşvik etti. Düşman, Resulullah efendimize hangi istikametten saldırırsa, hemen kocası ve oğullarıyla oradan müdafaa ederlerdi.

Yaşamınızı Korkular Yönetiyor

  • hayat

Psikolog Derya Öztürk, stres ve depresyonun altında yatan gerçek nedenlerden birisinin "gelecek korkusu" olduğunu belirtirken, gelecek korkusu çok fazla olan insanların şimdiki anı yaşamadığını, yaşadıkları andan keyif alamadığını söyledi.

Duyu algı eğitimi alanında çalışmalar yapan, Nöro- Linguistik Programlama (NLP) Eğitmeni Psikolog Derya Öztürk, yaptığı açıklamada, gelecek korkusunun yaygın ve pek çok kişinin elinde olmadan karşı karşıya kaldığı korku olduğunu kaydetti. Öztürk, gelecek korkusunun derinlerinde "değişim korkusunun" yattığını söyledi.
İnsanoğlunun sadece yalnızca "düşme ve yüksek ses" korkusuyla dünyaya geldiğini vurgulayan Öztürk, bunun dışındaki tüm korkuların öğrenilmiş korkular olduğunu kaydetti. Öztürk, zihin tarafından yaratılan sanal korkulardan kurtulmanın mümkün olduğuna işaret ederek, "Yeter ki bu korkulara sahip olduğunuzu kabul edin ve kurtulmak isteyin. Tüm korkular geçmişteki olumsuz deneyimlerimiz sonucu oluşmuştur" dedi.

ACI ÇEKMEKTEN, MUTSUZ OLMAKTAN KORKULUYOR